Buradasınız
Samandağ’da “Rezerve Hayır!” Mitingi

6 Şubat 2023’te gerçekleşen depremlerin ardından siyasi iktidar sözde deprem konutları inşa etmek üzere yasal düzenlemeler yaptı. Bu yasaya dayanarak bölgede yaşayanların rızası olmadan pek çok yaşam alanını “rezerv alan” ilan etmeye başladı, insanları yaşadıkları yerleri terk etmeye zorladı. 27 Mayısta Hatay’ın Samandağ ilçesinde, Samandağ Rezerve Hayır Platformu’nun çağrısıyla “Rezerve Karşı Samandağ’ı Savunuyoruz!” başlıklı bir miting gerçekleştirildi. Yüzlerce emekçi ve depremzedenin katıldığı mitingde “Rezerve Hayır!” sloganları yükseldi.
Mitingde ilk olarak Samandağ Belediyesi meclis üyesi İbrahim Aydoğan söz aldı. Aydoğan, hep birlikte yalana ve talana karşı duracaklarını, yaşam alanlarını hep birlikte koruyacaklarını vurguladı. Rezerv alan uygulamasıyla ilgili aldatıcı propagandalara değinen Aydoğan, depremden bu yana 16 aydır hiçbir sorunun çözülmediğini hatırlattı.
Avukat Cihat Açıkalın ise “16 aydır Milleyha Tabiat Parkına dökülen molozlar, sulak alanlara, yaşam alanlarına depo edilen enkazlar, zeytinliklerimize acele kamulaştırma yoluyla yapılan müdahaleler, ekolojimize, demografimize yapılan müdahaleler, daha sayacağım onlarca kent suçuyla mücadele ediyoruz” dedi. Rezerv alan yasasının aynı zamanda Türkiye’nin problemi olduğunu belirten Açıkalın sözlerini şöyle sürdürdü: “Coğrafyasının %89’u afet riski altında olan bir ülkede siz bu yasayla istediğiniz yere el koyabilir, mülksüzleştirebilir, daha önemlisi yerel yönetimlerin yetkisini askıya alabilirsiniz. Bu yerel yönetimlere müdahaledir. Artık kayyum atamaya gerek yok. Rezerv alan yasası kapsamında rezerv alan ilanıyla beraber yerel yönetimlerin yetkilerini de bu yönüyle askıya almış olursunuz.”
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ise rezerv alan ilanlarına tepki gösterdi, dayanışmanın önemini vurguladı. “Bu alanda bir kez daha gördük ki bizler depremin yaşandığı ilk andan itibaren nasıl birbirimizin yaralarını sardıysak, nasıl bir dayanışma içinde olabildiysek, toplumsal dayanışma ağlarını gerek kendi kentimizde gerekse dışarıdan gelen değerli dostlarımızın bize ellerini uzatmasıyla nasıl büyüttüysek şimdi bu meydanda bize yaşatılan ikinci deprem yani rezerv depreminde yine bir aradayız, yine dayanışmadayız” dedi. Hatimoğullları, iktidarın yaşam alanlarını rezerv alan ilan etmesinin nedenlerine değindi. İktidarın depremi “Allah’ın lütfu” olarak gördüğünü ve deprem bölgesindeki alanları kendi yandaşlarına, kendi müteahhitlerine, beşli çeteye peşkeş çekmek istediğini söyledi. Sadece deprem vergilerinden konut yapılmış olsaydı 100 metrekarelik 1 milyon 300 bin ev yapılabileceğini hatırlattı. Rezerv alan yasasıyla ikinci depremi yaşayacaklarını ifade eden Hatimoğulları, “Bizim kültürümüze, inançlarımıza, buradaki değerlerimize, dilimize bu şekilde saldırmalarına, bu konuda tarihsel hesaplaşmalarını depremin acıları üzerinden gerçekleştirmelerine asla müsaade etmeyeceğiz” diyerek mücadelelerine devam edeceklerini belirtti.
“Rezerve Hayır! Direne Direne Kazanacağız!” sloganlarının yükseldiği mitingde talepler şöyle sıralandı:
- Mevcut rezerv alan projeleri derhal iptal edilmelidir. Rezerv yasası geri çekilmelidir.
- İnşa edilmek istenen deprem konutları, verimsiz hazine alanlarına yapılmalı, demografik yapıyı etkilemeyecek şekilde planlanmalıdır.
- Barınma alanları ranta dayalı değil deprem gerçeğine uygun, güvenli, insanca yaşanabilir ve ücretsiz olmalıdır.
- Samandağ’ın inşası için planlama yapmak üzere Samandağ halkı sürece dâhil edilmelidir. Mahalle meclislerinin talepleri dinlenmeli, bir alanın yeniden inşasında dokuya ve doğaya uygun planlamalar yapılmalıdır.
- Deprem suçlarına karışmış bütün sorumlular tespit edilip cezalandırılmalıdır. Sorumlular halka açıklanmalıdır.
- Derbide Yeni Sezon Yaklaşıyor!
- KESK’ten “Gazze’de Kıtlık Yaşanıyor” Protestosu
- Digel Tekstil İşçilerinin Hak ve Onur Mücadelesi Devam Ediyor
- 17 Ağustos Depreminin 26’ıncı Yılı: Deprem Değil Yağmacı Düzen Öldürüyor!
- Evrensel Gazetesine Silahlı Saldırı
- Vergi Sorunu
- Kötü Çalışma Koşullarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçiler Mücadele Ediyor
- İşyerinde Gelen Ölümler
- 3 Pişi ve Sabrın Ödülü
- Yas Tutmuyoruz, Mücadele Ediyoruz!
- Bu Bataklıktan Birlikte Çıkmalıyız!
- KESK Taleplerini Duyurmak İçin Alternatif TİS Masası Kurdu
- “Faizi Kim Uyguluyor, Bunu da Desene!”
- Hiroşima’dan Gazze’ye Umut İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinde
- Kamu İşçilerine Sefalet Protokolü
- Kamu İşçilerine Grev Yasağı ve Sefalet Dayatması
- BİRTEK-SEN Tekstil Raporunu Yayımladı
- Doğanın Değil Doların Yeşilini Sevenlerin Yasası
- Bomb Love, Savaş ve Çocuklarımız…
- 102 Günde 132 Kadın Öldürüldü Duydunuz mu?
Son Eklenenler
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...
- Bombalarla yerle bir edilen Gazze’de artık ne sokak kaldı ne okul ne hastane… Ölüm çok, açlık derin… Açlığın ne olduğunu bilenler, “Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin” der. Çünkü açlık, insanın canının yavaş yavaş çekilmesidir, gözünün gördüğüne...
- İzmir Gaziemir Serbest Bölgede üretim yapan Digel Tekstil fabrikasında, sendikalı çalışmak istedikleri için işten atılan 15 işçinin direnişi devam ediyor. 14 Ağustosta TEKSİF Ege Bölge Temsilciliğinde, direnişçi işçiler ve sendika temsilcileri bir...
- İsrail devleti, Filistin halkına yönelik saldırılarını sürdürerek savaşın alevlerini büyütmeye devam ediyor. Dünyanın dört bir yanındaki işçi ve emekçiler ise emperyalist savaşa karşı öfkelerini dile getiriyor, savaşın ortasında kalan sınıf...
- Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan, üreten, hizmet sağlayan, zenginlikleri var eden biz değil miyiz? Aynı sorunlarla boğuşan biz değil miyiz? Çürümeden, yozlaşmadan kurtulmak, nefes almak isteyen biz değil miyiz? Birbirimize ihtiyaç duyan biz...
- KESK, Ağustos ayının ilk haftasında alternatif TİS masası kurarak 2026-2027 Toplu Sözleşmesinde kamu emekçilerinin taleplerini duyurdu. İktidarın ilk zam teklifini açıkladığı gün Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaparak teklifi protesto etti. 13...