Buradasınız
Pendik’te İşçilere Seslendik: “Taşeronlaştırma Cinayettir! Ücretler Yükseltilsin, İş Saatleri Kısaltılsın!”
Tuzla’dan UİD-DER’li bir işçi
UİD-DER’li işçiler olarak Pazar günü binlerce işçi ve emekçinin aktığı Pendik’te düşük ücretlere, uzun iş saatlerine, taşeronlaştırmaya karşı stant açtık. Daha kırmızı önlük ve şapkalarımızı giyip stant masamızı kurarken, iş koşullarından canı yanan işçiler yanımıza gelip, “burada ne yapıyorsunuz, işçi haklarıyla ilgili bir şeyler mi yapıyorsunuz?” diye sormaya başladılar. Daha önceki stantlarımızdan bizlerle tanışmış işçiler, selamlaşıp, “kolay gelsin” diyerek bu ayın İşçi Dayanışması bültenini istediler.
UİD-DER’li arkadaşlarımızın ellerindeki dövizler de Pendik’teki işçi kardeşlerimizin ilgisini çekti. “Ücretler Yükseltilsin, İş Saatleri Kısaltılsın”, “Taşeron Çalışma Cinayettir” dövizlerini görenlerin birçoğu “aynen, katılıyoruz”, “kesinlikle doğru” diyerek bize destek veriyorlardı. İşçiler stant masamıza gelip dernekle ilgili bilgi aldılar.
“Kadın işçiler, erkek işçiler, taşeron işçisi arkadaş, aldığın ücret yetiyor mu? Aldığımız ücretle çocuklarımıza bir gelecek hazırlayabilecek miyiz?” diye megafonla işçi arkadaşlara seslendiğimizde pek çok insandan şu cümleleri işittik: “Hayır aldığım ücret yetmiyor”, “Taşeronda çalışıyorum, çok haklısınız, çekmediğimiz sıkıntı yok.”
Stant boyunca, özellikle taşeronda çalışan işçiler çalışma koşullarını anlattılar. “Ne olacak, bu ne kadar böyle devam edecek?” “Bu herhalde hep böyle devam edecek, çünkü nasıl birlik olacağız, bilmiyorum?” diyen işçi kardeşlerimizi dinledik. Çözüm yolunun işçilerin her koşulda birbirine güvenmesinden geçtiğini, birlik olup örgütlenebilirsek bu sorunlarımızı çözebileceğimizi anlattık.
Stant daha başlarken yanımıza gelip İşçi Dayanışması bültenimize merakla el atan, bizim ne yaptığımızı anlamaya çalışan bir işçi abimiz de arkadaşlarımızdan biriyle uzun uzun konuşup dertleşti. Tersanede çalışan, 40 yıllık işçilik yapan bu abimiz 3 kere iş kazası geçirmiş, ellerinde daha geçen hafta geçirdiği iş kazasından izler vardı. Öfkeli bir şekilde anlattı işyerinde yaşadıklarını. “İş ayakkabılarımız yok, iş kıyafetlerimiz yok, iş güvenliği önlemleri alınmıyor. Sen niye bunları patrona bildirmiyorsun? Sadece bir listeye bir şeyler yazıyorsun, sonra o listeden bize bir geri dönüş olmuyor, sen burada turist misin?” diye çıkışmış işyerinde iş güvenliği uzmanına. İşçilerin hayatına önem verilmediğinden yakındı. Arkadaşımıza yaşadığı birçok sorunu uzun uzun anlattı ve bu sorunları çözmek için ne yapılması gerektiğini, UİD-DER’in bu sorunların çözümü yolunda örgütlenebilmeleri için yapabileceği şeyler olup olmadığını sordu.
İşçi arkadaşlarımızın yaşadıkları sorunların farkına varabilmeleri, çözüm arayışı içine girmeleri, bizden destek istemeleri umutlarımızı daha da büyütüyor. Bir işçi örgütü olan UİD-DER işçilerin sorunlarının çözümü için örgütlenmelerinde yol göstermek, mücadeleyi büyütmek için kuruldu. Yeter ki işçiler mücadele etmek istesin, yeter ki bu yola baş koysunlar! UİD-DER, geçmiş mücadele deneyimlerini bugüne taşıyan mücadeleci işçilerin, grev, direniş deneyimi yaşamış işçilerin kurduğu bir örgüt olarak işçilere yol göstermeye devam edecek. Yürüttüğümüz bu haklı kavgada, tüm işçi kardeşlerimizi birlikte mücadele etmeye, UİD-DER’in çalışmalarına omuz vermeye çağırıyoruz.
Son Eklenenler
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...
- Her Aralık ayında izlediğimiz asgari ücret tiyatrosu bu yıl çok daha trajik bir şekilde sonuçlandı. Resmi enflasyonun, TÜİK’in uydurma rakamlarıyla bile yüzde 47 olduğu, ENAG’a göre yüzde 87 olduğu bir süreçte asgari ücrete sadece yüzde 30 zam...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...
- İktidar ve sermaye sınıfının saldırıları böylesine ağırken işçilerin birlik olamayacağını düşünmek kime yarar sağlar? Bu düşünce doğru bir akıl yürütme yöntemi olabilir mi? Karşımızdaki yıkım tablosu, işçilerin birleşmek dışında bir çıkış yolu...
- İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez fabrikasında işçiler Tekgıda-İş Sendikası’nda örgütlendikten sonra gerekli şartları sağlamalarının ardından yetki başvurusunda bulunmuş ve hemen ardından 146 işçi işten atılmıştı. İşten çıkarmaların ardından...
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları, 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 6-10 Ocak günlerinde Türkiye genelinde iş bırakıyor. ASM çalışanları “Eziyet Yönetmeliği” olarak nitelendirdikleri...
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Rus yazar Tolstoy “acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyuyorsan insansın” der. Tolstoy’un bu ifadeleri özü itibariyle insanlaşmayı anlatır. İşçi sınıfı olarak, sömürücü efendilerden insanlık için insanlaşma...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...