Buradasınız
TES’lim Etmeyeceğiz, Sahip Çıkacağız!
Gebze’den bir petrokimya işçisi
Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi, kısaltılmışı TES. 6 Eylülde iktidar yetkilileri tarafından açıklanan ve 2024-2026 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program (OVP) çerçevesinde hayata geçirilmesi planlanan uygulamalardan biri. Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi kulağa hoş gelebilir. Yarım bir şeyin, tamamlayan bir şeyle birleşerek tastamam olması ilk duyulduğu esnada güven verebilir insana. Fakat bu günümüz emeklilik sisteminin eksik, yetersiz, yarım yamalak olduğunun da bir itirafıdır aynı zamanda. Ayrıca daha dikkatli bakınca neyi TES’lim etmemizi istediklerini apaçık görebiliriz. İktidar, işçiler için anlamı ve önemi büyük olan kıdem hakkını yok edecek bir saldırı planını devreye sokma niyetinde. Elbette bu kadar açık sözlü bir şekilde değil. “Kıdem tazminatında çok ciddi problemler var. Ödenmeme sıkıntıları var” diyorlar. Güya tazminat alamayan işçileri düşünüyormuş gibi, hinliği cinliği, cambazlığı kurnazlığı, alaveresi dalaveresi süslü “iyi niyet” cümleleriyle gizlenmiş bir yol izliyorlar.
İktidara geldiği ilk yıldan itibaren varlığını patronların varlığına armağan eden, hazırladığı programlarda her zaman sermeyenin çıkarlarını kollayan AKP iktidarının, geçtiğimiz yıllarda yürürlüğe koyduğu ve halen uygulamada olan Bireysel Emeklilik Sistemi BES’i hatırlayalım. “İkinci bir emeklilik” müjdesi olarak duyurmuşlardı onu da. Fakat kısa sürede ne mene bir şey olduğu anlaşılınca işçilerin büyük bir kısmı ayrıldı bu sistemden. Baktılar BES tutmadı, kıdem tazminatını fona devretmeyi de başaramadılar yıllardır, “o halde BES’i TES yapalım” dediler. Kıdem tazminatını bizden çalmanın derdindeler ve bu sefer de “derdimiz kıdem tazminatından faydalanamayan işçilerdir” sözleriyle atağa geçiyorlar. Fakat heyecana mahal yok! Bunların hazırladığı hiçbir senaryonun sonunda işçinin yüzü gülmüyor. Hatta daha kötüsü “Yıl 2045 Tamamlayıcı Emeklilikte Yaşa Takılanlar” filmi izleyebiliriz gelecekte!
İktidarın, sermayenin talepleri doğrultusunda kıdem tazminatını kaldırmak için defalarca girişimlerde bulunduğunu hiç unutmayalım. Ayrıca 2003 ve 2008 yıllarında kademeli olarak emeklilik yaşını yükseltip aylık bağlama oranlarını düşürerek, eski hükümetlerin temelini attığı bugünkü emeklilik sisteminin tamamlayıcı mimarı da yine AKP iktidarıdır. Hâlâ eksik bıraktıklarını düşünüp, şimdi “tamamlamak” istedikleri iki şey var; 7500 liralık sefalet ücretine mahkûm ettikleri yetmezmiş gibi işçilerin emeklilik hakkına el koymak, kıdem tazminatını gasp etmek!
Kamusal emeklilik sistemini iyileştirmek, emekli maaşlarını yükseltmek, kıdem tazminatını alabilme koşullarını kolaylaştırmak, bu hakkı gasp eden patronu cezalandırmak dururken başka planlara girişmeleri işçi düşmanlığının apaçık bir göstergesidir. Bir gecede torba torba kanun çıkaran iktidar bir iki kanun düzenlemesiyle bunları kolayca yapabilecekken yapmıyorsa, “ikinci emekli maaşı” ya da “tamamlayıcı emeklilik sistemi” aldatmacasıyla emekçileri bireysel emekliliğe yönlendiriyorsa bu, işçi düşmanlığının apaçık bir göstergesidir. Kıdem tazminatı geçmişin işçi kuşaklarından bize kalmış, bizden de çocuklarımıza bir dikili ağaç gibi kalacak mirastır. Çalışan emekçinin iş güvencesi, işsiz kalanlara yeni bir iş buluncaya kadar can suyu, kötü gün dostudur. Ne emeklilik hakkımızı ne de kıdem tazminatımızı sermayeye “TES”lim edeceğiz! Sonuna kadar sahip çıkacağız!
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- Yine, Tekrar, Bir Daha Şahlanıyoruz!
- Ucuz Bir Hayatı Neden Bu Kadar Pahalıya Yaşıyoruz?
- “Hiçbir Faydası Yoksa Neden Vergi Ödüyorum?”
- “Başımıza Ne Geliyorsa Nüfus Artışından” mı?
- Aman Bize Müjde Vermesinler!
- Onca Şeye Rağmen Gündemlerinde Yer Alamıyoruz
- Patronun Havucu İşçinin Onuru
- Asgari Ücret: Geçinmek mi Açlıktan Ölmemek mi?
- “Fedakârlık” Neden Hep Bize Düşer?
- Bir Değil, İki Değil, Üç Değil!
- Sorunlarımız Ortak, Peki Ya Mücadelemiz?
- Derinleşen Yoksulluk ve Artan Eğitim Maliyetleri
- “Türkiye Yüzyılı” Yalanı
- Ödediğimiz Primlerden Payımıza Düşen Ne?
- Sağlık Sorunlarımız Kader Değil, Sınıfsal!
- Karıncalar ve Filin Hikâyesi
- “Ne Yapsam Mutlu Olamıyorum!”
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Davut Abiyi Misafir Ettik
Son Eklenenler
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ı geride bıraktık. 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleşen mitinglere yüzbinlerce sendikalı sendikasız işçi, işsiz, emekli, emekçi kadın, genç katıldı. İşçi ve...
- Türkiye’nin dört bir yanında sendikalaşmak isteyen işçiler çeşitli engellerle karşılaşıyor, işten atılıyor, baskıyla sindirilmek isteniyor. Bursa’da Öz İplik-İş Sendikası’nda örgütlendikleri için işten atılan ve direnişlerine devam eden Durak...
- Türkiye tarihindeki en büyük işçi katliamı olan Soma Katliamı davasında daha önce yargılanmayan 28 kamu görevlisi ilk kez hâkim karşısına çıktı. Katliamın 10. yılında görülmeye başlanan kamu davasının ilk duruşması 8 Mayısta Soma 2. Asliye Ceza...
- Merhaba işçi ablalarım, abilerim. Ben İzmir’de yaşayan bir lise öğrenciyim. Ben de UİD-DER ile 1 Mayıs’a katılmak için İstanbul’da yaşayan teyzeme geldim. İlk defa 1 Mayıs’a katıldığım için sizlerle duygularımı paylaşmak istiyorum.
- Bu sene de 1 Mayıs’ı ağır şartlarda karşıladık. Bir tarafta ekonomik yıkım diğer tarafta savaş, göç sorunu ve işsizlik. Biz işçilerin birikmiş nice sorunu bulunuyor, toplum nefessiz bırakılıyor. İşte bu şartlar altında UİD-DER işçilere umut oldu,...
- Türkiye’de işçiler, reel ücretlerin düşmesi, çalışılmış günlerin ücretinin dahi patronlar tarafından gasp edilmesi gibi sorunlarla boğuşuyorlar. Diğer taraftan sağlık emekçileri ticarethaneye dönüştürülen sağlık sisteminin dayattığı ağır iş yüküyle...
- Geçen gün metal işçisi arkadaşımla bir araya geldik. Çayımızı içerken sohbet etmeye başladık. Konumuz toplu iş sözleşmesiydi.
- İlk kez UİD-DER’le 1 Mayıs’a gelen arkadaşımız, 1 Mayıs’ın daha önce duyduklarından, anlatılanlardan bambaşka bir şey olduğunu söyledi. Kadınlar, çocuklar, işçiler el ele halaylar çektik, hepimiz kardeş gibiydik.
- Merhaba, ben İzmir de yaşayan bir gencim. İstanbul’a UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılmak için geldim. 1 Mayıs öncesi hazırlıklar için derneğe gittim. Çok sıcak bir ortam ve dayanışma duygusu sarmıştı her yeri.
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...