Buradasınız
Sarı Rüyalar mı Tarihsel Gerçeklik mi?
Tuzla’dan bir metal işçisi
“Sarı yelek giyen çıplak yatmayı göze almalıdır.” Evet, bu sözler her dönem olduğu gibi, bugün de iktidara koltuk değnekliği yapan, sözde vatan millet naralarıyla, kardeş halkları birbirine düşman eden bir partinin genel başkanına ait.
Muhalefet partileri üzerinden işçileri tehdit eden Bahçeli, ülke ekonomisi ve beka sorunundan dem vuruyor. 31 Mart seçimlerine gölge düşürecek hiçbir şeye taviz vermeyeceklerini ve ülkenin gidişatı karşısında sesini yükseltenlerin karşılarında kendilerini bulacaklarını söylüyor. Bununla da yetinmeyip 12 Eylül öncesi şartları hatırlatıyor ve ekliyor. “Fransa’yı baştan ayağa saran ve diğer Avrupa ülkelerine sıçrayan sarı yelek terörüne özenen varsa bunun bedelini çok ağır ödeyeceklerini şimdiden ifade etmek isterim.” Diyor.
12 Eylül öncesi şartlar neydi peki?
12 Eylül askeri faşist darbesi, her ne kadar sağ-sol çatışmalarına, kardeş kavgasına son vermek bahanesiyle aklanmaya çalışılsa da, çok iyi biliyoruz ki asıl amaç yükselen sınıf mücadelesinin önüne geçmekti. Bu yüzden de yıllarca, Bahçeli’nin bahsettiği darbe öncesi koşulları yarattılar ve bu koşulların olgunlaşmasını beklediler. İlk fırsatta da işçi sınıfının sendikalarına, örgütlülüklerine, haklarına saldırdılar. Yüz binlercesi tutuklandı, onlarcası asıldı, yüzlercesi işkencelerde katledildi…
Söz konusu işçiler ve onların örgütlülüğü olunca eli kanlı, faşist çete liderleri, her dönem burjuva düzene hizmet etmekten, işçileri ve onların önderlerini katletmekten çekinmemiştir.
Peki, kimdir bu sarı yelekliler ve ne istiyorlar?
Fransız işçi ve emekçiler artan vergilerden, düşük ücretlerden, işsizlikten ve işçilerin yaşamını çekilmez hale getiren koşullardan bıktıklarını ve bunun değişmesi gerektiğini söylüyorlar. İşçi ve emekçilerin bu kötü gidişata olan öfkesini bir eylemci şu cümleyle dile getiriyor: “Ay sonunu getirememekten bıktık, tatile gidememekten bıktık, zenginlerin hayatını görmekten bıktık, Fransa’nın parası var. Bunu biliyoruz.” Bugün dünyanın her yerinde, işçiler ve emekçiler aynı sorunları yaşıyor.
Türkiye’de 1980 öncesinde sınıf mücadelesi güçlüydü ve işçi sınıfı birçok kazanım elde etti. Burjuvazi militan sınıf hareketinin önünü ancak tezgâhladığı faşist askeri darbe ile kesebildi. Ama işçi sınıfının sınıf belleğinden mücadele deneyimlerini tümüyle silemedi. Aynı şekilde Fransa’da da işçi sınıfının mücadele geleneği çok eskiye dayanan köklü ve militan eylemliliklerle doludur.
Bizleri, sınıf kardeşlerimize düşman etmek isteyen egemenler, şimdilik vatan millet söylemleriyle, kitlelerin bilincini bulandırmaya çalışsalar da, işçi sınıfının savaşsız, sömürüsüz bir dünya mücadelesini engelleyemediler engelleyemeyecekler.
YÜREKLERİN GEZİNTİSİ
- Çorlu Tren Katliamı Davası Sonuçlandı: “Üst Düzey Sorumlular da Yargılanmalı”
- İş Cinayetlerine, Düşük Ücretlere, Sendikal Baskılara Karşı Eylemler
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Sağlık Çalışanlarından Sağlıkta Şiddete Karşı Eylem
- Ücret Gasplarına, Düşük Ücretlere ve Baskılara Karşı Mücadeleler Sürüyor
- 2024: Emeklilere Zulüm Yılı
- İşçiler Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor, Kazanıyor
- Tahsin İncirci Yaşamını Yitirdi, Besteleri Yaşayacak
- Faruk Türkoğlu Sonsuzluğa Uğurlandı
- “Emekli Boş Durmasın, Çalışsın Diyenlerdir” Bu Toplumun Sırtına Yük!
- 84 Yaşında Bir İnsan Neden İş Arar?
- Sendikal Baskılar Mücadeleyle Aşılıyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Çıkışsızlık Sarmalındaki Gençler
- İş Kazaları Kader Ya da Fıtrat Olamaz
- Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu Kuruldu
- Sel Gider Kum Kalır
- İlet’ten İliç’e Mükellefiyetten Bugüne
- Bizim Çocuklarımız Onlar
- “Eşimle Birlikte Kahvaltı Ancak Yıllık İzinde”
Son Eklenenler
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...