Buradasınız
Sınıf Temelinde Örgütlü Olmak Ne Demektir?
İzmir’den emekli bir işçi

Bu mektubumda sizlere sınıf temelinde örgütlü olmanın ne demek olduğunu dilim döndüğünce anlatmak istiyorum. Önce kendi deneyimimden, ardından da 1980 öncesi işçi kuşaklarının örgütlü mücadelesinden örnekler vereceğim.
Henüz çocuk sayılacak yaştayken, ustam sayesinde sendikal ve siyasal mücadeleyle tanıştım. Ustamın sıkça söylediği bir sözü hiç unutmam: “İşçiler, sendikalarında, evlerinde, sokakta ve her yerde kendi sınıfının siyasetini kafasına kazımalı. Aksi halde sendikalı olmak, sınıf temelinde örgütlü olmak anlamına gelmez.” Ustam yalnızca kendisi örgütlü bir işçi olmakla kalmaz, çevresindekilere de bu bilinci aşılamak için çaba gösterirdi. İşçi sınıfının mücadelesinin yükseldiği 1970’lerin işçi kuşakları, örgütlü olmanın ne anlama geldiğini bilen insanlardı. Onların deneyimlerini genç kuşaklara aktarmak bizim de sorumluluğumuzdur.
UİD-DER saflarında mücadele eden biz işçiler, o dönemin işçi kuşaklarının, sendikalarında, derneklerinde, siyasi partilerinde nasıl örgütlendiğini defalarca dinlemişizdir. Anlatılanlar kimi zaman abartılı gibi gelir genç arkadaşlara: “Yasaları geri çektirdiler, panzerlerin üstünden atladılar, barikatları yıkarak yürüdüler...” Ama örgütlü mücadele içinde yer aldıkça bu örnekler gün gelir yeniden yaşanır ve yeni kuşakların da zihninde gerçek anlamını kazanır.
Elbette 1980 öncesinde işçiler bir günde örgütlü hale gelmediler. Özellikle 1960’lı yıllarda, başta İstanbul olmak üzere birçok kentte sosyalistler, öncü işçiler fabrikalarda arkadaşlarını örgütlemeye başladılar. İşçiler, sendika, örgütlenme kelimelerini bile kullanmadan işçi kardeşlerine örgütlenme zorunluluğunu anlatıyor, sınıf bilinci aşılıyorlardı. İşçi sınıfının güçlü olabilmesi, kendi taleplerini dayatabilmesi, patronların saldırılarına karşı durabilmesi için kendi sınıflarının, işçi sınıfının siyasetini yapmaları gerektiğini anlatıyorlardı. Bunun için gerçek manada, örgütlü olmanın zorunluluğunu dile getiriyorlardı. Çünkü örgütlü olmak yalnızca bir üyelik formu imzalamakla sınırlı değildi. Mücadele tarihi, bedeller ve kazanımlar, deneyimler belleklere kazınmalıdır ki gerçek bir örgütlenme sağlanabilsin. Ustalarımızın dediği gibi: “Her şeyi öğren, ama hiçbir şeyi unutma!”
Sevgili kardeşlerim,
Bugünden geçmişe baktığımızda, 1980 öncesi kuşakların esas aldığı örgütlü mücadele geleneği, bize devredilen kıymetli bir mirastır. Bizler de bu mirası genç kuşaklara taşımalı, onları sınıf temelinde örgütlü mücadeleye katmak için çaba göstermeliyiz. Öz örgütlerimizde sınıf bilinciyle yer almak için, 1960-1980 arası mücadele dönemini iyi anlamamız şarttır. Ancak o dönemki emeği, özveriyi, dayanışmayı ve örgüt gücünü kavrayarak bugünün mücadelelerini büyütebiliriz.
- Sınıf Temelinde Örgütlü Olmak Ne Demektir?
- “Sizi Değil, İşgücünüzü Sattık”
- Cepteki Taşlar ve Tecrübe
- Hangi Hasan Olacağız?
- Grev ve Direniş Alanında Bir Muşambadan Ötesidir Çadır!
- Sınıfını Bil, Sen de Birlik ve Dayanışma Çatımızın Altına Gel!
- Örgütlü İşçiler Bin Bilse de Örgütüne Danışır…
- “Sendikadan Vazgeçin, Valizdeki Paraları Size Dağıtacağım”
- Birliğin ve Dayanışmanın Güzelliği
- Genç İşçiler UİD-DER’i Anlatıyor
Son Eklenenler
- İkinci Dünya Savaşının sonuna gelinmiş, Mihver devletlerin içinde yer alan Almanya ve İtalya savaşı kaybetmiş, Almanya ordusu koşulsuz teslim olmuştu. Avrupa’da savaş sonra ermiş, savaşın galipleri SSCB, Amerika, İngiltere ve Fransa olmuştu. Savaş,...
- Türkiye’de ekonomik sorunlar büyüdükçe işçi eylemleri ve grevleri artıyor. Sadece yerli sermayeli fabrikalarda değil, yabancı sermayeli fabrikalarda da işçiler düşük ücret dayatmasına karşı sendikalaşma mücadele si veriyor ya da greve çıkıyorlar....
- Sınıf temelinde örgütlü mücadeleyle tanıştıktan sonra değişim geçirmemek mümkün değildir. Çevremizdekiler -aileniz, akrabalarınız, arkadaşlarınız- önceki ve sonraki halimizi bilir.
- Hasan, işyerinde kartını okutup paydos ederken “bugünü de bitirdik” diye seviniyordu. Koşar adımlarla kendini işyerinden dışarı attı.
- 600 bin kamu işçisini kapsayan Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci iktidar, TÜHİS, Türk-İş ve Hak-İş’in işçilerin taleplerini görmezden gelerek attığı imzayla sonuçlandı.
- İşçi Dayanışması’nın 206. sayısında “Kurt Ağladı, Biz de İnandık” başlığıyla bir yazı yayınlandı. Yazıda patronun kendini işçilere mağdur gibi gösterip işçileri nasıl kandırdığından bahsediliyordu.
- Bir gece komşumuzun evinden alevler yükseldiğini görsek ne yaparız? İlk anda aklımıza gelen ne olur? Balkona astığımız çamaşırların is kokup lekeleneceği mi? İçeriye duman dolmasın diye pencereleri kapatmamız gerektiği mi?
- Son günlerde bazı işyerlerinde, patronların yüksek ücretler nedeniyle işçi çıkarmak zorunda kaldıklarını söylediklerini duyuyoruz. Bazı arkadaşlarımız da buna inanmakta, hatta “maaşları çok yükseldi, o yüzden işçi çıkardılar” gibi cümleler kurmakta.
- Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’la görüştükten sonra yapılan son teklife dair, “teklif yüzde 100 olumlu değil ama olumluya yakın bir teklif gibi gözüküyor. 11’i aştık, 16,57’yi bulmadık” açıklamasını yaptı.
- Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN), Antep, Urfa, Mardin, Batman, Van, Malatya, Adıyaman ve Maraş’ta çalışan tekstil işçileriyle görüşerek, basında çıkan haberleri tarayarak ve resmi verilerden yararlanarak tekstil...
- Van Büyükşehir Belediyesi kayyım yönetiminin, Genel-İş Sendikasında örgütlü 7’si engelli 223 işçiyi işten atması, 30 Temmuzda kitlesel bir yürüyüşle protesto edildi. Beşiktaş Belediyesi işçileri aylardır ücretleri düzensiz ve eksik ödendiği, toplu...
- Patron örgütü MÜSİAD Başkanı Burhan Özdemir geçtiğimiz günlerde 12 yıllık kesintisiz eğitimin yanlış bir uygulama olduğunu ve gençlerin işgücüne daha erken katılması gerektiğini söyledi.
- Ev sahibi kiraya ne kadar zam yapacak, gıda fiyatlarına yine zam gelecek mi, çocuğumun eğitim masraflarını karşılayabilecek miyim, elektrik, doğalgaz, su, telefon-internet faturalarını ödeyebilecek miyim, ocağımda tencere kaynayacak mı, asgari...