Buradasınız
Zengini Zengin Eden Sistem!

Gazete ve haber bültenleri büyük bir müjde verir gibi Türkiye’de hesabında 1 milyon lira ve üzeri parası olan 86 bin 177 kişi olduğunu yazıyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun 2015 Haziran ayı sonu verilerine dayanılarak yapılan habere göre, bu kişilerin toplam hesabı 550 milyar 434 milyon 710 bin liraymış. Sevinmeli mi üzülmeli mi?
Elbette habere sevinenler olacaktır. Bir avuç milyoner ve onların dümen suyundaki kişilerin “maşallah” dediğini duyar gibiyiz. Bu bir avuç insan için işsizlik, yoksulluk, geçim derdi söz konusu değildir. Onlara göre zaten devran böyledir, fırsat varken küpü doldurmak gerekir. Gerisini düşünmek aptallıktır, enayiliktir.
Oysa zenginliğin artması veya sermayenin giderek daha fazla belirli ellerde birikmesi hayra alamet değildir. Çünkü bir ülkede zenginlik, servet, güç belli ellerde birikmeye başlaması geri kalan çoğunluğun yoksulluk, güçsüzlük, muhtaç duruma gelmesi anlamına gelir. Kapitalist düzen tam da böyle bir düzendir. Servet bir uçta, sefalet diğer uçta birikir. Kapitalist sistemin emrindeki hiçbir kurum (hükümetler, bakanlar, mahkemeler, anayasalar vs) bu durumun son bulması için hesap kitap yapmaz. Tersine bu durumun çok doğal, normal ve sağlıklı olduğu topluma empoze edilir. Beklenti ve umut yaratılarak herkesin günün birinde milyoner/milyarder olabileceği söylenir.
Zenginlik, lüks ve servet haberlerinin artması biz işçileri ise hiç sevindirmiyor. Çünkü bu ülkede zenginliğin artmasının ne demek olduğunu çok iyi biliyoruz. Zenginlik artmışsa milyonlarca işçinin aldığı ücret düşmüş, asgari ücret ay sonunu getirmeye yetmez olmuştur. Fazla mesailerle ay sonu getirmek, kıt kanaat bin bir zorlukla geçinmek her geçen gün daha da zorlaşacaktır.
Bir avuç insanın zenginliğinin artması demek, dünyanın bu insanlar için adeta cennet bahçesine dönmesidir. Dünya üzerindeki bu cennet milyonların cehennemi üzerinden yükselmektedir. Bu servetin kaynağı işçilerin sömürüsüdür. İşçinin ürettiğine haksız yere el koymaktır. Sağlığın, eğitimin, ulaşımın, barınmanın, temel gıda maddelerinin zamlanması, pahalı hale gelmesi demektir. Kamu emekçilerine hükümetin yüzde 4 zam önermesidir. Dört kişilik bir aile için açlık sınırının Temmuz 2015 itibariyle 1.330 lira yoksulluk sınırı ise 4.330 lira olmasına rağmen asgari ücretin bin lira olmasıdır.
Biz işçiler “zenginlik” düşmanı değiliz. Fakat bu zenginlik toplumda bir avuç insanın haksız yere, sömürü ile sahip olduğu bir kapitalist zenginlikse elbette karşı çıkacağız. Bu zenginlik toplumun çoğunluğunu aç, hasta, yorgun, çaresiz bırakıyorsa razı olmayacağız. Üretim araçlarının özel mülkiyetine dayalı sisteme, yani fabrikaların, bankaların, toprakların bir avuç patronun, sermayedarın elinde olduğu milyonlarca işçinin ise bu sistemi ayakta tutmak için üç kuruşa çalıştığı kapitalizme artık yeter diyeceğiz.
O halde yapılacak şey bellidir: Özel mülkiyeti toplumsal mülkiyete dönüştürmeliyiz! Herkesin çalışıp kendisini ve ailesini rahatlıkla geçindireceği sosyal bir sistem kurmalıyız. Bir avuç zenginin milyonlarca insanı baskı ile yönetmesine son vermeliyiz. Bu haksız, adaletsiz düzeni devirmeliyiz. Yeni bir düzen yani hak, eşitlik, özgürlük ve kardeşlik üzerine toplumsal bir düzen kurmalıyız. Sınıfların, sömürünün ve savaşların olmadığı eşitlikçi toplumsa bir düzen için mücadele etmeliyiz.
Zenginlerin zenginliklerini korumalarının yoksulların ise azgınca sömürülüyor oluşunun en temel nedeni örgütsüzlüktür. Sermaye sınıfı örgütlü işçi sınıfı ise örgütsüzdür. Bu durumun doğal sonucu birinin hızla zenginleşmesi öbürünün hızla yoksullaşmasıdır. İşte bu çelişkinin çözümü için işçi sınıfının da örgütlü olması gerekmektedir. İşçilerin örgütlenmesi alın terine el koyanlara karşı çıkacak bilinç ve cesareti toplaması anlamına gelir. İşçiler için bu acımazsız hayat koşullarından başka bir kurtuluş yolu yoktur, olmayacaktır, kapitalizm yıkılmalıdır.
- Sivas Katliamı 32. Yılında Lanetlendi, Katledilenler Anıldı
- Göçmenlerin Sağlığa Erişim Hakkı Yok Ediliyor!
- “Halkımız Yoksul Değil, Devletimiz Sosyal”
- Gazze’de Yardım Merkezine Saldırı: Kapitalizmin Geldiği Nokta
- Dünya Mülteciler Günü: Umut Kapitalizme Karşı Mücadelede!
- Genel-İş Sendikacıların Tutuklanmasını Protesto Etti
- Sağlık Emekçileri: “Bitmeyen Eziyet Bitmeyen Rezalet! Hasta Gelmedi Ceza Geldi”
- ABD Büyükelçiliği Önünde Eylem: “Filistin’de Ablukaya ve İşgale Son”
- İzmir Belediye İşçilerinin Grevinin Gösterdikleri
- Tüm İnsanlık İçin Atan Kalplerin Anısına
- Enflasyonun Bize Faturası
- Örgütlü Gücümüzden Korkuyorlar Kardeşlerim
- TPI Compozit Grevcilerinin Anlattıkları
- İşçiler Grevi Nasıl Yürütmeli?
- Yönetmen ve Senarist Ali Özgentürk’e Veda
- Sırrı Abi, Beynelmilel ve İşçi Sınıfının Enternasyonali
- Yaşasın Sınıf Dayanışması
- Soma Katliamının 11. Yılında 301 Madenci İçin Eylemler Yapıldı
- Erol Eğrekler Katlediliyor, Holdingler İşçilerin Kanıyla Büyüyor!
- Benim Onurlu ve Dirençli Devrimci Hasan Dayım
Son Eklenenler
- ABD’nin her yıl “özgürlük ve bağımsızlık günü” olarak kutladığı 4 Temmuz, bu yıl resmi törenlerin ve barbekü partilerinin ötesine geçerek işçi ve emekçilerin öfkesine sahne oldu. “Amerika’ya Özgürlük” sloganıyla onlarca şehirde gerçekleşen...
- Şüphesiz ki koşullar insanın ruh halini belirlemede çok etkili olur. Aynı şekilde tersine, bilinçlenen, ruh halleri değişen insanlar koşulları belirlemekte ve değiştirmekte çok etkili olur. Örneğin yoğun bir kış mevsimin yarattığı ruh hali, öyle bir...
- “Kamu imkânlarını amacı dışında kullanmak, kamuya ait işleri yavaşlatmak ya da aksatmak, verilen görevleri layıkıyla yerine getirmemek hem vebal hem de günahtır. Kamu hizmetlerini sunarken insanlar arasında ayrım yapmak, tanıdığı kişilere öncelik...
- Petrol-İş Sendikasında örgütlü grevci TPI Kompozit ve Temel Conta işçileri ile grevlerini kazanımla sonuçlandıran DYO Boya işçileri ve sendika düşmanlığına, işten atma saldırılarına karşı direnen TEKSİF üyesi Digel Tekstil işçileri, İzmir Menemen...
- Yıllar önce çalışıp ayrıldığım işyerinden bir işçi arkadaşım anlattı. Patron ekonomik krizden dolayı iflas ettiğini, işyerini kapatacağını söylemiş işçilere. Sonra patronla birlikte oturup ağlaşmışlar; “ne güzel bir işyerimiz vardı, ne güzel bir...
- Başlıkta yer alan ifadeler, Hakkı Özkan’ın “Grevden Sonra” romanındaki öncü işçi Nuri’nin eşinin sözleridir. Nuri, grevde öncüdür; mayası sağlam, kararlı bir işçidir. Yazar Hakkı Özkan matbaa işçiliği yapmıştır, yaşadıklarını romana aktarmıştır. “...
- Gebze Sendikalar Birliği, İsrail devletinin Gazze’de yürüttüğü katliamı, emperyalist savaşı lanetlemek, Filistin halkının sesi olmak, işçilerin dayanışmasını büyütmek için Filistinli sendikacılarla birlikte Gebze Kent Meydanında bir eylem düzenledi...
- Kenya’da, geçtiğimiz sene Haziran ayında, IMF’nin dayattığı kemer sıkma politikaları doğrultusunda yeni vergi yasası hazırlanmıştı. Bu yasa tasarısı, işsizlik, yoksulluk ve artan hayat pahalılığıyla boğuşan işçilerin ve emekçi gençliğin öfkesini...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu, Kocaeli Dilovası ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında, düşük zam dayatmasına karşı greve çıkan işçilerin mücadelesi 44. gününde kazanımla sonuçlandı. İlk yıl için yüzde 73...
- İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek için çalışan UİD-DER, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yılı vesilesiyle 29 Haziranda, “Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!”...
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kocaeli’nin Körfez ilçesinde faaliyet gösteren Gübretaş fabrikasında yüzde 30 sefalet dayatmasına karşı işçiler, 3 Temmuzda greve başladı. Devrimci Sağlık-İş Sendikasının, kamu işçilerine dayatılan sefalet...
- Geçtiğimiz hafta sonu, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55, UİD-DER’in kuruluşunun 19. yılı vesilesiyle Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde yüzlerce işçi arkadaşımızla yan yanaydık. Grevleri devam eden Petrol-İş üyesi DYO işçileri, DİSK’in kurucusu...
- Sivas katliamının 32. yılında Türkiye’nin birçok kentinde anma etkinlikleri ve eylemler düzenlendi. Katledilen 33 aydın ve sanatçı anıldı, katliam bir kez daha lanetlendi. Sivas katliamının unutulmadığının, tüm katliamların er ya da geç hesabının...