Buradasınız
Haklarımıza Sahip Çıkmanın Vakti Gelmedi mi?

İşçileri kölelik konumuna iten kiralık işçilik düzenlemesi Meclis’te yasalaştı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onayından sonra yürürlüğe girdi. Ne var ki işçilerin büyük çoğunluğunun bu yasadan haberi yok. Ülkedeki karmaşa ve sermaye iktidarı tarafından bilinçli olarak tırmandırılan toplumsal kutuplaşma, tüm işçi sorunlarının üstünü örtüyor. Bu hay huy içerisinde, işçilerin haklarını ortadan kaldıran yasalar, iktidar partisi eliyle Meclis’te kabul edilerek yasalaşıyor. İşte özel istihdam bürolarının kurulmasını sağlayan yasa da bunlardan biridir. Sırada ise işçinin kıdem tazminatını yok etme tasarısı var.
Kıdem tazminatı meselesine geçmeden önce, İşçi Dayanışması okurları ve tüm işçi kardeşlerimiz için kiralık işçilik yasasının içeriğini kısaca hatırlatalım: Bu yasa, işçilerin aynı köleler gibi kiralanmasını getiriyor. İşçileri işe alacak özel istihdam büroları, dileyen patrona bu işçileri saatlik, günlük ya da aylık kiralıyor. Kısa süreli sözleşmelerle çalıştırılacak bu işçiler, bir yılı doldurmadan kendilerini kapının önünde bulacaklar. Kıdem tazminatı alamayacaklar, çoğu zaman sigortaları olmayacak, olsa da parçalı olacak. Çalışmaya gönderildikleri işyerlerinde haklarını bile arayamayacaklar. Bu koşullarda çalışan işçiler, mezarda bile emekli olamayacaklar!
Bu yasa yürürlüğe girer girmez, büyük fabrikalar dâhil pek çok işyeri, özel istihdam bürolarından işçi kiralamaya başladı. İşçilerin çalışma ve yaşam koşullarını kökten değiştiren bu kölelik yasasının olumsuz etkileri, asıl olarak önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak. Fakat AKP hükümetine ve patronlara inanacak olursak, bu yasa işsizliği azaltacakmış! İşçiye kısa süreli çalışmayı, sigortasızlığı, güvencesizliği, düşük ücreti, uzun iş saatlerini dayatan bir yasa nasıl işsizliğe çözüm olabilir? Dedikleri bu, yersen!
Haliyle insan, “müjdeleriniz yerin dibine batsın” demeden edemiyor ama hükümet ve patronlar yine de biz işçilere yeni müjdeler vermekte çok kararlılar! Kıdem fonu müjdesi de bunlardan biri. Aslında kıdem fonu düşüncesi pek müjde sayılmaz. Çünkü 1980’den beri patronlar, kıdem tazminatına el koymak istiyorlar. 1980 öncesinde işçi sınıfı çok örgütlü ve güçlüydü. İşçilerin mücadeleci sendikaları vardı. Mücadele eden işçiler birçok hak elde etmişlerdi. İşte bu haklara el koymak isteyen patronlar, 1980 askeri faşist darbesini tertipleyerek işçilerin örgütlü gücünü kırdılar. Mücadeleci sendikalar kapatıldı ve işçilerin haklarına el konuldu. Kıdem tazminatının ortadan kaldırılması amacıyla fon önerisi, daha sonraki bir dönemde İş Yasası’na eklendi. 2003’te İş Yasasını değiştiren AKP hükümeti, kıdem fonu önerisini bu yasada daha belirgin hale getirdi ve kıdem tazminatını yok etmek üzere harekete geçti. O günden beri de, her fırsatta kıdem tazminatını kaldırmaya çalışıyor.
Geçtiğimiz günlerde Çalışma Bakanı Süleyman Soylu, işçilerin yüzde 86’sının kıdem tazminatı alamadığını, bu nedenle kıdem tazminatı fonu kurmak istediklerini, bundan geriye dönüş olmayacağını açıkladı. Patronlar, Bakanın bu kararlılığını takdir ediyor ve alkışlıyorlar. Ne garip bir durum! İşçilere kıdem tazminatı vermeyen patronlar, ama kıdem tazminatı fonu kurulsun diye yanıp tutuşan da patronlar! Nasıl yani? Patronlar, tüm işçiler kıdem tazminatı alsınlar diye mi iştahla fon kurulmasını destekliyorlar?
Hükümet ve patronlar fena halde işçilerin aklıyla alay ediyor ve aslında işçilerin birlik olmamasına güveniyorlar. Eğer hükümet gerçekten de tüm işçilerin kıdem tazminatı almasını istiyorsa, ilk önce taşeron, esnek ve güvencesiz çalışmayı yasaklamalı, özel istihdam büroları yasasını iptal emelidir. Bunların yanı sıra, kıdem tazminatı ödenmeyen işçinin tazminatını devlet karşılamalı ve daha sonra bunu patronlardan tahsil etmelidir.
Ancak gerçek amaç farklıdır. Hükümetin esas derdi patronları kıdem tazminatı yükünden kurtarmak. Kıdem tazminatının kaldırılmasıyla patronlar, istedikleri zaman istedikleri işçiyi kolayca işten atabilecekler. İşçiler için iş güvencesi anlamına gelen kıdem tazminatının kaldırılmasıyla, patronların önündeki tüm engeller de kalkmış olacak. Aynı zamanda işçilik maliyetleri ucuzlayacak ve patronlar daha fazla kâr elde edecekler.
Bu fonun nasıl kullanılacağını İşsizlik Fonuna bakarak anlamak mümkün… Hükümet, patronlar sınıfının yararlanması için devasa fonlar oluşturma peşindedir. Geçtiğimiz günlerde açıklanan bireysel emeklilik fonu da bunlardan biridir. Hükümet, hiç kimseye sormadan, çalışanların rızasını almadan tüm sigortalıları zorunlu olarak bireysel emeklilik fonuna dâhil etmeyi planlıyor. Eğer bu planlama yasalaşırsa, 18 milyon işçiden her ay 100 lira kesilecek. Bu kesinti 6 ay boyunca zorunlu olacağı için, işçi bu sürede sistemden çıkamayacak. Hükümete göre amaç tasarrufu arttırmakmış! Biz bu “tasarrufun” sosyal sigortalar sistemini çökertmek, işçileri zorla veya aldatarak bireysel emeklilik fonuna yönlendirmek ve sermaye sınıfı için devasa fonlar oluşturmak olduğunu çok iyi biliyoruz.
Kardeşler, kapitalist sömürü düzeninde egemenler tüm gerçekleri baş aşağı çeviriyor; yalanı gerçek, gerçeği yalan olarak gösteriyorlar. İşçiler örgütlü ve bilinçli olamadıkları, bir sınıf olarak patronların karşısına dikilemedikleri müddetçe bu yalanlara inanmaya devam edecekler. Ülkede sürüp giden kaos, savaş, kışkırtılan milliyetçilik, tırmandırılan toplumsal kutuplaşma işçilerin bilincini tam anlamıyla felç ediyor. Her şey iç içe geçerek bir bulamaca dönüşüyor. Bu ortamda, işçilerin haklarına saldıran hükümet, yine de işçilerin büyük çoğunluğundan destek alabiliyor. Eğer biz işçiler gerçeklerin farkına varmazsak, bir sınıf olarak bir araya gelmezsek, haklarımıza sahip çıkıp mücadele etmezsek çok daha kötü günlerle karşı karşıya geleceğiz.
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- İşçi Dayanışması 202. Sayı Çıktı!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Suriyeliler Geri Dönecek mi?
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
Son Eklenenler
- İzmir’de tütün fabrikaları bir süredir grevdeler. Bunlardan biri de İzmir Pınarbaşı’nda 1970’lerde kurulan TTL fabrikası… TTL Tütün, 2000’li yıllarda Torbalı’da yeni bir tesise taşındı. Burada yaklaşık 300 işçi tütün üretiminde çalışıyor ve büyük...
- Mücadele etmek, örgütlenmek ve dayanışma içinde olmak! Bu kavramlar biz işçilerden ne kadar uzak olabilir ki? Bir yerde haksızlık varsa o haksızlık dolaylı ya da doğrudan bizi etkiliyor. Aynı durum hak mücadelesi için de geçerli. Bu nedenle bir...
- Manisa Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Mercan Makina’da sendikal baskılar ve işten atma saldırısına karşı 20 Martta direniş başladı.
- BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen’in 17 Şubatta tutuklanması ve Antep’teki tekstil işçilerinin hak arama mücadelesine yönelik baskılar, 20 Şubatta İstanbul Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü önünde çeşitli sendikalar tarafından protesto edildi.
- Rejimin toplumsal muhalefeti sindirmeye, tamamen ezmeye yönelik saldırıları artarak sürüyor. Bir süredir “Kent Uzlaşısı” ile kazanılmış CHP’li ilçe belediyelerine operasyonlar düzenleyen, seçilmiş belediye başkanlarını hapse atarak yerlerine...
- Şubat ayında greve çıkan Tekgıda-İş Sendikasında örgütlü Sunel Tütün, Oryantal Tütün ve TTL Tütün işçileri, İzmir’de aileleriyle birlikte basın açıklaması yaptı. Üç aydır ücretleri ödenmeyen Doruk Madencilik işçileri, şirketin Ankara’da bulunan...
- Diyanet İşleri Başkanlığı, bir yoksulun günlük gıda ihtiyacını göz önüne alarak belirlenen Ramazan fitresinin asgari ücret veya emekli aylığı alanlara da verilebileceğini açıkladı. Bu sözler Türkiye’de işçi ve emekçilerin nasıl bir yoksulluğa mahkûm...
- Sırbistan’da 2024’te Novi Sad şehrinin bir tren istasyonunda 15 kişinin yaşamını yitirmesi üzerine gerçekleşen kitlesel protestolar sonucunda Bakanlar ve Başbakan istifa etmek zorunda kaldı. Ancak bunlarla yetinmeyen, yolsuzlukların son bulmasını ve...
- İngiltere’de emperyalistlerin savaşına karşı emekçilerin barış sesi yükselmeye devam ediyor. 25. Ulusal Eylem Gününde çeşitli şehirlerden başkent Londra’ya akan on binler, İsrail saldırısı altındaki Filistin halkıyla dayanışma içinde olduğunu...
- İşçi sınıfının kapitalist sömürüye karşı mücadelesini, dayanışmasını güçlendirmek için çalışan UİD-DER’in, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle gerçekleştirdiği etkinlikler 16 Martta devam etti. UİD-DER’in İstanbul Avrupa ve Anadolu...
- Dünyanın pek çok ülkesinde işçi ve emekçiler, gençler eşitlik ve özgürlük talepleriyle, daha iyi bir yaşam özlemiyle bir araya geliyor, meydanlara çıkıyor. Almanya’da yapılan görkemli eylemlere katılan insanlar bu eylemlerine “iyi insanların isyanı...
- Geçtiğimiz günlerde, sigorta girişleri 1 Ekim 2008’den sonra olanların, emekli olduktan sonra çalıştıkları takdirde emekli maaşlarının kesileceği gündeme geldi. Üç kuruşluk emekli maaşıyla değil geçinmek, zorunlu gıda harcamasını bile karşılamak...
- Gece vardiyasında çalıştığımız bir gün elektrik kesildi. Biz de karanlıkta ayrı ayrı beklemek yerine üretimdeki arkadaşlarla yan yana geldik. Haliyle sohbet etme şansımız oldu. Bir ablamız iş kazası geçirmiş ve işvereni dava etmiş. İş güvenliği...