Buradasınız
Örgütlenmek Ne Demek?
Küçükçekmece’den bir işçi
İşçi sınıfının penceresinden bakarsak örgütlenmek; belirli ortak çıkarlar etrafında bir araya gelmek, bu ortak çıkarlar uğruna patronlar sınıfına karşı birlikte mücadele etmek ve bu mücadelenin işçiler tarafından planlı, programlı bir şekilde yürütüldüğü organizasyon demektir. Örgüt sözcüğü herhangi bir şeyin örülmesi, ör-mek kökünden gelir. Mesela işçilerin çelik telleri örerek sağlam bir halat haline getirebilmesini ya da elde örülen bir kazağı hayal edebiliriz. Bunun için kuşaktan kuşağa günümüze dek taşınmış örgü deneyimlerinden faydalanmak gerekir. Örgünün bir geçmişi olduğu gibi işçi sınıfının da bir örgütlenme geçmişi ve geleneği var. İşçiler yeri gelmiş sendikalarda, yeri gelmiş işçi derneklerinde, yetmemiş bu düzeni alt etmek için sosyalist partilerde örgütlenmişler. İşçilerin bu örgütlenme geleneği de mücadeleci işçiler tarafından kuşaktan kuşağa günümüze dek taşınmış. İşte işçilerin kendi çıkarları uğruna mücadele edebilmesi için de bu geleneği devralan, bu işin ehli bir işçi örgütüne ihtiyacı vardır.
Patronlar mutlaka bir işveren örgütüne, derneğine, odasına ya da sendikasına üye oluyor. Hatta patronların kimi sermaye kurumlarına üye olması devlet tarafından zorunlu tutuluyor. Peki, bir işçi işe başvurduğu zaman patronun işçiden istediği en önemli kıstas nedir? Elbette bir sendikaya ya da işçi örgütüne üyeliğinin olmamasıdır. İşçiler yasal haklarını kullanıp sendikalaştıklarında, patronlar tarafından işten atılıyorlar. Devlet de göz yumuyor. Resim gayet net; patronların örgütlenme özgürlükleri varken, işçilerin sendikalarda, işçi örgütlerinde örgütlenmesinin önüne engeller koyuluyor. Üstelik patronların medyası örgüt kelimesini işçilerin bilincine öyle ürkütücü bir şeymiş gibi yansıtıyor ki, sanırsınız patronların var olan onca partisi, derneği, odası bir örgüt değil! Patronların medyası her zaman, sömürüye karşı mücadele eden işçileri karalamaya çalışır. Ama geçmiş tarihlerde sermaye medyasının tüm yaftalamalarına rağmen işçiler, sendika ve işçi örgütlerinde birleşmekten geri durmamışlardır.
Örgütlü bilince kavuşan işçilerin dayanışma duygusu artar. Mesela sendikalaşma çalışması yürüten işçiler bu örgütlenme sayesinde birbirlerini daha iyi tanımaya başladıklarından dolayı aralarındaki bağ güçlenmiş olur. Örgütlü olmanın hazzına varan işçi, bütün işçilerin örgütlenmesi gerektiği fikrine ve duygusuna kavuşur. Örgütlü bilince kavuşan işçi, öğrendikleriyle yerinde duramaz; çıkarları diğer işçilerle ortak olduğu için bildiklerini başkalarına, eşine dostuna, çevresindeki akrabalarına anlatmak ister. Çünkü bilir ki öğrendiklerinin, kavradıklarının kendi içinde kalmasının kimseye bir faydası olmaz. “Ben sendikalaştım artık şartlarım daha iyi” demek, kendi sonunu kendisinin hazırlaması demektir. Sınıflı bir toplum olan kapitalizmde yaşadığımız için kapitalizm son bulmadan sömürünün bitmeyeceğinin farkında olmalıyız. O halde işçi sınıfı olarak kendi sınıf çıkarlarımızı bilmemiz; sendikalarda ve aynı zamanda her sektörden işçilerin çıkarını savunan UİD-DER gibi işçi örgütlerinde örgütlenmemiz gerekir.
Biz işçiler örgütlenme meselesini, hava, su ve ekmek kadar hayati bir ihtiyaç olarak görmeliyiz. Beraber çalıştığımız işçilerle, komşu fabrikadan tanıdığımız işçilerle, akrabalarımızla işçilerin sınıf çıkarları temelinde kurduğumuz her sağlam bağ, yarın patronlar sınıfı karşısında örgütlü bir güç olarak hayat bulacaktır. Örgütlülüğün duvarını sağlam temeller üzerine oturtabilmek için ise UİD-DER gibi deneyim biriktirmiş işçi örgütlerinin yardımına gereksinim vardır. Nasıl ki patronların deneyim biriktiren örgütleri varsa, işçilerin de kendi tarihlerini öğrenecekleri, bilinçlenip örgütlenebilecekleri deneyimli örgütleri olmalıdır. Ya örgütlenip patronlar karşısında bir güç olacağız ya da örgütlü olan patronlar sınıfının karşısında örgütsüz bir hiç!
YÜREKLERİN GEZİNTİSİ
1936: ABD’de Grev ve İşgal Fırtınası
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
Son Eklenenler
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...