Buradasınız
İşçiler Köle Değildir, Boyun Eğmeyelim!
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
İşçiler, emekçiler, kardeşler!
Zor bir süreçten geçiyoruz. Yanıbaşımızda, başta Suriye ve Irak olmak üzere Ortadoğu’nun neredeyse tamamında savaş sürüp gidiyor, insanlar katlediliyor. Yüz binlerce insan evini terk edip göçmen hale geliyor, acı ve gözyaşı birbirine karışıyor.
Ekonomik kriz, sürüp giden savaşlar, işsizlik, açlık ve yoksulluk… Paranın egemenliğine dayalı kapitalist sömürü düzeni hiç de tozpembe bir gelecek sunmuyor bize.
İçeride ise cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde siyasal gerilim giderek tırmanıyor. İktidar kavgasına tutuşan egemen güçler, toplumu kendi çıkarları temelinde kutuplaştırarak karşı karşıya getiriyorlar. AKP, CHP ve MHP, toplumu çeşitli biçimlerde bölerek kendi arkalarına takmaya çalışıyorlar.
Bu düzen partileri, kendi çıkarları için gerilimi arttırdıkça toplum daha fazla kutuplaşıyor ve bu kutuplaşma, işçilerin tüm sorunlarının üzerini örtüyor.
O halde biz işçilere düşen görev, bu kutuplaşma oyununu bozmak, kardeşleşmek ve sorunlarımızın üzerinin örtülmesine izin vermemektir. Biz işçiler aynı çıkarlara sahibiz ve eğer yapay ayrılıkları bir kenara bırakıp birleşemezsek, patronların dayattığı kölece çalışma koşulları sürüp gidecek.
Uzun bir süredir patronlar, kölece çalışma koşullarını kalıcı hale getirmek üzere AKP’yle birlikte çalışıyorlardı. Nitekim AKP, tüm sosyal haklardan mahrumiyet, uzun iş saatleri, düşük ücretler, iş kazaları ve işçilerin ölmesi anlamına gelen taşeronlaştırmayı ana çalışma biçimi haline getirmek üzere Meclis’e yeni bir yasa sunmuş durumda.
Eğer bu yasa Meclis’ten geçerse, Soma’daki gibi toplu işçi katliamlarının sayısı artacak. Bunu asla unutmayalım! Taşeronlaştırmanın bedelini her gün ortalama dört işçi canıyla ödüyor. Bu sayı artacak.
Kardeşler!
Soma’daki maden kazasıyla ilgili her geçen gün yeni deliller ortaya çıkıyor. Daha fazla üretim ve daha fazla kâr elde etmek isteyen Soma Holding patronu, en temel iş güvenliği önlemlerini almamış ve 301 kardeşimizi ölüme göndermiştir. Bu katliamın sorumlusu Soma Holding patronudur.
Ama bu katliamın bir başka ortağı daha var; o da AKP hükümetidir. İşyerlerini ve madenleri denetlemesi gereken AKP hükümeti, bu yönde hiçbir şey yapmamış, İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası kâğıt üzerinde kalmıştır.
Ne pahasına olursa olsun ekonominin büyümesini isteyen AKP ve Başbakan Erdoğan, patronların önündeki tüm engelleri kaldırmıştır. Patronlara, “ayağınızdaki prangaları çözeceğiz” diyen bizzat Erdoğan’dır.
Prangaların çözülmesi demek taşeronlaştırmanın yaygınlaştırılması, iş saatlerinin uzatılması, işgücü maliyetinin yani ücretlerin düşürülmesi demektir. Patronların ayağındaki “prangaların” çözülmesinin bedelini işçiler canlarıyla ödemektedirler.
Soma’da 301 işçi feci bir şekilde katledilirken, doğal olarak ülkenin dört bir yanında milyonlarca insan acıya boğulmuş ve tepki göstermeye başlamıştır. Başbakan Erdoğan’ın Soma’ya giderek Soma Holding patronuna sahip çıkması ve “bu işin fıtratında var” diyerek gerçekleşen katliamı normalleştirmek istemesi tepkileri daha da arttırmıştır.
Lakin katliamın suç ortağı AKP hükümeti, meydanlara çıkan ve tepki gösteren insanların üzerine polisini salmış ve emekçilerin demokratik tepkisini şiddetle bastırmak istemiştir.
AKP, utanıp sıkılmadan sanki kendisi iktidarda değilmiş gibi bir tavır takınmaktadır. AKP’nin tek derdi kendi iktidarını korumaktır. Lafa gelince dinden imandan söz eden AKP sözcülerinde ve egemenlerde ahlâkın, vicdanın, insaniyetin zerresi yoktur. 301 işçinin ölmüş olması önemli değildir onlara göre; önemli olan AKP’nin yıpranmaması, ekonominin büyümesi ve sermayenin palazlanmasıdır.
Tam da bu nedenle, acıya boğulan emekçiler demokratik tepkilerini dile getirdiklerinde “provokasyon yapmak”la, “kışkırtılmak”la itham edilmişlerdir. Amaç tepki gösterenleri susturmaktır. Yani AKP’nin demokratik tepkiye de tahammülü yoktur. AKP’nin tavrı şu sözü akla getiriyor: Hem suçlu hem güçlü!
İlk üç gün patronu kollayan AKP, daha sonra patronu gözden çıkararak tepkileri yatıştırmaya girişmiştir. Çalışma Bakanı Faruk Çelik, “taşeron sömürü”den bile söz etmiştir. Oysa taşeronlaştırmanın bu denli yaygınlaşmasını sağlayan AKP ve bizzat Çalışma Bakanı’dır. İnsanda biraz utanıp sıkılma olur, ama ne gezer!
Kardeşler!
Daha madencilerin mezarının toprağı kurumadan, taşeron sömürüden söz eden Çalışma Bakanı, taşeronluk sistemini alabildiğine yaygınlaştıracak yasayı Meclis’e sunmuştur.
İkiyüzlü AKP, her zamanki gibi kafa karıştırıcı bir taktik izlemektedir. Tepkileri yatıştırmak amacıyla madencilerin çalışma koşullarını kısmen iyileştiren yasa ile taşeronluk yasası birleştirilmiştir. Ancak taşeronlaştırıma sürdüğü müddetçe, taşeron olarak çalışan madencinin koşullarında bir iyileşme olmayacaktır.
Bildiğiniz üzere, İş Kanunu’nun 2. maddesine göre asıl iş taşerona verilemez. Yeni getirilen düzenlemeyle birlikte asıl işin de taşerona verilmesinin önü açılıyor. AKP, kafaları karıştırmak için taşeron işvereni ile ana işveren arasındaki sözleşme süresini üç yıla çıkartmakta ve bunu, taşeron işçilerin iş garantisi olarak sunmaktadır. Bu tam bir aldatmacadır. Çünkü patronların işçilerle 8 ya da 11 ay gibi kısa süreli sözleşme yapmasını sağlayan yasa değiştirilmiyor. Bu durumda taşeron patronları, işçilerle kısa süreli sözleşmeler yapmaya ve istedikleri zaman işten atmaya devam edecekler.
Kardeşler!
Taşeronlaştırma politikası, patronları palazlandırma politikasıdır. AKP iktidara geldiğinde 300 bin civarında olan taşeron işçi sayısı, bugün 2,5 milyonu aşmıştır. Bakanlık, belediye, vergi dairesi ve hastane gibi kamu hizmeti veren kurumlarda tam 700 bin taşeron işçi çalışmaktadır. AKP, devletin kadrolu işçi çalıştırmasını tercih etmek yerine, hizmetleri ihaleye çıkartarak yandaş patronlara muazzam bir sermaye aktarmaktadır. Yeni taşeronluk yasası bu düzeni garanti altına alıyor.
Taşeronluğun yaygınlaşmasıyla patronların eli daha da güçlenirken, tüm işçilerin çalışma koşulları ağırlaşacak. Taşeronluk, işçileri kısa süreli sözleşmeli çalışmaya ve son derece düşük ücrete mahkûm ederek adeta işçileri köle konumuna itmektedir. İşçiler uzun saatler boyunca çalışmakta ve yalnızca karınlarını doyurabilmektedirler.
Kardeşler, bu gidişe dur demek bizim elimizdedir. Yapay kutuplaşmayı aşarak kendi çıkarlarımız temelinde birleşelim. Biz köle değiliz, boyun eğmeyelim!
![pdf](/sites/uid7/files/uploads/image/pdf-uid-logo.png)
- İşçi Dayanışması 202. Sayı Çıktı!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Suriyeliler Geri Dönecek mi?
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- İşçi Sınıfının Ortak Mücadele Dili: GREV!
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 201. Sayı Çıktı!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- İşçi Dayanışması 200. Sayı Çıktı!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
Son Eklenenler
- Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının hedefi belli: Ekonomik yıkımın bedelini işçi ve emekçilere ödetmek, on milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin açlığa talim etmesi pahasına sermayeyi dizginsizce büyütmeye devam etmek. Soygunun, talanın...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen zamanda depremlerin yarattığı yıkımın, ortaya saçılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin ve boş vermişliğin hesabı sorulmadı. Siyasi gelişmelerle, yaratılan yapay gündemlerle yaşanan felaketin...
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...