Buradasınız
İşsizler Ordusu Büyüyor, İşsiz Kalma Süresi Uzuyor
Ekonomik kriz derinleştikçe işini kaybeden ve iş bulamayan işçi sayısı artıyor. Çeşitli hesap cambazlıklarıyla resmi işsizlik verileri olması gerekenden düşük gösterilse de, bu haliyle bile işsizlik ciddi boyutlara yükselmiştir. Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK’in Ağustos ayına ait işgücü istatistikleri, işsizliğin her geçen ay daha da arttığını gösteriyor. TÜİK’in rakamlarına göre, 2019 Ağustos döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre işsiz sayısı 980 bin kişi artarak 4 milyon 650 bine yükseldi. İşsizlik oranı ise 2,9 puan artışla yüzde 14’e çıktı.
Tarım dışı işsizlik oranı 3,5 puan artışla yüzde 16,7 olarak tahmin edilirken, 15-24 yaş arası genç nüfus işsizliğindeki yükseliş dikkat çekti. Genç işsizliği 6,6 puan artarak yüzde 27,4 oldu. 15-64 yaş grubundaki işsizlik ise 2,9 puan artışla yüzde 14,’e çıktı. Yükseköğretim mezunu işsizlerin sayısında da patlama meydana geldi. 1 milyon 40 bin üniversite mezunu işsiz var.
İŞKUR’un verileri
TÜİK verilerinde istihdamda ciddi bir azalma meydana geldiği dikkat çekiyor. İstihdam edilenlerin sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre (Ağustos 2018) 789 bin kişi azalarak 28 milyon 529 bin kişiye düştü. TÜİK istatistikleri Ağustos ayı verilerini yayımlarken, İŞKUR da iş ve işsizlik ödeneği başvurularını temel alan Ekim ayına ait verileri açıkladı. İŞKUR’un yayınladığı veriler, işsizlikteki tırmanmayı gözler önüne seriyor.
İŞKUR’un verilerine göre, bu yılın Ocak-Eylül döneminde işsizlik ödeneğine 1 milyon 492 bin 557 kişi başvurdu. Başvuranların yaklaşık olarak yarısı (775 bin 901 kişi) bu ödeneği almaya hak kazandı. Bir önceki ay başvuru yapanların sayısı 1 milyon 345 bindi. Bu da sadece bir ay arayla işsizlik ödeneğine başvuranların 150 bin kişi arttığını ortaya koyuyor.
İŞKUR’un son yayımladığı aylık bülten tablolarına göre, kayıtlı işsizlerin bekleme süreleri de gittikçe artıyor. 8 ilâ 12 ay arasında bir süreyi işsiz olarak geçirenlerin sayısı 1 milyonu aşmış durumda.
DİSK-AR: Gerçek işsiz sayısı 7 milyon 305 bin
TÜİK, dört hafta içinde iş başvurusu kapılarından herhangi birisine müracaat etmeyenleri işsiz saymıyor. Böylece işsizliği düşük gösteriyor. Oysa DİSK-AR’ın verilerine göre işsiz sayısı 7 milyon 305 bine ulaşmış durumda. Kısacası krizin ağır faturasını işçi sınıfı ödüyor.
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
- Maaşlar Eriyor: Bu düzen Değişmeli!
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...