Buradasınız
Kısa Bir Referandum Sohbeti
Sultanbeyli’den bir öğretmen
İşyerinde, mutfakta çalışan bir kadın arkadaşımla referandum üzerine konuşuyorduk. Arkadaşım 15 Temmuz darbe girişiminden ve o günden bu yana iktidarın dilinden düşürmediği milliyetçi, tek yanlı, kendi gibi düşünmeyen herkesi düşman gören söylemlerinden çok etkilenmiş. O söylemlere destek verse de kafasının karışmasından kurtulamamış. Referandumu konuşurken konu darbe girişiminde yaşananlara ve Suriye’deki savaşa geldi. Aramızda şöyle bir diyalog geçti.
O: Savaş olursa ben ülkemi savunurum, ölürüm, sokaklara çıkarım, savaşırım.
Ben: Niçin savaşıp, öleceğiz, kimler için öleceğiz?
O: Kötü insanlardan ülkemizi korumamız lazım.
Ben: Kötü derken neyi kastediyorsun?
Cevap vermedi. Savaşın ne demek olduğunu, kime zararı, kime yararı olduğunu, kimin kazandığını sordum. Yine cevap vermedi, sessiz kaldı.
Ben: Savaşlarda birileri ölür birileri kazanır. Kimler para kazanırlar?
O: Silah tüccarları, silahları yapanlar.
Ben: Kimler ölür? İşçiler ölür, onların çocukları ölür, fakirler ölür. Gerçekten kendi topraklarında bir işgal varsa insanların bu işgalin kime yaradığını, kimin çıkarı için yapıldığını bilmeleri gerekir. Biz savaşacaksak kendi iktidarımızı kurmak için savaşmalıyız; hem işgalcileri hem de yerli egemenleri, savaşa neden olan düzen sahiplerini kovmalıyız. Bunları söyledikten sonra sordum: Sen hiç boğazda lüks bir yerde yemeğe gittin mi?
O: Hayır.
Ben: Peki, neden gidemediğini düşündün mü?
O: Oraya gidecek maddi durumumuz yok.
Ben: Neden ama? Sen çalışıyorsun, eşin çalışıyor…
O: Ama oralara gidip yemek yiyemeyiz. Mümkün değil. Paramız, gücümüz yetmez.
Ben: Ama birileri ayda yılda bir değil her gün oralarda, boğaza karşı, manzarası çok güzel yerlerde istediklerini yiyip içebiliyorlar. Oralarda yalılarında, lüks evlerinde yaşıyorlar. Çünkü onlar ayın sonu nasıl gelir diye düşünmeyenlerdir. Senin benim gibi cefa çekmezler, sefa sürerler. Ayın sonunu zar zor getiren işçi ve emekçileri yani bizleri düşünmezler. Savaşta da düşünmezler…
O: (Çaresiz bir ifadeyle) Haklısın, fikirlerine katılıyorum ama ne yapacağız ki?
Ben: Birlikte haksızlıklara ses çıkarmalıyız. Yaşam koşullarımızı konuştuk. Sen de gördün birçok şeyi yapamıyoruz. Biz işçiyiz. Onlar bizi yönetiyorlar. Üstelik referandumdan “evet” çıkarsa her şeyimize tek adam karar verecek.
Bu arkadaşımla ilk konuşmam değildi elbette. Daha önce referandumda HAYIR diyeceğini söylemişti, ama şöyle bir yarım ağız. Neden HAYIR demesi gerektiğinin fazla farkında değildi. Konuşmalarımızdan sonra neden hayır demesi gerektiğini daha iyi anladığını söyledi. Bu da çalıştığımız yerlerde arkadaşlarımızla sohbetlerimizin ne denli önemli olduğunu ortaya koyuyor.
Büyüdük
Son Eklenenler
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...
- Sorunlarımız her geçen gün katmerlenerek büyüyor. Mutfak masrafları, faturalar, barınma sorunu, düşük ücretler… Ama yalnızca sorunları sıralamakla bir yere varamayız. Yaşadığımız sorunları çözüme kavuşturmak için öncelikle sorunun kaynağını...
- Mersin Çevre Platformu, MIP AŞ’nin limanı genişletmek amacıyla Atatürk Parkını kapatmasını Özgür Çocuk Parkında basın açıklaması ile protesto etti. Mersin halkı, şehir merkezinde bulunan Atatürk Parkının MIP A.Ş tarafından liman genişletme...