Buradasınız
Asıl Hesap Mutfakta Değil Sermaye Sınıfıyla Olmalı
Sancaktepe’den bir işçi
Türk-İş Ekim ayı için açlık sınırını 13 bin 683 lira, yoksulluk sınırını ise 43 bin 573 lira olarak açıkladı. Asgari ücret ise bu yılsonuna kadar 11 bin 402 lira. Asgari ücretle açlık sınırı arasındaki fark giderek açılıyor ve açılmaya da devam edecek. Bunun anlamı yoksulluğumuzun da sorunlarımızın da büyümesidir.
Okulların açılmasıyla birlikte, çocukların beslenme ihtiyacı mutfaktaki yangına odun taşıdı, yangını daha da büyüttü. Yapılan araştırmalara göre 2023’te bir beslenme çantasının sağlıklı gıda ile doldurulmasının maliyeti 2022 yılına göre yüzde 200 artmış durumda. Ama çocuğu olan her anne baba bu maliyetin gerçekte daha fazla arttığını yaşayarak görüyor. Gelişme çağındaki çocuklarımızın beslenme çantası, aileler üzerinde ağır bir yük haline geldi. Artık beslenme çantasına sağlıklı gıda koymayı değil bir şekilde çocuklarımızın karnını doyurabilmeyi düşünür olduk. Yenilebilir olsun, çocuğun karnı doysun yeter! Bunun için bile markette, pazarda ince hesaplar yaparak, bir muhasebeci gibi ölçüp biçerek alışveriş yapıyoruz. Birçok temel gıdadan vazgeçmek zorunda kalıyoruz. “Bunu almayayım bu hafta” diyoruz. Sürekli idare etmek zorunda kalıyoruz. Temel gıdalara ulaşmak, sağlıklı beslenmek, hele ki çocuklarımız için zorunlu ve insani bir ihtiyaçtır, haktır.
Bırakalım çocuklarımıza iyi bir gelecek sunmayı, aldığımız ücretle en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamıyorsak burada büyük bir sorun var demektir. Siyasi iktidar patronlar sınıfına sınırsız kaynak akıtırken gece gündüz alın teriyle çalışan emekçilerin çocuklarına bir öğün yemeği bile çok görüyorsa burada büyük bir sorun var demektir. Bu sorunlar ihtiyaçlarımızdan kısarak, ayağımızı iyice kısalmış yorganımıza göre uzatmaya çalışarak, her gün hesap kitap yaparak çözülemez. Asıl hesabı bize ve çocuklarımıza yoksulluğu reva görenlerle yapmalıyız. Çocuklarının çantasına sağlıklı gıda koymak isteyen anne ve babalar! Mutfakta hesap yapmanın sonu yok. Sermaye sınıfı ve iktidarla hesaplaşmamız gerekiyor. Ama bunun için önce biz işçilerin, emekçilerin birlik olması şart.
“Akıyorken Testimizi Dolduralım!”
- Neden Bu Kadar Stresliyiz?
- “Beni Bırak, Gözünü Bebekten Ayırma Sakın”
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Asgari Ücret Zammından Sonra…
- Asgari Ücret Asgari Zam Gördü!
- Rakip Değiliz
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- Metal İşçileri Yasak Tanımıyor, Grev Coşkusu Sürüyor
- Metal Sektöründe Bir Kez Daha Grev Yasağı
- Grevlerden Direnişlere İşçilerin Mücadelesi Büyüyor
- Direniş Çadırına Tezek Döktüren Korku
- Grev ve Direnişler Dayanışmayla Büyüyor
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- EYT’liler Emeklilik Haklarını Mücadeleyle Kazandılar
- Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
- İlk Adımlarını Direnişte Atan, “Eylem” Adını Alan Çocuklarımız
- “Hayal Vergisi” de İster misin?
- Türkiye’de Asgari Ücret Düşük Değilmiş!
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...