Buradasınız
Önyargılar Kırılmalı, Mücadele Bayrağı Yükseltilmeli
Bir matbaa işçisi
Arap halkları diktatörlükleri yıkıp, demokratik taleplerini meydanlarda yükseltmeye başladılar. Arap halklarının bu umut ve cesaret dolu isyanını Bostancı UİD-DER’de yapılan bir seminerde konuştuk, yürüteceğimiz mücadelede dersler çıkarttık. Seminere kadın ve erkek işçilerin ilgisi yoğundu. Seminerin bir diğer özelliği katılanlar arasında Arap, Kürt, Türk emekçilerin yanı sıra göçmen işçilerin de bulunmasıydı.
Seminerin sunumu, isyanları anlatan fotoğraflar ve video eşliğinde yapıldı. Sunumu gerçekleştiren UİD-DER’li arkadaşımız isyanların nedenlerini, yayılışını, bölge halkları üzerindeki etkisini anlattı. Baskılara, işsizlik ve yoksulluğa isyan eden kitlelerin, yıllardır kafalarımıza pompalanmış önyargıları nasıl da kırdığına değindi. Örneğin milliyetçi ön yargılarla Arapların “geri”, “yobaz”, “birbirinin kuyusunu kazan”, “kadın düşkünü” insanlar olduğu dile getirilirdi hep. Sinema ve dizilerde yemek düşkünü Araplar gösterilirdi. Arap haklarının emperyalistlerin oyuncağı olduğuna değinilirdi gazetelerde. Oysa Mübarek ve benzeri diktatörleri alaşağı eden kitleler Tahrir Meydanında dünyaya örnek bir dayanışma gösterdiler. Sunumda, diktatörlerin devrilmesinin önemli olduğu, ancak işçi sınıfının kendi örgütlülüğü temelinde bağımsız sınıf çıkarları için daha ileriye gitmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca demokratik taleplerin hayata geçirilmesi için bile mücadelenin durdurulmadan yükseltilmesi gerektiğine değinildi.
Sunumun ardından soru ve cevap bölümüne geçildi. Soruların ağırlıklı kısmı isyanın nedenleri, Türkiye üzerindeki etkileri ve bundan sonra neler olabileceği, işçiler olarak görevlerimizin ne olduğu yönündeydi. Örgütlenme sağlanmadan, bağımsız sınıf çıkarları temelinde mücadele edilmeden taleplerin karşılanamayacağı ortaya konuldu.
Sunumu baştan sona dikkatle dinleyen bir işçi olarak, televizyonda, gazetelerde ve sağda solda yapılan konuşmalardan çok farklı bilgiler edindim. Mücadeleye sınıf çıkarları açısından ve uluslararası bir perspektiften bakmanın ne denli önemli olduğunu fark ettim. Bu etkinlik elbette benim için bir ilkti. İlk kez Arap haklarının mücadelelerini bu denli yakından öğrenmiş oldum. Sonuçta dünyada Latin Amerika’dan Avrupa’ya, Afrika’dan Ortadoğu’ya kadar işçi sınıfının mücadelesi yükseliyor. Yarınlara hazırlanmalı, sömürücülere karşı UİD-DER gibi örgütlerde bir araya gelmeliyiz.
İşçiler İşten Çıkınca Nereye Gitmeli?
Son Eklenenler
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Ankara Adalet Bakanlığı önünde, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işten atılan emekçilerin görevlerine iade edilmesi talebiyle basın açıklaması düzenledi.
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...