Buradasınız
İş Cinayetlerini Yaratan Çarkı Bozuk Düzene Hayır!
Gebze’den bir petrokimya işçisi

İşçi arkadaşlarım, Gebze’de otomobil için plastik parça üreten bir fabrikada çalışıyorum, sizler gibi alın terini satarak geçimini sağlayan bir işçiyim. Belki çoğumuz bilmiyoruz ama her ay 150 işçi iş kazalarında yaşamını kaybediyor, yüzlercesi de yaralanıyor, sakat kalıyor. İş kazaları ve iş cinayetleri en can yakıcı sorunlarımızın başında geliyor.
Fabrikalar, madenler, inşaatlar, yollar adeta savaş alanına dönmüş durumda. İş kazaları ve iş cinayetleri dur durak bilmiyor. Geçtiğimiz 2017 yılında en az 2006 işçi kardeşimiz iş cinayetlerinde hayatını kaybetmişti. İstanbul İşçi sağlığı ve Güvenliği Meclisinin Mayıs ayı raporuna göre Mayıs ayında en az 166 işçi hayatını kaybetti. 2018 başından bu yana hayatını kaybeden işçilerin sayısı en az 754’e ulaşmış durumda. Yaralananlar, sakat kalanlar ise binlerle ifade ediliyor. Rakamların dili biraz soğuk olduğundan şöyle ifade etmek daha doğru olacaktır sanırım. Geçen sene en az 2006 işçi, umudu olan, hayali olan, birilerinin anası, birilerinin babası, kardeşi, bacısı, evladı, birilerinin sevdiceği olan tam 2006 can hayata ve sevdiklerine doyamadan göçüp gitti. Binlercesi sakat kaldı, kolunu bacağını, parmağını, elini kaybetti. Her biri evden işe giderken sevdiklerine yeniden sarılacağını, öpüp koklayacağını düşünürken, geri dönemedi. Neden? Çünkü bu çarkı bozuk düzende gözü doymak bilmez sermaye sahipleri ne onların sevdiklerini, ne sağlıklarını ne de canlarını umursuyor. Onlar yalnızca kendi kârlarını düşünüyorlar.
Evet, işçi kardeşlerim, tüm bu hoyratlığın, toplu katliamların nedeni; patronların doymak bilmeyen, yetinmeyen, ucuz işçilik üzerinden daha fazla kâr etme arzusudur. Sermaye sınıfı işçilerin sağlığı ve güvenliği meselesine “maliyet” diye bakmıştır, işçilerin yaşamını umursamamıştır. Kâr için üretim yapan patronlar, iş ortamının yarattığı tehlikelerin tamamına üretimin doğasından kaynaklanan, katlanılması gereken sonuçlar gözüyle bakıyorlar. Oysaki yapılan işle sağlığımızın bozulması arasında doğrudan ilişki bulunduğu, üretimde kullanılan malzemelerin, üretim aşamasında ortaya çıkan gaz ve tozların, gürültü ve yoğun çalışmanın işçilerin sağlığını olumsuz etkilediği bilinmesine rağmen, bu durum ısrarla patronlar tarafından görmezlikten geliniyor ve gerekli önlemler alınmıyor.
Laf ola beri gele yapılan, son derece yetersiz, çoğu zaman işverenlerin önceden bilgilendirildiği denetlemeler, maruz kaldığımız bu vahşi koşulların tespitini zaten engelliyor. Ne yazık ki bu düzende işçilerin de büyük bir çoğunluğunun oylarıyla seçildiği halde sadece açgözlü patronlara hizmetkârlık eden iktidarlar da sermaye ile el ele verip iş kanunlarını esneterek işçinin işini, sağlığını, ücretini korumayan, işçileri daha uzun sürelerle daha ucuz ve daha sağlıksız koşullarda çalışmak zorunda bırakacak bir iş hukuku yaratmışlardır. Önlemlerin alınmaması yüzünden hasta, sakat kalıyoruz, bazen de hayatımızı kaybediyoruz. Fakat kimse bizi yaraladığı için ya da ölümümüze sebebiyet verdiği için yargılanmıyor. Yargılanan da hiçbir caydırıcılığı olmayan para cezaları alıyor. İş güvencemiz olmadığı için çalışırken, işten atılma korkusuyla yasal haklarımızı talep edememekte, mahkemeye gittiğimizde ise uzun yargı süreçleri aracılığıyla mağdur edilmekteyiz. Yargılama süreçleri çektiğimiz acı ve ıstırabı dindirmek yerine uzayan davalar ve işverenlerin pişkinliği nedeniyle öfke ve huzursuzluğa neden olmaktadır.
İşçi emekçi kardeşlerim; gördüğünüz üzere bu düzen çarkı bozuk bir düzendir. Üretim araçları bir taraftan gelişirken ve çalışma koşullarının da buna paralel olarak düzelmesi beklenirken, üstelik gerekli güvenlik önlemleri alındığı vakit iş kazalarının yüzde 98’i önlenebilecekken, aksine biz işçiler canımız pahasına, güvenlik önlemleri alınmadan çalışmaya mecbur bırakılıyoruz. Bu düzenin biz işçi sınıfına sunduğu özgürlük şu iki seçenekten ibaret: ya en kötü koşullara bile razı olarak çalışmak ya da açlıktan ölmek! O zaman hep birlikte “çarkı bozuk bu düzene HAYIR!” diyelim.
- 14 Mayıs Seçimleri: İhtiyacımız Bir Kurtarıcı Değil Örgütlülüktür!
- Emekçi Kadınlar: Yağmacı Enkaz Düzenine, Tek Adam Rejimine Hayır!/1
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- UİD-DER ve TİP’ten İstanbul/Avcılar’da Ortak 1 Mayıs ve Seçim Çalışması
- Türkiye İşçi Partisi Milletvekili Adaylarını Tanıttı
- Emek ve Özgürlük İttifakı Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde Kararını Açıkladı
Son Eklenenler
- Gaziantep’teki Zeugma Mozaik Müzesinde dünyaca bilinen bir mozaik yer alıyor. “Çingene Kızı” adı verilen ve 1800 yıllık geçmişe sahip bu mozaiğin göreni etkileyen, güçlü bir yanı var. Farklı renk ve dokulardaki binlerce küçük taşın birleşiminden...
- 1 Mayıs yaklaşıyor. Ankara’dan emekçi kadınlar olarak sizlerle 1 Mayıs’a hangi taleplerle katılacağımızı paylaşmak istedik. Bu vesileyle tüm emekçi kadın kardeşlerimizi kendi taleplerini, ortak taleplerimizi birlikte dile getirmek için 1 Mayıs’ta...
- Geçtiğimiz günlerde yandaş medyada tam anlamıyla “yersen” cinsinden bir haberle karşılaştım. Manşeti oldukça cafcaflıydı: “60 bin maaşla çoban bulamıyorlar!” Bu “hadi canım” dedirten cinsten haber, kandırılmaya açık olanlara “köyümüze dönelim,...
- 19 Mart’tan bu yana artan baskılara, gözaltılara, tutuklamalara ve proje okullarındaki keyfi atamalara karşı protestolar devam ediyor. Bursa Demokrasi Bileşenleri ve Anne-Baba Dayanışma Ağı öncülüğünde yüzlerce kişi 19 Nisanda “Hak, Hukuk, Özgürlük...
- Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Sunel Tütün, Oryantal Tütün ve TTL Tütün fabrikalarında TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 1700 işçi greve çıkmıştı. İşçilerin grevi 12 Nisanda kazanımla sonuçlandı. Doruk Madencilikte çalışan...
- Gebzeli işçi, emekçi kadınlar olarak bir araya geldik ve “UİD-DER ile 1 Mayıslar” videosunu izledik. Sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak, tüm emekçi kadın kardeşlerimizi ortak bir mücadele duygusuyla ayağa kalkmak için 1 Mayıs’a çağırmak...
- Uçak yolculuğu yapanlar bilir. Yolculuk esnasında uçağın kabin basıncının düşmesi, oksijen seviyesinin azalması durumunda oksijen maskeleri devreye girer. Yanımızda çocuğumuz olsa böyle bir durumda çoğumuz maskeyi önce çocuğumuza takmaya çalışırız,...
- Gelsinler yoldaşlar ben hazırım/ İki satır, bir mısra şiirle hazırım/ En karanlık dönemlerde/ Ektiğim tohumlar yeter bana/ Gelsinler yoldaşlar ben hazırım
- Milli Eğitim Bakanlığının proje okul atamalarına tepkiler devam ediyor. Eğitim Sen, proje okul uygulamaları ve atamalarına karşı 18 Nisanda Cağaloğlu Anadolu Lisesi önünde basın açıklaması yaptı.
- Vezir Muhammed Nurtani… Tanıdık gelmiştir bu isim pek çoğunuza… Yine de hikâyesinin bildiğimiz kısmını bir kez daha paylaşalım sizinle: Afganistanlı göçmen işçi Vezir Muhammed Nurtani 10 Kasım 2023’te çalıştığı kaçak maden ocağında kalp krizi...
- Artık eski kuşak işçilerden sayılırım. Mücadele örgütümüz UİD-DER saflarında yaş alıp 60’a merdiven dayadığım için kendimi bahtiyar hissediyorum. İlk 1 Mayıs’a 1979 yılında, İzmir’de, ustamla birlikte katıldım. Katılım oldukça yüksekti. Kalabalıkta...
- TTL tütün işçileri, örgütlü oldukları Tekgıda-İş Sendikası ile birlikte, 41 gün önce “Bu işyerinde grev var” pankartını fabrikanın dört bir yanına asarak greve çıktılar. Grev çadırlarını fabrika önüne kurdular. Büyük çoğunluğu kadın olan işçi...
- DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, 1 Mayıs’ı bu yıl İstanbul Kadıköy Meydanı’nda kutlama kararı aldıklarını basın açıklaması yaparak duyurdu.