Buradasınız
UİD-DER Geçmişimizi Öğretip Geleceğimize Işık Tutuyor
Tuzla’dan bir grup metal işçisi

Biz metal sektöründe çalışan işçileriz. UİD-DER’in 10. yıl kutlamasına aynı fabrikadan pek çok kişi gittik. Fabrikalarda çalışma koşullarımız kötü, her gün biraz daha kötüye gidiyor. Dışarı çıkınca daha servislerimizden başlayan karamsar bir hava var. AKP ve Tayyip Erdoğan’ı destekleyen işçilerin rahat rahat konuştuğu, diğerlerinin ise artık daha az ses çıkarabildiği bir hava. Aldığı ücretin azlığını unutuyor arkadaşlarımız. Meclis’ten bir çırpıda geçen kölelik büroları ile ilgili yasayı iyi bir şey sanıyor, hatta bir grup işçi arkadaşımız kıdem tazminatının fona devrinin bile iyi olacağını düşünüyor. Biz metal sektöründe sendikalı bir fabrikada çalışıyoruz. Ama sınıfımızın tarihini, 15-16 Haziran gibi mücadelelerin olduğunu, işçilerin örgütlendiğinde neleri başarabileceğini, nasıl hakkını alacağını ne yazık ki sendikalarımızdan öğrenemiyoruz. Geçmişte DİSK ve Maden-İş’in mücadelelerini izlerken, Kemal Türkler’in dönemini dinlerken birçok işçi kardeşimiz bunların olduğuna inanamadı. İşte işçilerin geçmişini bilmemesinin, öğrenememesinin bedelleri ağır oluyor. Daha kolay aldatılıyoruz. Bize zehri kızılcık şerbeti diye içiriyorlar.
Başka ülkelerde de işçilerin üzerinde çok ciddi baskılar var ama oralarda işçiler haklarını vermemek için mücadele ediyor. Mesela Fransa işçi sınıfı kaç gündür sokaklarda eylemde. Türkiye’de televizyonlar sadece Erdoğan’ın istediklerini yayınladıkları için bunları hiç görmüyoruz. İçimizin dışımızın Erdoğan olduğu, geleceğimizin karartıldığı bir dönemdeyken UİD-DER’in 10. yıl kutlamasında yüzlerce işçi arkadaşla bir araya geldiğimizde çok mutlu olduk. Hele son günlerde Türkiye de iktidarda olanların çıkarı için işçiler arasında daha fazla düşmanlık yaratıldığı bir zamanda işçilerin birliğini isteyen, halkların kardeş olduğunu anlatan UİD-DER 10. yılını bizleri, başka başka fabrikalardan işçilerle yan yana omuz omuza getirerek kutladı. Hep beraber içimiz umutla, moralle doldu. Biz coşkuyla dolu ayrıldık o salondan. İşçilerin neler yapabileceğini görmek, tek tek kendimizi güçsüz hissettiğimiz bir durumdayken orada gördüğümüz birlik ve beraberlik bizi çok mutlu etti. Daha fazla örgütlenme isteği duyduk, mücadele azmimiz perçinlendi. Salondan ayrılırken büyük bir enerji ile ayrıldık. Bir an fabrikamızdaki işçilerin tamamını o salonda hayal ettik. Keşke hepsini getirebilseydik. Ama olsun az da olsak bu bizim için daha fazla örgütlenmek için cesaret veren bir gündü.
Son Eklenenler
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Ankara Adalet Bakanlığı önünde, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işten atılan emekçilerin görevlerine iade edilmesi talebiyle basın açıklaması düzenledi.
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...