Buradasınız
Ankaralı İşçiler İş Kazalarına “Dur” Diyor
Hacettepe Hastanesi’nden bir sağlık işçisi
UİD-DER’in “İş Kazaları Kader Değildir, İşçi Ölümlerini Durduralım!” şiarıyla başlattığımız imza kampanyamızın standını Ankara Tuzluçayır’da açtık.
İmza toplarken, işçilere derneğimizin başlattığı bu kampanyanın öneminden bahsettik. Patronların gerekli güvenlik tedbirlerini almamaları nedeniyle her ay ortalama 100’den fazla işçi kardeşimizin iş cinayetlerinde kurban gittiğini vurguladık. Patronların bu kazaları önlemek için hiç bir şey yapmadıklarını dile getirdik. Temmuz ayında çıkan İş Güvenliği ve Sağlığı Yasasının iş kazalarını önleyeceği söylenmişti. Fakat ne yazık ki Temmuz ayından beri yüzlerce işçi kardeşimiz hayata veda etti. Buradan anlıyoruz ki, kâğıt üzerinde yasa bizim için hiçbir şey ifade etmiyor.
İmza standımızda, kimi işçiler suçun işçide olduğundan, patronların aldığı koruyucu ekipmanları işçilerin kullanmadığından bahsettiler. Bu işçi kardeşlerimize sabırla gerçekleri göstermeye çalıştık. Evet, patronlar maliyeti yüksek olan koruyucu ekipmanları almıyorlar. Maliyeti düşük olanlar da işçileri rahatsız ediyor, çalışmalarını engelliyor. İş yavaşladığı için işçi, patronun ve ustabaşının bir de bu nedenle baskısına maruz kalıyor. Birçok fabrikada işçiler en temel ihtiyaçları için bile mola kullanamıyorlar. Meslek hastalıklarına yakalanıp, hayatları boyunca bu acıyla yaşamak zorunda kalabiliyorlar. Patronların derdi eğer işçilerin sağlığı olsaydı, onca ölüm olmazdı. Dünyada iş kazalarında 3. sırada olmamız da gösteriyor ki, patronların servetleri bizlerin kanı üzerinde büyüyor.
Başka bir işçi kardeşimiz, “sanki bir imzayla ne değişecek? Yapacaklarını yine yapıyorlar” diyerek öfkesini imza atmamakla yatıştırmaya çalıştı. Tabi ki sadece bir imzayla hiçbir şeyin değişmeyeceğini, bu imzalarla kamuoyunun duyarlılığını arttırmayı, bu şekilde tepkimizi ortaya koymayı amaçladığımızı anlattık. Bu imzaları toplarken, aynı zamanda işçilerin duymadıkları, bilmedikleri birçok şeyi anlatma fırsatı buluyoruz. Onlara yalnız olmadıklarını hissettiriyoruz. Bu işçi kardeşimize, “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyamızda yüz binlerce işçiye ulaşıp gerçekleri anlattığımızı, akabinde gündemde olan kıdem tazminatı fonunun gelen tepkiler üzerine askıya alındığını anlattık. Anlatılanlardan sonra imzasını attı. Böyle mücadele edenleri kesinlikle desteklediğini, böyle anlamlı bir mücadeleye karşı olmadığını ekledi.
İnşaat işçisi olan genç bir işçi iş kazası geçirdiğini, ayağını sakatladığını belirtti. Sigortası olmadığı için kaza raporu tutulmadığını, müteahhidin kaçtığını anlattı. “Eğer kaza raporum olsaydı malulen emekli olabilirdim” deyip öfkeyle imzasını attı. UİD-DER’e de böyle bir kampanyaya vesile olduğu için teşekkür etti.
Dostlar, imza kampanyamızın ilk standında duyarlılığın ve ilginin çok fazla olduğunu gördük. Bu da bizlere gösteriyor ki, UİD-DER’in bütün çalışmaları, hem bizlere, hem de mücadeleye katacağımız başka işçi kardeşlerimize güç veriyor. Örgütlü olan işçiler güçlüdürler ve asla yenilmezler. Gelin UİD-DER’in “İş Kazaları Kader Değildir, İşçi Ölümlerini Durduralım!” kampanyasını hep beraber güç verelim.
Aslı Bozuk Deme Gel Şu İnsana
Son Eklenenler
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...
- Sorunlarımız her geçen gün katmerlenerek büyüyor. Mutfak masrafları, faturalar, barınma sorunu, düşük ücretler… Ama yalnızca sorunları sıralamakla bir yere varamayız. Yaşadığımız sorunları çözüme kavuşturmak için öncelikle sorunun kaynağını...
- Mersin Çevre Platformu, MIP AŞ’nin limanı genişletmek amacıyla Atatürk Parkını kapatmasını Özgür Çocuk Parkında basın açıklaması ile protesto etti. Mersin halkı, şehir merkezinde bulunan Atatürk Parkının MIP A.Ş tarafından liman genişletme...
- 28 Nisan birçok ülkede iş kazalarında ve meslek hastalıklarında yaşamını yitirmiş işçileri anma günü olarak kabul edilmiş durumda. İlk defa Kanada Kamu Çalışanları Sendikası (CUPE), 1984’te kendi üyeleri için 28 Nisanı Yas Günü olarak ilan etti. Bir...
- ABD’nin New York şehrindeki Columbia Üniversitesi öğrencilerinin başlattığı Filistin halkıyla dayanışma eylemleri ülke çapındaki diğer üniversitelere de yayılarak büyüyor. ABD’nin 22 eyaletinde 40’tan fazla kampüste öğrenciler aynı taleplerle...
- Aralık 2023’te iktidara gelen faşist Javier Milei ve hükümeti, kemer sıkma politikalarıyla krizin faturasını Arjantinli emekçilerin sırtına yıkmaya devam ediyor. İktidara geldiği günden bu yana birçok protesto gösterisiyle Milei hükümetine...
- İşçi sınıfının kadınları olarak birçok sorun yaşıyoruz ve bu 1 Mayıs’ta bizim de yükselteceğimiz taleplerimiz var. Sohbetimiz sırasında emekçi kadın kardeşlerimiz hangi taleplerle 1 Mayıs’a katılacaklarını anlattılar.
- Bizler bir grup petrokimya işçisiyiz. Tüm sınıf kardeşlerimizi 1 Mayıs’ın birlik, mücadele ve dayanışma coşkusuyla selamlıyoruz.
- İşçilerin sendikalaşma hakkı, ücretleri patronlar tarafından gasp edilirken bu duruma itiraz eden, hakkını arayan işçiler cezalandırılıyor, darp ediliyor. Ancak saldırılara, baskılara boyun eğmeyen işçiler mücadeleyi sürdürüyor. İstanbul Finans...
- Tekirdağ Çorlu’da 8 Temmuz 2018’de meydana gelen tren katliamında 7’si çocuk 25 kişi yaşamını yitirmiş, 300’den fazla kişi yaralanmıştı. Katliama ilişkin davanın karar duruşması 25 Nisanda Çorlu Halk Eğitim Merkezi’ne kurulan 1. Ağır Ceza...
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...