Buradasınız
Selam Olsun Yeni Ekimlerin Yolunu Açacak Olanlara!
Aydınlı’dan bir deri işçisi

Bundan tam 92 yıl önce, bugünkü Rusya topraklarında işçi ve yoksul köylüler, önce Çarlık düzenini sonra da eğreti duran burjuva iktidarı yıkıp Ekim Devrimine hayat verdiler. UİD-DER Aydınlı temsilciliğinde Ekim Devriminin kazanımlarını unutturmamak ve bölgemizdeki işçilere yeniden aktarmak için anlamlı bir şenlik yaptık.
İşçi arkadaşlarımızın evlerinde hazırlayıp getirdikleri yemeklerin oluşturduğu UİD-DER sofrasıyla açılan şenlik, daha sonra, UİD-DER’in hazırladığı “Ekim Devrimi” belgeseliyle devam etti. Belgeselin ardından dernek temsilcimiz yaptığı konuşmasında mücadeleyi büyütmeye vurgu yaptı ve Ekim Devriminin günümüzde neden hâlâ yol gösterici olduğu gerçeğini kriz, emperyalist savaş, hak gaspları ve ulusal sorun üzerinden dile getirdi.
Şenliğimiz serbest kürsü bölümü ile devam etti. Serbest kürsüde söz alan bir öğrenci kardeşimiz, “sermaye okullarında Ekim Devriminden bahsedilmediğine ve sınıf mücadelesi tarihini işçi derneklerinden öğreneceğimize” değindi. Bir kadın işçi arkadaşımız da, işyerinde kadın işçilerin yaşadığı baskılara değinerek, yeni öğrendiği Ekim Devriminin, kadınlara tanıdığı haklardan etkilendiğini söyledi. Serbest kürsüde mücadele etmek ve örgütlenmek gerektiğine dair konuşmaların ardından, şiirler, marşlar ve Enternasyonal marşının okunması ile şenlik son buldu.
Üzerinden 92 yıl geçmesine rağmen Ekim Devrimi işçi sınıfının ve tüm insanlığın kurtuluş umudu olmaya devam ediyor.
Son Eklenenler
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...