Buradasınız
Oba Makarna, ZSR, Amasra, Kartalkaya… İş Cinayetleri, Denetimsizlik, Teşvikler
Ankara’dan iş güvenliği uzmanı işçiler

İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı uğruna alınmayan önlemlerin iş cinayetlerine sebep olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Son olarak Bolu Kartalkaya’daki otel yangınında aralarında otel çalışanlarının da olduğu 78 kişi hayatını kaybetti. Katliama dönüşen yangının nasıl çıktığına, neden bu kadar hızlı yayıldığına ve insanların neden tahliye edilemediğine ilişkin detaylar, bilirkişilerin incelemesinin ardından hazırlayacakları raporda daha net ortaya çıkacaktır. Ancak görgü tanıklarının anlattıklarına, yayımlanan çeşitli belgelere baktığımızda çok net olarak sermayenin kâr hırsını, iktidarın denetimsizliğini yani iktidar sermaye işbirliğini görüyoruz. Tıpkı Oba Makarna, Amasra, ZSR’de olduğu gibi…
Sakarya Hendek’te faaliyet gösteren Oba Makarna fabrikasında 15 Eylülde meydana gelen patlamada 5 işçi yaşamını kaybetmişti. İş cinayetinden aylar sonra patlamaya ilişkin bilirkişi raporu tamamlandı. Raporda “enerji odasındaki kısa devre anında oluşan kıvılcım ile ortamda bulunan un tozunun tutuşarak patladığı kanaatine varılmıştır” denildi. Değirmen bölgesindeki yoğun toz birikiminin şiddetli bir patlamaya sebep olduğu ifade edildi. Bilirkişi raporunda yapılan tespitler iş güvenliği önlemlerinin yetersizliğini göz önüne seriyor. Buna göre, fabrikada toz patlaması riskine karşı önlemler alınmamış, gerekli toz ölçümleri yalnızca paketleme bölümünde yapılıp toz birikiminin oluştuğu asıl alan olan değirmen bölgesinde yapılmamış. Fabrika genelinde ve değirmen bölgesinde elektrik panolarının açıkta olması patlama riskine açık bir durum yaratmış. Rapor “Yangın ve patlama, mevzuata uygunsuzluklar ve önlem eksiklikleri nedeniyle oluşmuştur. Tesiste gerekli önlemler alınsaydı, olayın önlenebileceği kanaatine varılmıştır. İşverenin ve ilgili sorumluların ihmallerine bağlı olarak olayın meydana geldiği düşünülmektedir” ifadeleriyle sonlandırılmış.
İş güvenliği uzmanının kayıtlarına göre Oba Makarna fabrikasında 1 Temmuz-23 Ağustos 2024 tarihleri arasında toplam 23 iş kazası yaşandığı görülüyor. Bir iş kazası tutanağında kaza sebebi “paketleme bölümünde çalışırken palet çektiği esnada yorgunluktan dolayı halsiz düşmüştür” olarak kayda alınan işçinin ertesi gün yeniden işbaşı yaptığı görülüyor. Bizler çalıştığımız yerlerden biliyoruz ki küçük kazaların çokluğu ve sıklığı aslında büyük kazaların habercisidir (Bu nedenle kaza ne kadar küçük gözükürse gözüksün iş kazası tutanağı tutturmak ve gereğinin yapılıp yapılmadığını takip etmek hayati önemdedir! Tabii bunu yapabilmek için de örgütlü hareket edebilmek gerekir. Oba Makarna’da da iş cinayeti geliyorum demiş, patron ise kârına kâr katarak umursamaz davranmaya devam etmiş. Fabrikada iş güvenliği uzmanlarının sık sık değiştiğini çünkü gelen uzmanların ihmaller ve yetersizlikler karşısında bir şey yapamadıkları için ayrılmak istediklerini de hatırlatalım.
Bir başka iş cinayeti 2024’ün son günlerinde, 24 Aralıkta Balıkesir’de ZSR AŞ mühimmat fabrikasında gerçekleşti. Çıkan patlamada 11 işçi yaşamını yitirmişti. Kazadan sonra sosyal medyada ZSR’de çalışan bir işçinin Nisan ayında yayınlanan bir röportajı dolaştı. Röportajdaki işçi bizim de işyerlerinde tanık olduğumuz ağır çalışma şartlarından söz ediyordu. Fazla mesaileri, yöneticilerin “bu işi yapacaksın”, “daha hızlı ol” basıncını ve iş kazası raporunu tutturmama yönündeki baskılarını anlatıyordu. Sonra bir video daha yayınlandı. Ölen işçilerden birinin eşi, cenazede tabutun önünde ağlayarak “4 haftadır makinenin bozuk olduğunu bana çok söyledin. Ama yine de çalıştırdılar” diyordu. Yani aslında ZSR’de de kazanın göz göre göre geldiğini dile getiriyordu. ZSR patronu yıllardır devletten teşvik almış ve neredeyse hiç vergi ödememiş. Buna rağmen patlayıcı maddelerin üretimini yapabilmesi için “Büyük Endüstriyel Kazaların Önlenmesi ve Etkilerinin Azaltılması Hakkında Yönetmelik” kapsamında alması gereken belgelere sahip değil. Önlemler maliyet olarak görülmüş, işçilerin yaşamları hiçe sayılmış.
Her seferinde aynı tablo ortaya çıkıyor. Denetimler ya yapılmıyor ya da yapılsa bile tespit edilen eksiklikler için patronlara herhangi bir yaptırım uygulanmıyor. Hatta işçi ölümlerine sebep olan bu şirketlere teşvikler veriliyor, vergi borçları siliniyor. Mesela Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’in de doğru düzgün denetlenmediği, itfaiyenin tespit ettiği eksikliklerin peşine düşülmediği, buna karşılık otel patronlarının Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından yatırım teşviki aldığı ortaya çıktı.
Bartın Amasra’da Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) bağlı maden ocağında 14 Ekim 2022’de patlama meydan gelmiş, 43 maden işçisi hayatını kaybetmişti. Geçtiğimiz günlerde Sayıştay tarafından bir rapor yayımlandı. Raporda Sayıştay’ın 2023 yılındaki Amasra Taşocağı İşletme Müessesesi raporundan bu yana gerekli önlemlerin hâlâ alınmadığı belirtiliyor. Devlete bağlı olan, sendikalı bir işyeri olan madende, üstelik de bir iş cinayetinde 43 işçi hayatını kaybetmesine rağmen hâlâ önlem alınmış değil. Rapora göre 2023 yılında “çalışma koşullarının ağırlığı” ve “iş disiplininin bozulması” nedeniyle yaşamları için tedirgin olan 62 işçi ocaktan ayrıldı. Yine aynı yılda 81’i yer altında, 13’ü yer üstünde olmak üzere 94 iş kazası meydana geldi. Bu kazalarda 96 işçi yaralandı. 25 kişi meslek hastalığı “pnömokonyoz” şüphesi ile doktora başvurdu. Bunlardan 12 işçiye kesin tanı konuldu. Sayıştay raporlar hazırlıyor, eksikliklerin giderilmediğini tespit ediyor, iş kazaları olmaya devam ediyor, meslek hastalığına yakalanan işçiler oluyor. Tüm bunlara rağmen şirketin vergi borçları siliniyor, teşvikler veriliyor!
İşçi sınıfı örgütlü olmadığı koşullarda kaç tane rapor hazırlanırsa hazırlansın, ne eksik belirlenirse belirlensin hiçbir önlem alınmıyor, iş güvenliği önlemleri maliyet olarak görülüyor, işçiler göz göre göre ölüyor. Çoğu durumda ölen işçiler suçlanırken iş cinayetlerinin asıl sorumluları ceza almıyor. Geçtiğimiz günlerde görülen Amasra katliamı duruşmasında, tutuklu sanık müessese müdürü Cihat Özdemir’in avukatı şunları söyledi mesela: “İşçilerde gaz ölçen vakvak cihazı yok, içeride sigara içildiği söyleniyor, bunlar göz önündeyken müvekkilimin olası kastla yargılanmasını doğru bulmuyorum.” İnsanların göz göre ölüme gönderildiği bir katliamın ardından bile pervasızca işçileri suçlarken ne utanıyorlar ne de vicdan azabı duyuyorlar.
İşçi sınıfının örgütlü olmadığı koşullar iş kazalarına ve iş cinayetlerine davetiye çıkarıyor. Hep söylüyoruz, örgütlü olmak hayat kurtarır! Bizler örgütlendikçe, örgütlülüğümüzü büyüttükçe işyerlerimizde iş güvenliği önlemlerini aldırabilir, asıl sorumlulardan hesap sorabiliriz. Sermayenin ve iktidarın saldırılarına, iş cinayetlerine ancak örgütlü mücadele ile karşı durabiliriz.
- Soma’yı Hatırlamak
- Soma'yı Unutma, Örgütlen, Hesap Sor
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- İş Cinayetinde Ölen İşçiler Kusurlu Sayıldı
- Oba Makarna, ZSR, Amasra, Kartalkaya… İş Cinayetleri, Denetimsizlik, Teşvikler
- “Emekliler Yılında” 512 Emekli İş Cinayetlerinde Katledildi
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Amasra Katliamının 10. Duruşması Görüldü
- İş Cinayetleri Artıyor, Hayatımız İçin Mücadele Etmeliyiz
- İran’da Maden Faciası: Kapitalizm Can Almaya Devam Ediyor
- Kocaeli’de Oba Makarna’daki İş Cinayeti Eylemle Protesto Edildi
- Oba Makarna’da İş Cinayeti
- Soma Katliamı Davası: “Parasına Göre mi İşliyor Bu Adalet?”
- Torunlar Center Katliamının 10. Yılında Kâr Hırsı Can Almaya Devam Ediyor
- İşçi Sınıfı Örgütlü Olursa İş Cinayetleri Son Bulur…
- Desan Tersanesinde İş Cinayeti Protesto Edildi
- İş Cinayetinde Ölen Zafer Açıkgözoğlu Anıldı
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Hendek Katliamının Dördüncü Yılında Ailelerin Adalet Arayışı da Yası da Sürüyor!
- Güney Kore’de Fabrika Yangını: Kâr Hırsı Öldürüyor
Son Eklenenler
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde Petrol-İş Sendikasında örgütlü 213 işçi, 21 Mayıs sabahı greve çıktı. UİD-DER’li işçiler olarak grevin 5. gününde Mersin’deki fabrikanın önünde grevci işçilere dayanışma ziyaretinde...
- Nakba’nın 77. yılında dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler, Filistin halkına yapılan zulmü protesto ediyor, şehir meydanlarında kitlesel gösteriler düzenliyor. Dünya genelinde yüzbinlerce işçi ve emekçi, 77 sene önce Filistin halkının...
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde çalışan 213 işçi 21 Mayıs sabahı greve çıktı. Kocaeli Dilovası OSB ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında eş zamanlı grev başladı.
- Karabağlar, İzmir’de ikamet ettiğim ilçedir. Mahallelerinin büyük çoğunluğunda işçi ve emekçiler yaşar. Küçük bir kesimse tuzu kuru, küçük burjuvalardan oluşur. Belediye bu zengin semtlere gösterişli hizmetler sunarken, yoksul mahalleler hep ikinci...
- Grevdeki Temel Conta işçileri 22 Mayısta fabrika önünde kitlesel basın açıklaması gerçekleştirerek işverenin grev kırıcı uygulamalarını ve saldırgan tutumunu protesto etti. Eyleme Türk-İş’e bağlı sendikalar, KESK İzmir Şubeler Platformu, Genel-İş...
- Küçük bir işçi çocuğu. Elinde, üstünde “Kreşe Gidemediğim İçin Greve Geliyorum” yazan kartonuyla poz vermiş. Muhtemelen annesi tarafından grev yerine getirilmiş. En küçük olmanın verdiği şirinlikle bütün işçilerin göz bebeği olmuş. Kreşte...