Buradasınız
Kapitalizm Dünyanın Her Yerinde
Sancaktepe’den bir işçi
UİD-DER’li bir emekçi kadın çalıştığı işyerinde kadın arkadaşlarıyla yaptığı bir sohbeti şöyle aktarıyor: “İsviçre’de kadınların eşit işe eşit ücret talebiyle yaptığı grev üzerine sohbet ediyorduk. Arkadaşlarımın bu grevden haberi yoktu. Bahsettiğimde şaşırdılar. İsviçre gibi bir ülkede her istediğine sahip olan kadınların neden böyle bir grev yapmış olabileceği üzerine bir tartışma başladı. Arkadaşlardan biri «demek ki insan her şeye sahip olunca ne isteyeceğini şaşırıyor. Doyumsuzluk bu olsa gerek» dedi. Diğerleri de onu onayladılar. Anladım ki arkadaşlarım Türkiye’den bakınca Avrupa ülkelerinin kadına her türlü hak ve özgürlüğü sağladığını düşünüyorlardı.”
Pek çok işçi kardeşimiz Avrupa ülkelerinde yaşayan emekçilerin Türkiye’ye göre daha fazla hak ve özgürlüğe sahip olmasına bakıp böyle düşünüyor olabilir. Çoğu sohbette “ama Avrupa’da böyle mi?” dendiğini duymuşuzdur. Oysa bir ülkedeki kapitalist gelişkinlik o ülkedeki işçi sınıfının yarattığı değerden payına düşeni alabildiği anlamına gelmiyor. Bugün bütün dünyada farklı düzeylerde olsa da işçilerin iş ve yaşam koşulları gün geçtikçe kötüleşiyor, hakları ellerinden alınıyor. Emekçi kadınlar ise daha büyük zorluklarla karşılaşıyorlar. İşte tam da bu nedenle giderek daha fazla sayıda kadın ayağa kalkıyor, grev yapıyor, protesto gösterilerine katılıyor.
Örneğin Türkiyeli kadın işçilerin grev yapmalarına şaşırdığı İsviçreli emekçi kadınların durumuna bakalım. İsviçre’de kadın işçiler erkek işçilerden ortalama yüzde 20 daha az ücret alıyor. Bu nedenle greve “eşit işe eşit ücret” talebiyle çıktılar ve saat 15.24’ten itibaren iş bıraktılar çünkü erkek çalışanlarla kıyaslandığında bu saatten sonraki çalışmalarının ücretini alamıyorlar. Ayrıca kadınlar kürtaj, doğum izni gibi en temel haklarını uzun yıllar mücadele ederek aldılar. Bu mücadeleler sonucunda 2002 yılında kürtaj yasağı kalktı. Doğumdan sonra 14 haftalık ücretli izin hakkı ise ancak 2004 yılında yasalaştı. İsviçre’de yeterince kreş yok ve olanlar da çok pahalı. Bu nedenle emekçi kadınlar çocuk sahibi olduklarında genellikle işten çıkıyor ya da uzun süreli ücretsiz izin kullanmak zorunda kalıyorlar. Böyle olunca da kadınların emekli maaşı erkeklerinkinden yüzde 37 oranında daha düşük oluyor. Yani İsviçreli emekçi kadınlar her şeye sahipler de artık ne isteyeceklerini şaşırmış değiller!
Avrupa ülkelerinin genelinde durum pek farklı değil. Emekçi kadınlar erkeklerden yüzde 15 oranında daha az ücret alıyor. Üstelik kadın istihdamı erkeklerinkinden yaklaşık yüzde 15 oranında daha düşük. Güvencesiz ve geçici işlerde çalışan çok sayıda kadın var. Örneğin İngiltere’de pek çok genç kadın geçici ya da haftada belli bir saat garantisi verilmeyen sözleşmelerle çalışıyor.
Peki, dünyanın en büyük emperyalist gücü olan ABD’de emekçi kadınlar ne yaşıyor? ABD’de de tıpkı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi kadınlar erkeklerden daha düşük ücret alıyor. Birçok işyerinde kreş imkânı yok. Mevcut kreşler çok pahalı, bakıcı tutmak ise bir işçi ailesi için neredeyse imkânsız. Kadınların doğumdan sonra ücretli izin hakkı yok. Sadece 12 haftalık ücretsiz izin hakları var. Bu nedenle kadınlar doğum yaptıktan sonra ya işi bırakıyor ya da çocuk sahibi olmamayı tercih etmek zorunda kalıyorlar.
Dostlar, kapitalizm bir dünya sistemidir ve kapitalizmin kuralları her yerde geçerlidir. Kapitalizmin en temel kuralı her şeyin kâr için yapılmasıdır. Emekçi kadınlara ücretli doğum izni vermek, kreş imkânı sağlamak, erkeklerle eşit ücret vermek patronların kârlarında azalmaya yol açacağı için bunu yapmak istemezler. Ne var ki, uzun yıllar içinde emekçi kadınlar mücadeleyle bazı haklar elde etmeyi başarmışlardır. Avrupa ülkelerinde Türkiye’ye oranla daha fazla olan haklar mücadeleyle alınmış haklardır. Bugün patronlar işçilerin kazanılmış haklarını ellerinden almaya çalışıyor, yeni hak taleplerini ise reddediyorlar. İşte bu nedenle emekçi kadınlar sokaklara çıkıyor, protesto gösterileri düzenliyor, grev yapıyorlar. Biz de Türkiyeli emekçi kadınlar olarak dünyanın başka ülkelerinde hakları için sokaklara çıkan emekçi kadınları desteklemeli, onları örnek almalıyız. Unutmayalım, kapitalizm her yerde kapitalizmdir. Dünyanın her yerinde işçilerin hakları için verdiği mücadele haklı ve onurlu bir mücadeledir.
Sarayın Durumu
- İngiltere’de İşçi Sınıfı Irkçılığa Geçit Vermiyor!
- Doro-Çiba: Hiroşima’dan Gazze’ye Emperyalist Savaşlara Hayır!
- İngiltere’de Filistin Halkıyla Dayanışma Büyüyor, İşçi Sınıfı Faşizme ve Irkçılığa Geçit Vermiyor!
- Nijerya’da Emekçiler Hayat Pahalılığına Karşı Ayakta!
- İngiltere’de Göçmen Düşmanlığı, Irkçı ve Faşist Yükseliş Protesto Edildi
- İşçilerin Kapitalist Sömürüye ve Emperyalist Savaşa Öfkesi Büyüyor!
- Bangladeş’te Gençler, Emekçiler Ayakta!
- Şerife Muhammedi’ye Özgürlük!
- Samsung Electronics’te Tarihi Greve Çıkan İşçilerin Mücadelesi Sürüyor
- İngiltere’de Seçimlerin Ardından On Binler Filistin Halkı İçin Yeniden Meydanlarda
- Kapitalizmde Sorunlar da Dünya İşçilerinin Mücadelesi de Büyüyor!
- Güney Kore’de Fabrika Yangını: Kâr Hırsı Öldürüyor
- İngiltere’den ABD’ye Yüzbinler Filistin Halkı için Meydanlarda
- Güney Kore’de Tarihi Grev: Samsung Elektronik İşçileri İlk Kez İş Bıraktı
- Avrupa’da Tarım Emekçilerinin Mücadelesi Sürüyor
- İranlı Emekçiler Her Şeye Rağmen Mücadeleyi Sürdürüyor
- İsrail’in Gazze’deki Saldırıları Sürüyor, Filistin Halkıyla Dayanışma Eylemleri Büyüyor
- Nakba’nın 76. Yılında İngiltere’de Yüzbinler Yeniden Meydanlarda
- Arjantin’de 24 Saatlik Genel Grev
- 1 Mayıs’ta Dünyanın Dört Bir Yanında Meydanlar İşçi ve Emekçilerin Talepleriyle Yankılandı!
Son Eklenenler
- İngiltere’de geçtiğimiz haftalarda üç çocuğun öldürülmesinin ardından bu cinayetlerden göçmenleri ve Müslümanları sorumlu tutan güruhlar sokaklara dökülmüştü. Ülkede göçmen ve Müslümanları hedef alarak ırkçı saldırılar başlatan faşist çetelere karşı...
- İstanbul Bakırköy Metro şantiyesinde Bayburt Group taşeronu Modüler Teknik firmasında çalışan DİSK Dev Yapı-İş üyesi inşaat işçileri ücretleri aylardır ödenmediği için 12 Ağustosta Bayburt Group önünde eyleme başladı.
- Herkesin dilinde olan basit, masum bir soru… Ama aynı zamanda soranın da cevaplayanın da belli düşünce kalıplarına hapsolduğunu gösteren bir soru: Senin memleket nere? Fabrikada yeni işe başlayan birine, sokakta, otobüste, parkta tanıştığımız birine...
- İki kız kardeş, 15 yaşındaki Esmanur Argun ve 18 yaşındaki ablası Elif Argun, Urfa Viranşehir’den tarım işçisi olarak Bursa’ya gelmişlerdi. İşe giderken onları taşıyan traktörün devrilmesi sonucu hayatlarını kaybettiler. Kısacık yaşamları gibi...
- Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan Polonez işçilerinin sendikalı çalışma hakkı ve işe iade talebiyle başlattıkları direniş sürerken 9 Ağustosta İstanbul Valiliği önüne giderek seslerini duyurmaya çalıştılar. Türk Harb-İş...
- Geçtiğimiz günlerde Cerrahpaşa Üniversitesine bağlı Murat Dilmener Hastanesinin su tesisatının patlaması üzerine, yeni doğan yoğun bakım ünitesinin tavanı çöktü. Solunum cihazına bağlı bir bebek hayatını kaybetti. Solunum cihazına bağlı olan ve...
- UİD-DER’e gelmeden önce de bu dünyada olup bitenlere karşı öfkeliydim. Bir şeyler yapmak istiyordum fakat ne yapacağımı bilmiyordum. Yani öfkemi doğru yerekanalize edebilmiş değildim. UİD-DER sayesinde kapitalist bir sistemde yaşadığımızı ve tüm...
- 31 Mart yerel seçimleri sonrası belediye işçilerine yönelik işten atma ve ücret gaspı saldırıları devam ediyor. İşten atılan işçiler işe iade talebiyle direnişe başlarken ücretleri gasp edilen, düşük ücret dayatılan işçiler de çeşitli eylemlerle hak...
- Sokak köpeklerinin katledilmesinin önünü açan yasa geçtiğimiz günlerde AKP’li ve MHP’li vekillerin oylarıyla Meclisten geçti. Yasa hazırlanırken ve oylanırken yaşananlara baktığımızda nasıl bir düzende yaşadığımızı daha iyi anlıyoruz. Yasa gündeme...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen deprem bölgelerinde barınma sorunu bile çözülmüş değil. Depremden sonra TOKİ, 18 ilde 674 bin 238 konut yapılmasını hedeflediğini açıklamıştı. Şimdiye kadar teslim edilen konut sayısı...
- İkinci Dünya Savaşının son aylarında ABD’nin Hiroşima’ya atom bombası atması ve yüzbinlerce insanın ölümüne neden olması insanlık tarihinin en büyük katliamlarından biri olarak acıyla hatırlanmaya devam ediyor. Bu büyük katliamın 79. yıldönümü olan...
- 28 Temmuz 1914’te dünyanın o güne kadar gördüğü en kanlı savaş başladı. Tam dört yıl süren ve 20 milyon insanın ölümüne, milyonlarcasının yaralanmasına ve sakatlanmasına, kentlerin yakılıp yıkılmasına yol açan bu savaş tarihe Birinci Dünya Savaşı...
- İspanya’da bir duvarda şöyle yazıyor: “El que nos roba es de aqui y rico no inmigrante y pobre.” Yani “Bizi soyanlar göçmen ve yoksul değil, buralı ve zengin.” Bu kısacık bir duvar yazısı içinde bulunduğumuz durumu çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor...