Buradasınız
Eğitim Sen’den ve Üniversite Öğrencilerinden Tutukluların Serbest Bırakılması İçin Eylem

Eğitim Sen: “Levent Dölek ve Tüm Tutuklulara Özgürlük”
Eğitim Sen 6 Nolu Üniversiteler Şubesi, 8 Nisanda İstanbul Üniversitesi Beyazıt Ana Kapı önünde İstanbul Üniversitesi İşyeri Temsilcisi Levent Dölek ve tüm tutukluların serbest bırakılması talebiyle basın açıklaması gerçekleştirdi.
Basın açıklamasını gerçekleştiren İşyeri Temsilcisi Mustafa Görkem Doğan, 25 Mart Salı günü Eğitim Sen MYK’sının aldığı karar doğrultusunda iş bırakarak öğrencilerin yanında olduklarını, bu kararın ardından sendikanın siyasi iktidar ve medyası tarafından hedef gösterildiğini belirtti. Siyasi iktidarın elindeki yargı gücünü kullanarak sendikaya ışık hızıyla soruşturma açtığını söyleyen Doğan, Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu üyelerine hukuksuz bir şekilde 2 hafta ev hapsi cezası verildiğini, 26 Martta Levent Dölek’in evi basılarak gözaltına alındığını ve savcılık ifadesi bile alınmadan tutuklandığını, aynı zamanda çoğu üniversite öğrencisi en az 301 kişinin tutuklandığını, ülke çapında sayısı 2 bini bulan gözaltı işlemi yapıldığını belirtti.
Doğan basın açıklamasında şu hususlara vurgu yaptı:
- Sendikal faaliyet suç değildir ve anayasa ile güvence altına alınmış olan önceden izin almaksızın toplantı, gösteri ve yürüyüş yapma hakkına hem iktidar hem de yargı makamları saygı duymalıdır.
- Tam da bu hakların kullanımını engellemeye çalışarak gözaltı, ev hapsi ve tutuklama kararlarıyla hukuk çiğnenmekte, anayasal düzen ayaklar altına alınmaktadır.
- Başta İstanbul Üniversitesi temsilcimiz Levent Dölek ve diğer Eğitim Sen’liler olmak üzere bütün tutuklanan yol arkadaşlarımızın en kısa sürede serbest bırakılması gerekmektedir.
- Merkez Yürütme Kurulu’ndaki arkadaşlarımıza verilen ev hapsi cezalarından vazgeçilmeli, Eğitim Sen’e yönelik açılan haksız ve hukuksuz soruşturmalar son bulmalıdır.
Eylem sırasında “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz”, “Tutuklular Serbest Bırakılsın”, “Tutuklamalar, Gözaltılar, Baskılar Bizi Yıldıramaz” sloganları atıldı.
Üniversite öğrencilerinden tutuklu arkadaşlarıyla dayanışma eylemleri
Üniversite öğrencileri iktidarın baskı ve yasaklarına, yaratmaya çalıştığı korku atmosferine rağmen susmuyor, yapılan haksızlıklara boyun eğmiyorlar. Türkiye’nin çeşitli illerinde bulunan üniversitelerde, tutuklanan ve ev hapsi verilen arkadaşlarının serbest bırakılması için eylemlerini sürdürüyorlar. 7 Nisanda Bursa’da Uludağ Üniversitesi, İzmir’de Ege Üniversitesi, Ankara’da ODTÜ, Hacettepe ve Bilkent Üniversitesi, İstanbul’da Yıldız Teknik, İstanbul Teknik, Boğaziçi, İstanbul, Galatasaray, Bahçeşehir, Koç ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi öğrencileri tutuklu arkadaşları için basın açıklamaları yaptılar, bazı üniversitelerde öğrenciler sınavları boykot ettiler.
Ankara ODTÜ’de, kampüsten çıkarak 100. Yıl Mahallesinde yürüyüş yapmak isteyen öğrencilerin önüne TOMA ve polis barikatı dikildi. “Yoksulluğa ve Baskılara Başkaldırıyoruz” pankartı taşıyan öğrenciler açıklamalarını üniversite kampüsünde gerçekleştirdiler. Yapılan konuşmada ODTÜ öğrencilerinin dayanışmayı büyütmek adına her gün mücadeleyi yaygınlaştırmaya devam edeceği vurgulanarak şöyle denildi: “AKP’nin 23 yıldır bizlere dayatmaya çalıştığı yoksulluk ve baskı politikalarına karşı hep birlikte omuz omuza direnmemizin gücünün korku yarattığını görüyoruz. 19 Marttan bu yana göstermiş olduğumuz direniş aynı zamanda tüm ülkenin içinde bulunduğu anti demokratik, baskıcı ve yoksullaştırıcı politikaların bir sonucudur. Bizler ODTÜ öğrencileri olarak demokratik ve katılımcı geleneğimize sahip çıkıyor, yaşanan baskılara, hak gasplarına ve yoksullaşmaya karşı sesimizi yükseltmeye devam ediyoruz.”
Öğrenciler, derinleşen ekonomik krizle birlikte temel ihtiyaçların karşılanamayacak boyuta geldiğini ifade ederek şunları söylediler: “Bizler yarı zamanlı öğrenci, tam zamanlı çalışan haline düşmüşken barınma ve beslenme gibi en temel ihtiyaçlar birer lüks haline gelmiştir. Bu yoksullaştırma politikaları derhal son bulmalı, maaşlar ve burslar insanca yaşam koşullarını sağlayacak şekilde artırılmalıdır. Tüketimden gelen gücümüzü kullanarak 2 Nisanda bir boykot ördük. Ve orada gördük ki okullarda olamayan sabunun tuvalet kâğıdının derdine düşmeyen Milli Eğitim Bakanı da aralarında olmak üzere tek adam rejimine hizmet eden herkesin korkudan bizim bir aylık KYK bursumuzla tek öğünlük alışveriş yaptığını hep beraber izledik.” Öğrenciler, tüm işçileri, emekçileri, akademisyenleri üretimden gelen güçlerini kullanmaya, genel greve davet ettiler. “Kadın katillerine, şiddet faillerine, tacizcilere vuramadıkları elektronik kelepçeleri özgürlüğü ve geleceği için mücadele eden bizlere öğrencilere taktılar. AKP iktidarına karşı direnen bütün arkadaşlarımıza selam olsun!” diyen öğrenciler tutuklanan bütün arkadaşlarının serbest bırakılması için mücadeleye devam edeceklerini ifade ettiler.
Hacettepe ve Bilkent Üniversitelerinde boykot, forum ve atölye çalışmalarıyla tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması için çeşitli eylemler gerçekleştirildi, açıklamalar yapıldı. Bilkent Üniversitesi öğrencileri “Memleketimize ve geleceğimize sahip çıkıyoruz. Tüm arkadaşlarımızı geri alacağız” pankartı açarak açıklama yaptılar.Açıklamada “AKP iktidarının ve Mehmet Şimşek politikalarının tüm halkı ve gençliği sürüklediği ekonomik kriz, yoksulluk, baskı, yasak, hukuksuzluk düzenine karşı ayaktayız” diyen öğrenciler şu ifadelere yer verdi: “Bu sömürü düzenini yıkmanın yolunu öğrencilerin işçilerle el ele mücadelesinde görüyoruz. Türkiye emekçi sınıfının ve gençlerinin kader bağını bizlere reva görülen geleceksizlik, yoksulluk ve sefalet koşullarında ve bizlerin hayatından sermayedarları beslemek için çaldıklarında görüyoruz. Gençleri susturmaya çalıştığı gibi grev yasakları, kolluk kuvvetleri ve tüm baskılarıyla işçilerin hak mücadelesi karşısında barikat çeken iktidara karşı örgütlü mücadelemizi örmek zorundayız.”
İstanbul Boğaziçi Üniversitesi Güney Meydanda gerçekleştirilen basın açıklamasında tutuklamalara tepki gösterilerek şöyle denildi: “Açıktır ki, meşruiyetinin demokratik seçimlere dayandığını iddia eden tek adam rejiminin hiçbir meşruiyet zemini kalmamıştır. Ve yine açıktır ki, tüm bu bastırma ve yıldırma politikaları, tüm demokratik teamülleri terk etmiş olan rejimin koltuğu kaybetme korkusunun bir yansımasıdır.” Tutuklanan ve ev hapsine çarptırılan arkadaşlarının yanında olduklarını ifade eden öğrenciler “Demokratik haklarına sahip çıktığı için tutsak edilen arkadaşlarımızın uğradığı baskının hiçbir hukuki dayanağı yoktur. Arkadaşlarımız kayyum rejimine karşı verdikleri haklı ve meşru mücadeleden dolayı cezalandırılıyor. Demokratik hak ve özgürlükleri savunmak suç değildir” dedi.
Galatasaray, Bahçeşehir, Koç ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi öğrencileri Beşiktaş Meydanında tutuklu arkadaşlarının serbest bırakılması için basın açıklaması gerçekleştirdiler. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Yıldız Teknik, İstanbul Teknik ve Marmara Üniversitesi öğrencileri tutuklanan arkadaşları için sınav boykotu yaparak, vize sınavlarına katılmadı. Sıralara “Bu alan anayasal haklarını kullandıkları için tutuklanan arkadaşlarımıza ayrılmıştır” yazısını asan öğrenciler eylemlerine çeşitli biçimlerde devam edeceklerini, mücadeleden vazgeçmeyeceklerini belirttiler.
İstanbul’da 17 üniversiteden yapılan ortak çağrıyla üniversite öğrencileri, akşam saatlerinde Kadıköy İskele Meydanında bir araya geldi, bir kez daha tutuklu arkadaşlarının serbest bırakılmasını istedi. “Faşizme Karşı Omuz Omuza”, “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz” sloganları atıldı. Yapılan açıklamada “Bugün burada toplanmamızın sebebi yalnızca arkadaşlarımızı savunmak değil; bu ülkenin gençliği olarak baskıya ve adaletsizliğe boyun eğmeyeceğimizi duyurmaktır” denildi.
Polis ablukasını aşarak sloganlar eşliğinde Festival Park’a yürüyen gençler, düzenledikleri “Gençlik Dayanışma Sahnesi” etkinliğinde tek tek arkadaşlarının isimlerini okudu, serbest bırakılmalarını talep etti. Gençlerin eylemine tutuklu gençlerin aileleri de katıldı.
- Örgütlü Gücümüzden Korkuyorlar Kardeşlerim
- TPI Compozit Grevcilerinin Anlattıkları
- İşçiler Grevi Nasıl Yürütmeli?
- Yönetmen ve Senarist Ali Özgentürk’e Veda
- Sırrı Abi, Beynelmilel ve İşçi Sınıfının Enternasyonali
- Yaşasın Sınıf Dayanışması
- Soma Katliamının 11. Yılında 301 Madenci İçin Eylemler Yapıldı
- Erol Eğrekler Katlediliyor, Holdingler İşçilerin Kanıyla Büyüyor!
- Benim Onurlu ve Dirençli Devrimci Hasan Dayım
- ERLAU Direnişinde İşçinin Gücü
- Koca Yürekli İnsan, Güle Güle…
- “Gerçek Enflasyonun Altındaki Zammı Kabul Etmiyoruz!”
- “Deprem Siyaset Üstüdür” Yalanına Kanmamak İçin Örgütlü Mücadeleye
- On Binler Sırrı Süreyya Önder’i Sonsuzluğa Uğurladı
- Sırrı Süreyya Önder’i Kaybettik, İşçi Sınıfı Anısını Yaşatacak
- 1 Mayıs 1977’de Yaşamını Yitirenler Anıldı
- İSİG Meclisi ve İTO’dan Ortak Açıklama: “Çocuk İşçiliğiyle Mücadeleye!”
- Sırrı Süreyya Önder’in Kalbi ve İşçilerin Mücadelesi
- Bursa’da “Hak, Hukuk, Özgürlük” Yürüyüşü
- TTL Grevcisi Kadınlar: “Birimiz Hepimiz, Hepimiz Birimizdik”
Son Eklenenler
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...