Buradasınız
UİD-DER’in Ektiği Tohumları Büyütelim!
Sefaköy’den bir sağlık işçisi

İçinde bulunduğumuz kapitalist sömürü düzeni her geçen gün daha da acımasız bir şekilde baskılar, yasaklar ve katliamlarla biz işçi sınıfının kanını, tıpkı bir kene gibi emmeye devam ediyor. Bu düzenin ve onun yöneticisi olan egemenlerin hiç acıması yok! Ne var ki kapitalist sistem ve onun burjuva egemenleri bizi sömürürken, bunu tıpkı tereyağından kıl çeker gibi yapmaya çalışıyorlar. Sanki burnumuzun dibinde acımasızca yürüyüp giden bir emperyalist paylaşım savaşı, artan iş saatleri, azalan ücretler, hak gaspları, katliamlar, baskılar ve daha bir sürü insanlık dışı uygulamalar yokmuş gibi göstermeye çalışıyorlar. Burjuva sistem her alanda, gerek işyerlerimizde gerek sosyal yaşantımızda medyasıyla, eğitim sistemiyle kısacası elinde bulunan her türlü yönetim aygıtıyla biz işçilere yönelik algı operasyonları yürütüyor. Bunların tamamen bir aldatmaca olduğunu ancak ve ancak sınıf bilinci olan örgütlü işçiler görebilir.
Geçtiğimiz günlerde UİD-DER’li işçiler olarak “Gelenekten Geleceğe UİD-DER Mücadeleyi Büyütüyor” diyerek hem 10. yılımızı kutladık hem de 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 46. yılının anmasını gerçekleştirdik. Artan baskılara ve yıldırma politikalarına rağmen etkinliğe farklı sektörlerden birçok işçi katıldı. Ben de sağlık sektöründe çalışan bir kadın işçiyim. Kapitalist sömürü düzeni sektör tanımıyor. Eğer burjuva değilsen, işçi-emekçiysen seni sınırsız ve acımasız bir şekilde sömürme hakkını kendinde buluyor. Kamu veya özel sektör ayrımı yapmaksızın sömürü her alanda dostlar. İşçi sınıfının mücadele örgütü UİD-DER adına yakışır bir şekilde dünya işçi sınıfının geçmişten bugüne yaşadığı süreçleri, baskıları, sömürüyü ve eğer bir olursak, sınıfımız için mücadele edersek neler başarabileceğimizi, hazırladığı etkinlikle şeffaf bir şekilde biz işçilere gösterdi. Etkinlik boyunca videoları izleyen ve konuşmaları dinleyen konukların hepsinin gözünde aynı ışık vardı. Genciyle, yaşlısıyla ve çocuklarıyla bütün işçilerin kalbi bir olup, aynı duygularla çarptı etkinlik boyunca. UİD-DER Müzik Grubu sahnede işçi sınıfının şanlı ezgileriyle bu duyguları daha da perçinledi yüreğimize. Ezgileriyle hem duygulandırdılar hem de coşturdular.
UİD-DER’li emekçi bir kadın olarak kurtuluşun ancak ve ancak mücadeleyle mümkün olacağını gördüm. Çünkü mücadele örgütüm bunu bana tarihi ve bilimsel yollarla gösterdi. Dostlar bu mücadelede emek var, özveri var, fedakârlık var ve en önemlisi de güzel bir dünyanın ancak işçi sınıfının birliği ve mücadelesiyle kurulacağı inancı var. Hayatı var eden bizleriz. Bizim emeğimizle, ellerimizle yapılmıyor mu her şey? Fabrikalarda, madenlerde, atölyede çalışanlar ve üretenler kimler? Günlük yaşantımızı sürdürebilmemiz için gerekli olan her şeyi biz ellerimizle var ediyoruz. O halde üretimden gelen gücümüze inanalım. İşçi sınıfı bir olursa, haksızlıklara ve eşitsizliklere boyun eğmezse insanın insanı sömürmediği, savaşların, işsizliğin ve yoksulluğun olmadığı, paraya değil insana değer verilen, sınıfsız sömürüsüz bir dünya kurmak mümkün!
Sınıf kardeşlerim, kapitalist sistem ve onun egemenleri bizim üretimden gelen gücümüzden korkuyorlar ve bunun için de aramıza nifak tohumları serperek bizi parçalamaya, bölmeye, bir olmamızı engellemeye çalışıyorlar. Gelin o tohumların kök salmasına izin vermeyelim! Gelin dünyaya birlik kardeşlik ve dayanışma tohumlarını ekelim. Emeğimizle, birliğimizle ve gücümüzle sulayalım ki kökleri sağlam olsun! Kapitalistler için kendimizi parçalayacağımıza, hayatlarımızı mahvedeceğimize, gencecik bedenlerimizle toprak olacağımıza, buna “dur” deyip kendi sınıfımız için mücadele edelim.
Kardeşçe, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünyanın mümkün olacağını UİD-DER bana gösterdi. Teşekkürler UİD-DER, iyi ki varsın! İşçi sınıfının içinde daha nice 10. yıllara... Yaşasın işçilerin birliği halkların kardeşliği! Yaşasın örgütlü mücadelemiz! Örgütlü işçiyi hiç bir kuvvet yenemez!
Son Eklenenler
- Yaşanan her türlü baskı ve zorbalığa karşı, işçi sınıfı kendi saflarında gücünü birleştirmeli ve öfkesini doğru adrese yönlendirmelidir. 1 Mayıs bu birliğin ortaya çıktığı uluslararası bir mücadele günü olarak önemli bir yere sahiptir.
- 1980 darbesinin üzerinden 45 yıl geçti ama bıraktığı karanlık hâlâ silinmedi. O darbe devrimci hareketi ve örgütlü işçi sınıfını ezmek için yapıldı. Bugün hâlâ baskılarla karşı karşıyayız. Ama nasıl ki o karanlık günlerde Hasanlar, Haticeler...
- Her sene olduğu gibi bu 1 Mayıs’a da büyük bir titizlik ve ciddiyetle hazırlandık. UİD-DER ailesi olarak çocuklarımızla, gençlerimizle kadın erkek hep birlikte kapitalizmi teşhir ettik. Ekonomik, sendikal ve siyasal taleplerimizi dosta düşmana...
- İstanbul Sultangazi’de bulunan Bezmialem Validesultan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinin Okul Müdürü Refik Albayrak’a, İBB’nin dağıttığı ücretsiz yemeğin öğrencilere ulaştırılmasını sağladığı için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kınama cezası...
- Gebze Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Alman sermayeli ERLAU Metal fabrikasında işçilerin direnişi sürüyor. Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubede örgütlenen işçiler kod 46 ile işten atıldı. Direnişin 26. gününde UİD-DER’li işçiler...
- Bazı kayıplar vardır ki ifadesi mümkün olmaz, sanki bir parçamızı alıp götürür. Pazar günü emekçi bir abimizi, bir değerimizi, bir rengimizi, “bu ülkede barışı savunan bir kişi bile kalsa umut vardır” diyen, savunduğu değerlerin bedelini...
- Bu yıl 1 Mayıs’ta Kadıköy’de yan yanaydık! Yağmur da yağdı, çamur da vardı ama biz çocuk, yaşlı, genç, engelli, üniversiteli, liseli, emekli, kadın, işçi, emekçi oradaydık. Omuz omuza, yürek yüreğeydik…
- İzmir’de belediye işçileri birbiri ardına greve çıkıyor. Narlıdere Belediyesi işçileri 6 Mayısta grev başlattı, bir gün sonra talepleri kabul edildi. Konak Belediyesi işçileri ise 7 Mayısta greve çıktı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan...
- Bu 1 Mayıs’a kızım, torunum ve oğlumla katıldım. 1 Mayıs alanında çocuklarımın da yanımda olmasının heyecanımı ve mutluluğumu arttırdığını belirtmek isterim. Ben her yıl 1 Mayıs’a UİD-DER’le katılıyorum ve her zaman çok heyecanlanıyorum.
- TÜPRAŞ Rafineri'de kendilerine haber verilmeden taleplerinin çok altında zam oranlarına ve 3 yıllık sözleşmeye imza atılmasına tepki gösteren işçiler üretimi durdurarak, yürüyüş yaparak sözleşmeyi protesto etti.
- Hiçbir şey siyaset üstü değildir. Ekmekten suya, yediğimiz peynirin kalitesinden oturduğumuz evin sağlamlığına kadar her şey siyasetin içindedir. İş cinayetlerini “kader” diye yutturanlar, depremleri de “fıtrat” diye anlatıyorlar.
- Toplu İş Sözleşmesi (TİS) sürecinde olan belediyeler ile petrokimya sektöründeki fabrikalarda birer birer grev kararları alınıyor. İzmir’de Narlıdere Belediyesi işçileri grevin ilk gününde kazanım elde ederken Konak Belediyesinde 7 Mayısta grev...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü mücadelesi 1889’dan önce başlamıştı. Ancak 1 Mayıs 1889’da, 8 saat çalışma, 8 saat dinlenme ve 8 saat canımızın istediğini yapma talebiyle kitlesel olarak alanlara çıkıldı. 1 Mayıs bu başkaldırının ve daha adil bir...