Buradasınız
Egemenlerin Kirli Oyunlarına Geçit Vermeyelim!
Türkiye’nin birçok bölgesinde orman yangınları devam ederken ve bu yangınlar üzerinden Kürtler hedef gösterilip ırkçılık kışkırtılırken Konya’da bir Kürt aileden 7 kişi katledildi, evleri yakıldı. 12 Mayısta 60 kişinin saldırısına uğrayan Dedeoğulları ailesi ağır şekilde yaralanmıştı. “Biz ülkücüyüz, sizi burada yaşatmayacağız” diyen grup, Dedeoğulları ailesinin evini basıp taş ve sopalarla saldırmışlardı. Fakat saldırganlar 12 Temmuzda serbest bırakıldılar ve tam da orman yangınları üzerinden Kürtlerin hedef gösterildiği gün söz konusu katliam gerçekleştirildi. Aileye dönük saldırılar sürmesine rağmen saldırganların serbest bırakılması ve devletin gerekli önlemleri almaması birilerinin bu katliama göz yumduğunun göstergesidir. Katliamdan sonra “Burada bir tek Kürt kalmayacak!” diye bağıran katiller, bunun iki aile arasında bir husumet olmadığını birinci ağızdan ortaya koyarken, aynı zamanda günlerdir yükseltilen milliyetçi histeriye sesleniyorlar.
Bu katliamı “öfkeden çıldırmış bir komşu aile”nin işi olarak sunanlar, gerçeklerin ve asıl suçluların kim olduğunun açığa çıkmasını istemeyenlerdir. Toplum günlerdir Afgan göçmenler ve Kürtlere dönük ırkçı söylem etrafında galeyana getirilmeye çalışılıyor. Besbelli ki birileri insanların tüm düşünce süreçlerini felçleştirmek ve kaos planlarını hayata geçirmek istiyor. Nitekim Afyon, Ankara, Konya ve Mersin’den Kürtlere dönük ardı ardına gelen saldırı haberleri ne tesadüftür ne de son günlerdeki kışkırtmalardan bağımsızdır. Çok açık ki emekçiler işsizlik, derinleşen yoksulluk ve geleceksizlikle boğuşurken, Kürt düşmanlığı pompalanarak toplumun odak noktası kaydırılmaya çalışılıyor. Bu ırkçı ve faşist katliam, Türkiye’nin içine itildiği durumun, sürekli pompalanan ırkçılığın ve nefret dilinin sonucudur.
Bu katliamı “öfkeden çıldırmış bir komşu aile”nin işi olarak sunanlar, gerçeklerin ve asıl suçluların kim olduğunun açığa çıkmasını istemeyenlerdir. Toplum günlerdir Afgan göçmenler ve Kürtlere dönük ırkçı söylem etrafında galeyana getirilmeye çalışılıyor. Besbelli ki birileri insanların tüm düşünce süreçlerini felçleştirmek ve kaos planlarını hayata geçirmek istiyor. Nitekim Afyon, Ankara, Konya ve Mersin’den Kürtlere dönük ardı ardına gelen saldırı haberleri ne tesadüftür ne de son günlerdeki kışkırtmalardan bağımsızdır.
Yangın ve pompalanan ırkçılık
Günlerdir Türkiye’nin birçok bölgesinde ormanlar cayır cayır yanıyor ve kontrol altına alınamıyor. Çünkü doğayı talan etmekle ve devlet kaynaklarını sermaye sınıfına aktarmakla meşgul siyasi iktidar, orman yangınlarına karşı doğru düzgün hiçbir tedbir almış değil. Tersine, yangın söndürmek üzere eğitimli kadrolar tasfiye edilmiş, yangın söndürme işi özelleştirme yoluyla yandaş şirketlere verilmiş, yangın uçakları alınmamış, eski olanlar ise yenilenerek yangın söndürmeye hazır hale getirilmemiştir. İktidarın açgözlülüğünün ve beceriksizliğinin bedelini bir ülke, halk ve insanlar canlarıyla ödüyorlar. Yangından kaynaklı köyler yok oldu, ormandaki canlılar öldü ve şimdiye kadar 7 kişi yaşamını kaybetti. Ormanlar gözümüzün önünde yok olurken, iktidar sözcüleri ve bakanlar beceriksizliklerinin üzerini kapatmakla meşguller. Bu durum doğal olarak halkın iktidara olan tepki ve öfkesini büyütüyor. Hesap vermesi gerekenler, bir kez daha IBAN numarası veriyorlar. Yandaş medya, iktidar blokunun diğer bileşenleri halkın tepkisini başka kanallara yönlendirmek üzere günlerdir orman yangınları üzerinden Kürt halkını, HDP’yi hedef alıyorlar. Yangının sürdüğü ve sinirlerin gerildiği, insanların sorumlu aradığı koşullarda, yangın söndürmeye giden gencecik insanlar “terörist” denerek linç edilmeye kalkılıyor.
Yangınların yarısının nedenini araştırmayan ve görevlerinin başında olmaları gerekirken düğüne giden, yangınla mücadeleyi halka bırakan yetkililer, yine “suçlu” bulmakta zorlanmamışlardır. Çok açık ki orman yangınlarının söndürülememesinin sorumlusu siyasi iktidardır.
Ekonomisi çökmüş, izlenen dış siyaset nedeniyle uluslararası alanda sıkışmış, orman yangınlarının bile söndürülemediği, karmaşanın hâkim olduğu, iktidarın baskı ve keyfilikte sınır tanımadığı bir ülke tablosu var karşımızda. Mesela göçmen sayısının 6 milyonu geçtiği bu ülkede iktidarın herhangi bir göçmen politikası yoktur. Üstelik Suriye’nin bugünkü duruma gelmesine ve Türkiye’nin göçmen akınına uğramasına neden olan siyasi iktidar, içine düştüğü sıkışıklığı aşmak üzere Afganistan’da ABD’nin jandarması olmak istiyor. Yani ülke yeni bir maceraya sürükleniyor.
Ekonomisi çökmüş, izlenen dış siyaset nedeniyle uluslararası alanda sıkışmış, orman yangınlarının bile söndürülemediği, karmaşanın hâkim olduğu, iktidarın baskı ve keyfilikte sınır tanımadığı bir ülke tablosu var karşımızda.
Her alanda sıkışan, zihinsel olarak dağılmış, toplumsal desteği git gide daha fazla eriyen iktidar bloku içindeki kavga kızışmış durumda. Ne pahasına olursa olsun iktidarlarını korumak isteyenler, bir kez daha kaos politikalarını devreye sokarak ve toplumu düşmanlaştırarak amaçlarına ulaşmaya çalışıyorlar. Kurt puslu havayı sever misali, ırkçılığı kışkırtıp Kürtleri ve göçmenleri hedef gösteriyor, tüm gerçek sorunların üzerini kapatmak istiyorlar. Derinleşen ekonomik krizi, 10 milyon işsizi, yağma ve talan politikalarını, boğazlarına kadar yolsuzluğa gömülmüş olmalarını emekçilerin dikkatinden kaçırmaya çalışıyorlar.
Milyonlarca Suriyeli göçmenin sefil koşullarda Türkiye’de yaşamasına ve içinden çıkılmaz toplumsal sorunların baş göstermesine neden olan iktidardır. Suriyeli ve Afganistanlı emekçileri iliklerine kadar sömüren sermaye sınıfı, göçmenlerin Türkiye’deki varlığından son derece memnundur. Milyonlarca göçmenin gelmesiyle ortaya çıkan sorunlar ise iktidarın umurunda değildir. Onların tek derdi iktidarlarını korumak, devlet kaynakları üzerinde oturmaya devam etmek ve ayrıcalıklarını sürdürmektir. Bu yüzden ülkeyi her gün yeni bir belirsizliğe sürüklemekten çekinmiyorlar. Büyüyen toplumsal sorunların üzerini kışkırttıkları ırkçılık ve yabancı düşmanlığıyla kapatmak, bu ortamda planlarını hayata geçirmek istiyorlar.
Irkçılık emekçilerin ekmeğini büyütmez küçültür, egemenleri ve sermaye sınıfını ise palazlandırır. Egemenlerin kirli oyunları boşa çıkartılmadığı müddetçe, emekçilerin gerçek hiçbir sorunu çözülemeyecektir.
Türkiyeli emekçiler bu gerçekleri görmeli, Kürt ve yabancı düşmanlığına prim vermemelidir. Irkçılık emekçilerin ekmeğini büyütmez küçültür, egemenleri ve sermaye sınıfını ise palazlandırır. Egemenlerin kirli oyunları boşa çıkartılmadığı müddetçe, emekçilerin gerçek hiçbir sorunu çözülemeyecektir. İşçiler arasında birlik ve dayanışma, halklar arasında kardeşlik duygusu egemenlerin kirli planlarını hayata geçirmelerinin önündeki en büyük engeldir. İşçilerin birliği ve halkların kardeşliği yolunda mücadelemizi büyütelim!
- Fernas İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- Elba Bant Grevine Dayanışma Ziyareti
- KESK: “Geçinemiyoruz! Yoksulluğa Karşı Mücadelede Birleşiyoruz!”
- UİD-DER’in Lübnan Sendikalar Birliğinin Dayanışma Çağrısına Yanıtı
- Savaşın Yıldönümünde İsrail Protesto Edildi
- Tarkett Grevine Dayanışma Ziyareti
- Katillerden Merhamet Kapitalizmden Barış Beklenemez
- Fernas Madencileri Yalanlara Sessiz Kalmıyor
- Eker Süt’te Direniş, Elba Bant’ta Grev, Befesa’da Kazanım
- Umudun Gitarı Çalmaya Devam Ediyor!
- Polonez Gıda ve Akcanlar Tekstil’de İşçiler Mücadeleden Vazgeçmiyor
- 78’liler Girişimi: “44. Yılında 12 Eylül Tüm Boyutlarıyla Sürüyor”
- Narin’in Katledilmesi Onlarca Kentte Protesto Edildi
- Kâr Hırsıyla İşlenen Cinayet: Zulmünüze Boyun Eğmeyeceğiz!
- İsrail’de Yüz Binler Ateşkes Talebiyle Meydanlara Çıktı!
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Onlarca Kentte Eylem
- Kendimiz İçin Yürümeli ve UİD-DER Ailesini Büyütmeliyiz!
- Bu İşareti Yapanlar Kim?
- İktidar’ın “Vergide Adalet” Yalanı
- “Kenyalılar Bile” mi?
Son Eklenenler
- Fernas işçilerinin işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınması, ücretlerin arttırılması ve sendikalaşma hakkı için başlattıkları direniş kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler Fernas işçilerine direnişlerinin 42. gününde dayanışma ziyareti...
- Tekirdağ/Çerkezköy Veliköy OSB’de bulunan Elba Bant fabrikasında toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine Petrol-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 25 Eylülde başlattığı grev kararlılıkla devam ediyor. İşçilerin haklı...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) 7 Ekimde Ankara Alba Otel’de gerçekleştirdiği basın toplantısında, “Geçinemiyoruz! Yoksulluğa Karşı Mücadelede Birleşiyoruz!” şiarıyla gerçekleştireceği eylem programını kamuoyuyla paylaştı.
- Siyonist İsrail devletinin Filistin’de yürüttüğü savaş bir yılını doldurdu. Bu savaşta on binlerce Filistinli can verdi. Yüz binlerce Filistinli yollara düştü, yer değiştirdi. Bombaların yanı sıra, açlık, susuzluk, salgın hastalıklar da nice can...
- İsrail’in geçtiğimiz sene 7 Ekim’den bu yana Gazze’de yürüttüğü savaş şiddetini arttırarak ve yeni bölgelere yayılarak devam ediyor. ABD, Çin ve Rusya’nın, bölgedeki rakip güçler olan İran ve İsrail’in kozlarını paylaştıkları bu savaşın alanı Gazze’...
- İşçi ve emekçiler olarak zorlu günlerden geçiyoruz. Fakat tabiri caizse bunlar daha iyi günlerimiz. Türkiye ve dünyadaki gidişat içine itildiğimiz sorunlar yumağının büyümeye devam ettiğini gösteriyor. Mesela İsrail’in tüm dünyanın gözleri önünde...
- Bursa Kemalpaşa’da bulunan Eker Süt Ürünleri fabrikası işçileri Tekgıda-İş Sendikasında örgütlendikleri için işten atılmış, direnişe başlamışlardı. Direnişçi işçiler 6 Ekim’de sendikalarıyla birlikte Bursa’da “Eker I Run” koşusu öncesi basın...
- Filistin’de yürüyen savaşın üzerinden 1 yıl geçti. Bugüne kadar 50 binin üzerinde insan İsrail’in saldırıları sonucu can verdi. İsrail devletinin Gazze’de sürdürdüğü soykırım ve katliam devam ediyor. Lübnan’a yapılan son saldırılarla birlikte...
- Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler, grevlerinin 39. gününde olan MKB Rondo işçileri ve aileleri grevlerinin 18. gününde Tarkett grevcilerini ziyaret etti. Dayanışma ziyaretinde “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor”...
- ABD’nin New York’tan Miami ve Houston’a kadar tüm Doğu ve Körfez kıyısı limanlarında 45 bini aşkın liman işçisi toplu sözleşme görüşmelerindeki ücret ve çalışma koşullarındaki anlaşmazlık nedeniyle 1 Ekimde greve gitti. Uluslararası Liman İşçileri...
- Türkiye’de iktidar sözcüleri sık sık “Avrupa bizi kıskanıyor”, “dünya bizi kıskanıyor” diyerek böbürleniyorlardı. Türkiye’nin her tarafında doğalgaz, petrol gibi değerli madenler olduğunu, bu madenleri çıkartarak ekonomide çağ atlayacaklarını iddia...
- Birkaç hafta önce bir ablam ile ettiğim sohbet sonrası kelebeklerin benim için farklı bir anlam kazandığından bahsetmek istiyorum. Sohbet sırasında kelebekleri çok sevdiğimi özellikle de mavi kelebeklerin çok hoşuma gittiğini anlatmıştım. O da mavi...
- Fernas Madencilik işçileri işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınması, ücretlerin arttırılması ve sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması talebiyle haftalardır mücadele ediyorlar. İşçiler, Soma’dan Ankara’ya yaptıkları 8...