Buradasınız
Kadıköy’de On Binler Haykırdı: “Krizin Bedelini Ödemeyeceğiz!”
Bir grup UİD-DER’li işçi
DİSK, KESK ve TÜRK-İŞ konfederasyonları tarafından örgütlenen “Krizin Bedelini Ödemeyeceğiz; İşsizliğe ve Yoksulluğa Karşı Birleşik Mücadele için Emek ve Demokrasi Mitingi”, Kadıköy’de on binlerce işçinin katılımıyla gerçekleşti.
Sabahın erken saatlerinden itibaren Türk-İş’e bağlı sendikalar Haydarpaşa Numune Hastanesi önünde toplanırken, DİSK ve KESK’e bağlı sendikalar ise Tepe Nautilus önünde toplandılar. Kortejlerden yükselen sloganlar soğuk ve yağmurlu havayı ısıttı. Mitinge en geniş katılımı Türk-İş sendikalarının sağlaması ilgi çekiciydi. Mitinge on binlerce işçi, Türk Metal, Harb-İş, Tes-İş, Kristal-İş, Yol-İş, Tümtis, Petrol-İş, Belediye-İş gibi sendikaların pankartları altında katıldı.
Mitingde sendikaların yanı sıra çok sayıda devrimci grup ve demokratik kitle örgütü de yer aldı. UİD-DER korteji, kırmızı flama, şapka, döviz ve sloganlarıyla eylemin başından sonuna kadar canlılığını ve disiplinini korudu. Direnişlerini sürdüren işçiler sloganlarla selamlandı. Elde taşınan dövizler ve yükseltilen sloganlarda şunlar haykırıldı: “Krizin Faturası Patronlara!”, “Sefalet Ücretine Hayır!”, “Asgari Ücret Vergi Dışına!”, “Tüm Çalışanlara İş Güvencesi!”, “Kriz, Savaş, İşsizlik: Çözüm İşçi İktidarında!”, “Ulusalcı Değil Enternasyonalistiz!”, “Sermaye Oldukça Savaşlar da Olacak!”,”Dünyaya Barış İşçilerle Gelecek!”, “Kürtlere Özgürlük, Kurdara Azadi”.
UİD-DER kortejinde öne çıkan son derece önemli bir slogan daha vardı: “Kahrolsun Gangster Sendikacılar!” İşçi hareketinin, Türk Metal ve onun tepesinde oturan faşistler tarafından gangster bir temelde bölünmesinin hedef alınması, dile getirilen sloganla bu hainlerin işçi kitlelerine teşhir edilmesi son derece önemliydi. Devletle ve faşist örgütlenmelerle iç içe geçmiş Mustafa Özbek ve onun etrafında toplanmış gangster sendikacılara karşı mücadele yürütmek büyük önem taşıyor.
Son birkaç ayda yüz binlerce işçi işten atıldı ve özellikle otomotiv sektöründe işten atılan sendikalı işçilerin çoğunluğunu Türk Metal üyesi işçiler oluşturuyordu. Fakat işten atmalara karşı sessiz kalan ve hatta işten atmalar konusunda patronlara yardımcı olan Türk Metal’in faşist yöneticileri, Mustafa Özbek’in gözaltına alınmasından dolayı işçileri sokağa döktüler. Yani bu faşist sendikacıların derdi işçilere dönük saldırılar değil, faşist örgütlenmenin sendikal alandaki uzantısı olan Özbek’in gözaltına alınmasıydı. Türk Metal yöneticileri işçilerin miting alanına gelip gelmediğini yoklamayla belirlediler. Miting alanına gelen işçiler, miting alanında kurulan Türk Metal masasına gidip geldiklerini haber verdiler ve adlarını sildirdiler. Bu arada işyeri temsilcileri de, devrimci ve demokratik kitle örgütlerinin kortejlerini gezerek, mitinge Türk Metal ile değil de devrimci çevrelerle katılan işçileri tespit etmeye çalıştılar. Fakat bu faşistlerin esas derdi işçileri sendika kortejine katmak değil, devrimci çevrelerle mitinge katılan işçileri tespit edip işten attırmaktı. Türk Metal’in katılmadığı mitinglerde de, işyeri temsilcileri devrimci çevrelerin ve demokratik kitle örgütlerinin kortejlerini dolaşmakta ve buralarda gördükleri işçileri işten attırmaktadırlar.
Türk Metal bürokratlarının esas derdinin işçi sınıfına dönük saldırılar olmadığını, kortejde attırılan sloganlar ortaya koydu. Türk Metal kortejindeki işçilere esas olarak Özbek’in tutuklanmasına karşı sloganlar attırıldı. Alana gelindiğinde Özbek’in uşakları giriştikleri provokasyonla mitingi baltalamak istediler ama bunu başaramadılar. DİSK Birleşik Metal-İş ve KESK üyesi işçiler bozgunculara geçit vermediler. Zaten kürsüye yönelik saldırılara katılanlar sıradan Türk Metal işçileri değil, faşist yöneticilerin köpekleriydi.
Diğer sendikalara bağlı işçiler gibi, Türk Metal üyesi işçilerin çoğu da alanı çok erken terk ettiler. Elbette bunda Türk Metal faşistlerinin giriştiği provokasyonun önemli bir etkisi olmuştur. Ancak mesele bununla açıklanamaz. Bu mitingde sendikalar, özellikle de Türk-İş’e bağlı sendikalar önemli bir katılım sağladılar. Fakat kortejlerdeki örgütsüzlük, disiplinsizlik bariz bir şekilde göz çarpıyordu. İşçiler miting alanındaydılar, ancak ne yapacaklarını ve nasıl yapacaklarını bilmiyorlardı. Sendikacıların ise işçilerin örgütlü bir şekilde yürümeleri, güçlerinin farkına varmaları ve moral olarak güçlenmeleri gibi bir derdi yoktu. Onlar, işten atmalar ve tabandan gelen basıncı mitingle boşaltma, işçilerin gazını alma derdindeydiler ve bunu bir ölçüde de yaptılar. Nihayetinde örgütsüz bir şekilde miting alanına yürüyen işçiler, sendikacıların her zamanki numarasıyla miting alanını erkenden terk ettiler.
Üç konfederasyonun İstanbul’da Marmara düzeyinde bir miting yapması elbette çok önemliydi. Ancak bu miting bir kez daha işçi sınıfının burjuva kamplar ekseninde bölünmek istendiğini ve bunun ne kadar tehlikeli olduğunu ortaya koydu. Bu noktada uyanık olmak ve işçi hareketini işçi sınıfının bağımsız sınıf çıkarları eksenine oturtmak gerekiyor. Bilinçli işçileri bekleyen en önemli görevlerden biri de, krize ve saldırılara yanıt verirken, bu yönde de mücadeleyi sürdürmektir.
Son Eklenenler
- Geçen gün metal işçisi arkadaşımla bir araya geldik. Çayımızı içerken sohbet etmeye başladık. Konumuz toplu iş sözleşmesiydi.
- İlk kez UİD-DER’le 1 Mayıs’a gelen arkadaşımız, 1 Mayıs’ın daha önce duyduklarından, anlatılanlardan bambaşka bir şey olduğunu söyledi. Kadınlar, çocuklar, işçiler el ele halaylar çektik, hepimiz kardeş gibiydik.
- Merhaba, ben İzmir de yaşayan bir gencim. İstanbul’a UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılmak için geldim. 1 Mayıs öncesi hazırlıklar için derneğe gittim. Çok sıcak bir ortam ve dayanışma duygusu sarmıştı her yeri.
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....