Buradasınız
Agrobay İşçilerine Jandarma Baskısı Sürüyor
Dünyanın en büyük domates serasına sahip olmakla övünen Bayburt Grup’a bağlı İzmir Agrobay Seracılık’ta sendikaya üye oldukları için 40 işçi tazminatları ve alacakları ödenmeden işten atıldı. Ağır çalışma koşullarını düzeltmek için Tarım-Sen’e üye olan ve işten atılan işçilerin 22 Ağustosta başlayan direnişi sürerken saldırılar ve haksızlıklar devam ediyor. Hakları gasp edilen işçiler seslerini duyurmak için 8 Eylülde işyeri önünde oturma eylemi yapmak istedi. Jandarma işçileri gözaltına aldı. 10 Eylülde ise Agrobay işçilerini gönüllü olarak direniş alanına taşıyan minibüse “izinsiz yolcu taşıdığı” gerekçesiyle 20 bin lira para ve 60 gün boyunca trafikten men cezası verdi. Bergama Sulh Ceza Hâkimliği ise Tarım-Sen Genel Başkanı Umut Kocagöz ile Bağımsız Maden-İş Genel Başkanı Gökay Çakır’a seranın girişine 500 metreden fazla yaklaşmama şeklinde adli kontrol cezası verdi. Bu durum işçilerin haklarını yok sayan, yiyen patronların devlet tarafından nasıl korunup kollandığını, iktidarın işçi düşmanlığında sınır tanımadığını ortaya koyuyor.
Türkiye’de işçiler düşük ücret ve ağır çalışma koşullarına karşı sendikalaştıklarında birçok zorlukla karşı karşıya kalıyorlar. Sendika yasal bir hak olmasına rağmen patronlar türlü bahanelerle işçileri işten atıyorlar. İşçileri haklarını aradıkları için cezalandırmaya, henüz sendikaya üye olmamış işçilere gözdağı vermeye çalışıyorlar. Jandarma ve polis patronların adeta özel korumalığını üstleniyor, mücadeleyi bastırmak için işçilere şiddet ve baskı uyguluyor. İktidarı arkasına alarak işçilerin haklarını çalanlar, haksızlık-hukuksuzluk yapanlar zenginleşmeye devam ederken alnının teri ve elinin emeğiyle geçinmeye çalışan işçiler daha da yoksulluğa itiliyor. Jandarma ve polisin hakkını arayan işçilere uyguladığı baskı, sermaye sınıfının hizmetinde olduklarını gösteriyor.
Bu nedenle işçilerin birlik olması, dayanışma içinde olması, haklarına sahip çıkmak için sendikalarında ve mücadele örgütlerinde birleşmeyi seçmesi, baskıları boşa çıkarması büyük önem taşıyor.
“Yaşam Adil Olmadan Ölüm Adil Olur mu?”
- İşçiler Hak Gasplarına, Baskı ve Yasaklara Boyun Eğmiyor
- Patronlar Saldırıyor, İşçiler Mücadele Ediyor
- Patronun Grev Kırıcılığına ve Jandarma Saldırısına Rağmen Lezita Grevi Sürüyor
- Durak Tekstil İşçileriyle Dayanışma Etkinliği
- Ücret Gasplarına, Düşük Ücretlere ve Baskılara Karşı Mücadeleler Sürüyor
- İşçiler Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor, Kazanıyor
- Perfetti’de Baskılar da Direniş de Devam Ediyor!
- Akkuyu Nükleer Santrali Şantiyesi İşçileri İş Bıraktı
- Hakları İçin Mücadele Eden İşçiler Kazanıyor
- Ücret Gasplarına, İşten Atmalara ve Baskılara Karşı Mücadeleler Sürüyor
- Gates Endüstriyel Metal Kauçuk’ta Grev Başladı
- Ekol Ofset ve Aunde Teknik’te Sendika Düşmanlığı
- Patiswiss’de Sendika Düşmanlığı Protesto Edildi
- Durak Tekstil İşçilerine UİD-DER’den Dayanışma Ziyareti
- Erciyas Grevini Ziyaret Ettik
- Esitaş İşçileri Sendikalı Olma Hakkını Mücadeleyle Kazandı
- Antep’te Düşük Ücret Dayatmasına Karşı İş Bırakma Eylemleri
- İşçiler Patronların Düşük Ücret Dayatmasına Boyun Eğmiyor
- Patronların Sendika Düşmanlığına Karşı İşçiler Direnişte
- Daha Yüksek Ücret İçin İşçi Eylemleri
Son Eklenenler
- Geçen gün metal işçisi arkadaşımla bir araya geldik. Çayımızı içerken sohbet etmeye başladık. Konumuz toplu iş sözleşmesiydi.
- İlk kez UİD-DER’le 1 Mayıs’a gelen arkadaşımız, 1 Mayıs’ın daha önce duyduklarından, anlatılanlardan bambaşka bir şey olduğunu söyledi. Kadınlar, çocuklar, işçiler el ele halaylar çektik, hepimiz kardeş gibiydik.
- Merhaba, ben İzmir de yaşayan bir gencim. İstanbul’a UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılmak için geldim. 1 Mayıs öncesi hazırlıklar için derneğe gittim. Çok sıcak bir ortam ve dayanışma duygusu sarmıştı her yeri.
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....