Buradasınız
Paris Komünü bizim için bir ışıktır
Esenler’den bir kadın tekstil işçisi
Merhaba dostlar! İnsanlığın kurtuluşunu sağlayacak olan tüm dünya işçilerine, emekçilerine merhaba. Her ay düzenli olarak Uluslararası İşçi Dayanışması Derneğinin çatısı altında yaptığımız etkinliklerden bir tanesini daha yaptık. Bu ayki konumuz Paris Komünü idi. Etkinlik içersinde yaşadığım duyguları sizlerle paylaşmak istedim.
Parisli işçilerin nice emekler vererek iktidarı ele geçirdikleri 72 günün heyecanını bu etkinlik sayesinde ben de yaşadım. Sanki tarih geriye dönmüştü, bugün o gündü. Parisli işçilerin 72 günü nasıl kazandıklarını anlatan sunuma sinevizyon gösterimi eşlik ediyordu. Şiirler okundu, şarkılar, marşlar söylendi. Şiirler içimi öylesine coşturdu ki. Coşku nasıl tarif edilir, nasıl anlatılır bilemiyorum. Bir arkadaşımız şiir okurken coşmuştu, gözlerinde gülücükler, yüreğinde güç, yumruğu havada, alnı dimdik, “Komün” diye sesleniyordu. Bizlere şiirin anlamını ve güzelliğini canlı canlı yaşattı. “Komün” dedikçe bir başka komün daha çıkıyordu ağzından, “yaşasın komün, çocuklar yaşasın komün” dedikçe yüreğini yüreklerimize kattı. Sahnede o vardı, ama ben yerimde duramıyor heyecandan titriyordum.
Bir başka şiir de, mücadele edenlerin ölümsüzlüğünü anlatıyordu. Burjuvalar tarafından acımasızca öldürülen devrimci bir kadının kendini anlatan bir şiiriydi. Şu sözler içimdeki devrim ateşini bir kez daha alevlendirdi: “Dava için savaşanlar ölmez / Yenilse de her zaman diktir alnı.” Okuyan arkadaşımızın da dimdikti alnı; şiirle bütünleşmişti adeta. Alnın dimdik, korkusuzca yaşayıp, onurlu bir şekilde ölmenin yolu, işçi sınıfının ve tüm insanlığın kurtuluşu uğruna mücadele etmekten geçiyor.
Şiirlerden bir diğerinde ise Paris’teki işçilerin bir duvara dizilip nasıl acımasızca kurşuna dizildiği anlatılıyordu. Şiiri okuyan arkadaş hangi sınıfın parçası olmamız gerektiğini ve mücadelede kararlılığı net bir şekilde ortaya koyuyordu.
Etkinlikte her şey öyle güzel hazırlanmıştı ki. Anlatımından şiirine, şarkısından marşına; hepsinin yanında işçi sınıfının tarihini anlatan sinevizyon gösterimi. Bir mutfak geldi aklıma. Mutfakta mutlaka olması gerekenler vardır, olmazsa olmaz. UİD-DER’in düzenlediği etkinlik de öyle hazırlanmıştı. İki saat kadar kısa bir zamana ne çok şey sığdırılmıştı!
Etkinlikte, marşlarımızla bir kez daha güzel günlere dair umudumuzu dile getirdik.
Hayat denilen kavgaya girdik
Çelik adımlarla yürüyoruz
Biz bu karanlık yolun sonunda
Doğacak güneşi görüyoruz
Kapitalizmi alaşağı edip yerine bu iğrenç sisteme hiç benzemeyen, işçi sınıfının yaşayacağı güzel günleri görmek en büyük isteğimdir. Bu kısa hayatımızda insan gibi yaşayıp onurlu bir şekilde ölebilmek için mücadeleye bir an evvel başlamalıyız. Mücadele demek birlik olmak demektir. Birlikten güç doğar ve bu birlik bilinçli ise, devrimi göreceğimiz yarınların habercisi olur. Marksizmi doğru bir şekilde kavrayıp, öğrenip bilinçlenmek, yarının devrim günü olacağının ve kapitalizmi yok etmenin tek yoludur. Dünyada iki sınıf vardır: patronlar sınıfı ve işçi sınıfı. Bu sistemin sürdürücüsü olan patronlar, bugün elimizden kurtuluyorlar belki. Ama hiç sevinmesinler. Yarın bizim, biz işçi sınıfınındır.
İşçi sınıfı olarak taleplerini haykıran Parisli işçiler dünyada ilk kez, 72 gün de olsa iktidarı ele geçiriyordu. Parisli işçiler var olan devlet yapısının yerine işçilerin oluşturduğu Komünü geçirmeye çalıştılar. İşçilerin birleşince neler yapabildiğini gösterdiler herkese.
Paris Komünü bizim için bir ışıktır. Paris Komünü 72 gün sürmüştü. Ama biz bunlardan dersler çıkartarak insanlığın kurtuluşunu sağlayacağız. Lenin’in dediği gibi sabırla öğrenip, öğretip, örgütleyeceğiz ve kapitalizmi, bu sömürücü sistemi yerle bir edip yerini tertemiz, yepyeni bir dünya yaratacağız.
Etkinliğimizi işçi sınıfının marşı olan Enternasyonalle bitirdik.
Hem fabrikalar hem de toprak her şey emekçinin malı
Asalaklara tanımayız hak her şey emeğin olmalı
Tanrı, patron, bey, ağa, sultan nasıl bizleri kurtarır
Bizleri kurtaracak olan kendi kollarımızdır
Bu kavga en sonuncu kavgamızdır artık
Enternasyonalle kurtulur insanlık
Yaşasın UİD-DER, yaşasın işçilerin birliği!
Dünya yerinden oynar işçiler birlik olsa!
İki Duvar
Selam olsun göğü fethe çıkanlara
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması’nın 200. sayısı yayımlandı. Heyecanlıyız, mutluyuz, gururluyuz. UİD-DER’in aylık yayını olan İşçi Dayanışması’nın her sayısında haberin kaynağından yazanına, yazıları kaleme alanından kontrolünü yapana, tasarımından baskısına,...
- Kasım ayı boyunca İstanbul ve İzmir’in ilçe belediyelerinde TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması nedeniyle grevler yaşandı. İstanbul’da Hizmet-İş’in örgütlü olduğu Bayrampaşa ile Genel-İş’in örgütlü olduğu Ataşehir, Kadıköy ve Maltepe...
- Güney Kore’de sıkıyönetim ilan etme girişiminin ardından devlet başkanının azledilmesine yönelik önerge 14 Aralıkta mecliste kabul edildi. Devlet başkanı Yoon Suk Yeol görevinden uzaklaştırıldı. Başkent Seul ve diğer şehirlerde önergenin görüşüldüğü...
- Çalıştığım işyerinde bazı işçi arkadaşlarım aldıkları düşük ücretin sebebinin yaptıkları işten kaynaklandığını, daha iyi maaş alabilecekleri bölümlere, görevlere veya mesleklere gelerek maddi sorunlarının çözüleceğini düşünüyorlar. Bu yolla hem iş...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), 19 Aralıkta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde, DİSK’in 2025 yılı için belirlenecek asgari ücrete dair görüş ve önerilerini içeren bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasına DİSK...
- Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine Birleşik Metal-İş Sendikası kademeli grev kararı almıştı. 4 Aralıkta Hitachi Energy’nin...
- Son zamanlarda her şey pahalanırken işçi ve emekçilerin hayatının ne kadar ucuzladığını hep birlikte görüyoruz. İzmir’de bir anne 5 çocuğunun üzerine kapıyı kilitleyip işe çıktığında, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında 1 ilâ 5 yaşındaki...
- Filistin’de bir yıldır süren savaşta 43 binden fazla insan katledildi. Sokaklarda çocukların sesleri yankılanırken şimdi bombaların gürültüsü ve sessiz çığlıklar yankılanıyor. Peki, Filistin’de bu kahredici savaşın tek sorumlusu Siyonist İsrail...
- Merhaba arkadaşlar. Geçtiğimiz günlerde gerek kamuda gerekse de özel sektörde çalışan, farklı sendikalara üye doktor, hemşire, tıbbi sekreter, temizlik işçisi, paramedik, ATT gibi sağlık emekçileri olarak bir araya geldik. UİD-DER’de daha önce...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine 4 Aralıkta Hitachi Energy’nin 4 fabrikasında, 13 Aralıkta GE Grid...
- 17 Temmuzdan bu yana direnişte olan Polonez işçileri, taleplerinin karşılanmaması üzerine Ankara’ya yürüme kararı aldılar. 7 Aralıkta “Anayasal Hak Yürüyüşü” başlattılar. İstanbul’da Çatalca ve Kartal’da, Kocaeli’de Gebze’de önlerine dikilen polis...
- Sendikalı oldukları için işten atılan ve 5 aydır işlerine sendikalı olarak dönmek için mücadele eden Polonez işçileri, tüm yasaklara, baskılara, karalamalara rağmen mücadeleden vazgeçmiyor. İşçiler direnişlerinin 146. gününde Çatalca’dan Ankara’ya “...
- Sermaye sınıfının tatlı kârları uğruna işçileri sefalete, kölelik koşullarına mahkûm etmek isteyen siyasi iktidarsa MESS’e bağlı fabrikalarda bir kez daha “erteleme” adı altında grev yasağı ilan etti.