Buradasınız
Nükleer Santralsiz Bir Dünya İçin Bir İmza da Sen Ver!
Ankara’dan bir işçi
11 Martta Japonya’da meydana gelen deprem ve sonrasında yaşanan tsunami felaketinin ardından bir başka büyük felaket de Fukuşima Daiiçi nükleer santralinden sızan radyasyon oldu. Milyonlarca insan bir yandan deprem ve tsunaminin etkilerini ortadan kaldırmak için uğraşırken üstüne bir de radyasyon sızıntısı tehlikesi eklenince sadece Japonya değil tüm dünya belli bir süre için alarma geçti. Nükleer santrallerin bulunduğu ülkelerin bir kısmında egemenler canla başla aslında nükleer santrallerin “masum” olduğunu anlatmaya uğraşırken, Almanya gibi bazı ülkelerin hükümetleri de bu santrallerin kapatılması gerektiğini ve bunun için adım atmaya başladıklarını duyurdular.
Tabii nükleer felaket için duyuruda bulunan sadece egemen sınıfın temsilcileri değildi. Patronlar sınıfının kitleleri oyalamak için söylediği bu yalanlara karşı, Japon işçi ve çiftçileri nükleer santrallerin doğayı ve insan sağlığını hiçe sayan büyük bir tehlike olduğunu ve bu santrallerin “derhal” kapatılması gerektiğini “Fukuşima Uyarıyor, Tüm Nükleer Santraller Şimdi Kapatılsın!” şiarıyla tüm dünyaya duyuruyor. Bu maksatla Japon sınıf kardeşlerimiz “Tüm nükleer santraller derhal kapatılsın!” diyerek 10 milyon imza kampanyasını başlattılar. Bizler de yaşadığımız topraklardan Japon sınıf kardeşlerimizin sesine bir ses katarak “Nükleer Santralsiz Bir Dünya İçin Bir İmza da Sen Ver!” diyerek bulunduğumuz bölgelerde, sendikalarımızda, işyerlerimizde, mahallelerimizde stantlar açarak imza toplamaya başladık. Hem nükleer santrallerin nasıl büyük bir tehlike barındırdığını hem de uluslararası dayanışmanın örneğini sergileyerek Japon kardeşlerimizle dayanışmanın önemini anlatıyoruz. Çünkü bugün Japonya’da başlayan bu nükleer sızıntı sadece o coğrafyayı değil daha geniş bir alanı hatta tüm dünyayı etkileyecek güçte ve buna karşı verilecek mücadele de bu nedenle daha kapsamlı olmak zorunda.
Bizler de Ankara’da bulunan UİD-DER’li işçiler olarak Tuzluçayır Mahallesi’nde ve Kızılay/Yüksel Caddesi’nde imza standlarımızı açarak sınıf kardeşlerimizi destek olmaya çağırdık. Biz bir şey demeden gelip imza atıp destek olanı da oldu, biraz daha uğraşarak ikna ettiklerimiz de oldu. Yanımızdan geçenlerin bir kısmı daha duyarlı davranırken imza atmaktan çekinen ya da nükleer santrallere karşı olmadıklarını söyleyenler de oldu tabii ki. Bunu da egemen sınıfın ağzıyla “o zaman elektriksiz kalırız, enerjisiz kalırız” diyerek yaptılar üstelik. Anlatmaya çalıştık “nükleer santraller sadece enerji üretimi için kullanılmıyor, bugün bu enerjiye sahip olmak demek nükleer silahlara da sahip olmak demek. Üstelik o silahlar yine Japonya’da Hiroşima ve Nagazaki’de olduğu gibi işçi ve emekçilerin, yoksul halkın üzerine bomba olarak yağacak ve nice nesiller onun tahribatıyla yaşamaya devam edecek. 1986’da yaşanan Çernobil faciası gibi, o zaman Karadeniz’in diğer yakasında meydana gelen nükleer patlama bugün bile Karadeniz bölgesinde insanların kanserden ölmesine yol açıyor. Üstelik doğayı tahrip etmeden, insan sağlığını hiçe saymadan da enerji üretimini sağlayacak teknolojiye sahibiz, ama patronlar için henüz o alternatifler kârlı değil diye gerekli yatırımlar yapılmıyor.Bugün Japonya’da yaşanan felaket kapitalizmin ne denli çürüdüğünün de bir göstergesi. Kapitalizm çürüyor ve çürüdükçe insanlığı da doğayı da çürümeye doğru sürüklüyor. Oysa buna dur demeli ve bizim olana sahip çıkmalıyız. “Japon sınıf kardeşlerimizin yükselttiği bu çığlığı karşılıksız bırakmayalım. Tüm dünyada nükleer santrallerin derhal kapatılması ve yenilerinin yapımının durdurulması için sesimizi yükseltelim. Yeni katliamlara geçit vermeyelim. Bunun için bir imza da biz verelim.”
Çürümeye Boyun Eğmeyelim!
Son Eklenenler
- İstanbul’da Maltepe Belediyesi ile İzmir’de Buca Belediyesi işçileri, Denizli’de Pamukkale Üniversitesi İktisadi İşletmelerde çalışan işçiler, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktılar. Çeşitli illerden gelerek...
- “Benim derdim ne biliyor musunuz? Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir. Yoksa bileklerine bağlıyorlar prangayı, yürü yürüyebilirsen. Bu ülke bu şekilde sıçramaz.” Erdoğan’ın 2015’te söylediği bu sözlerin amacı işçi...
- İspanya’da 29 Ekimde yaşanan sel felaketi Valencia bölgesinde 250 insanın yaşamını yitirmesine neden oldu. Onlarca insan hâlâ kayıp. Şehir, evler harap olmuş durumda. Felaket boyunca kendi başının çaresine bakmak zorunda kalan, sevdiklerini,...
- Kanada’nın batı eyaleti Britanya Kolumbiyası limanlarında işçiler, 4 Kasım itibariyle 72 saatlik grev kararı aldılar. Geçtiğimiz yıldan bu yana Kanada’nın çeşitli limanlarında gerçekleştirilen kısmi grevlerin ardından gelen yeni grev kararı, devam...
- Son zamanlarda siyasi iktidar vergi düzenlemeleri konusunda sınır tanımayan bir performans sergiliyor. O kadar ki hiç harcamadığımız ya da hiç almadığımız şeylerden bile vergi almak için kolları sıvadı. 100 bin liranın üzerinde kredi kartı limitine...
- “N’olmuş yani, yarın süte daha fazla su karıştırır satarsın, yapmadığın iş sanki!” Kemal Sunal’ın oynadığı “Yüz Numaralı Adam” filminde geçen bu cümle trajikomik bir durumu ifade ediyor. İzlerken gülüyoruz ama yaşadığımız tam da bu. Soralım...
- Tarih boyunca gelmiş geçmiş tüm sultanlar, komutanlar, yöneticiler, iktidarlar insanların ve toplumların algılarını şekillendirmeye, psikolojilerini yönetmeye odaklanmışlardır. Başka türlü egemenliklerini koruyamayacaklarını bildiklerinden toplumun...
- Japonya’da çeşitli sendikalar, 2-3 Kasımda yaptıkları eylemlerle derinleşen kapitalist sömürüye ve emperyalist savaşa karşı mücadele çağrısında bulundular. İnşaat ve Taşımacılık İşçileri Dayanışma Sendikası Kansai Bölgesi Şubesi (Kan-Nama), Metal ve...
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 5-6-7 Kasımda tüm Türkiye’de iş bırakma kararı aldı. Sağlık emekçileri İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere...
- 7 Kasım 1917’de Rusya’da işçi sınıfı devrim gerçekleştirdi ve siyasal iktidarı ele geçirdi. Bu devrim Rus takvimine göre 25 Ekimde gerçekleştiği için tarihe Ekim Devrimi olarak geçti. Ekim Devrimi, tüm dünyayı sarsmış, 20. yüzyılın akışını kökten...
- Dünya… Masmavi okyanusları, uçsuz bucaksız ormanları, kıtaları dolaşan nehirleri, heybetli dağlarıyla her yanından yaşam ve bereket fışkıran bu rengârenk gezegen… Bu gezegenin gözümüzün önündeki hali içler acısı! Çünkü tüm dünyaya egemen olan...
- İSİG Meclisi’nin raporuna göre Ekim ayında 164 işçi, yılın ilk on ayında ise en az 1540 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Türkiye’de iş kazaları ve iş cinayetleri en yakıcı sorunlardan biri olmaya devam ediyor. Her gün en az 5 işçi hayatını...
- Belediye işçileri artan hayat pahalılığı karşısında biraz olsun nefes alabilmek için ücretlerini yükseltmek istiyorlar. Buna karşılık belediyelerin yönetimleri ödenek olmadığı bahanesiyle işçilere düşük ücret dayatıyorlar. İstanbul ve İzmir’in ilçe...