Buradasınız
Sınıf Dayanışmasının Önemi
İşsiz bir metal işçisi
Merhaba sınıf kardeşlerim. Kapitalist sistemin, içine girdiği ekonomik kriz ile birlikte işçi sınıfına saldırıları daha da arttı. Son 2 yıldır kriz gerekçe gösterilerek dünyada milyonlarca işçi işten çıkartıldı. Şanslı(!) olup çalışmaya devam edenlerin ise mevcut kazanılmış hakları birer birer gasp edildi ve çok ağır çalışma koşulları altında çalıştırılmaktalar. Patronlar sınıfı bir bütün olarak kendi yarattıkları krizde pervasızca saldırılarını da arttırmıştır. Bunu yapabilmelerinin tek bir nedeni var dostlar, o da biz işçi sınıfının örgütsüz ve dağınık olmasıdır.
Yine de gerçekleştirilen saldırılara karşı mücadeleyi seçen, direnen işçiler azımsanmayacak sayıdalar. Şöyle bir baktığımızda birçok grev ya da direniş örnekleriyle karşılaşmaktayız. Örneğin Tekel işçilerinin mücadelesi sermaye hükümetini ürkütmüş ve tavizler vermeye zorlamıştır. Direnişçi Tekel işçileri bu kısmi tavizlere kulak asmayıp 4/C’nin tümden ortadan kalkması gibi bir istemle kararlı bir şekilde mücadelelerini sürdürüyor. Tekel işçilerinin kazanımları işçi sınıfının kazanımları olacaktır aynı zamanda.
Ben de UİD-DER üyesi bilinçli bir işçi olarak böylesi mücadeleleri yakından takip edip sık sık ziyaret ediyorum. Sınıf dayanışmasının önemini bana aşılayan derneğimizle birlikte bugüne kadar birçok fabrikadaki grev ya da direnişleri ziyaret ettik ve dayanışma ağını örmeye çalıştık. Bunlardan biri de Gebze’de bulunan Akkardan fabrikasındaki direniştir. Akkardan patronu yaklaşık 20 gün önce 96 işçi 12 idari personel olmak üzere 108 işçinin işine son vermişti. Fakat Akkardan işçileri direniş kararı alarak mücadeleye giriştiler. Direnişçi işçiler, eşleri ve çocuklarıyla onurlu bir mücadele içindeler. UİD-DER olarak bu onurlu mücadeleye ilk günden itibaren desteğimizi ve sınıf dayanışmamızı gösteriyoruz.
İşte böylesi bir bilinçle hareket eden derneğimiz UİD-DER, 28 Şubat günü Akkardan işçileriyle bir dayanışma etkinliği düzenledi. Dayanışma etkinliğimize Kristal-İş, Petrol-İş, Birleşik Metal-İş, Emekli-Sen üyesi işçilerle birlikte ESP, ÖDP, BİLKAR yöneticileri de katılarak desteklerini sundular. Etkinliğimizin başında DİSK’in kurucu başkanı olan Kemal Türkler’in eşi Sebahat ablanın gönderdiği mesaj okundu. “Selam olsun yiğit Akkardan direnişçilerine” diyordu Sebahat abla KETEV adına gönderdiği mesajda. Biz de bu selama alkışlarımızla cevap verdik. Ardından direniş komitesi adına bir işçi, “Çok iyi biliyoruz ki bizler kendi davamıza sahip çıkamadığımız sürece, hiçbir kurum, hiçbir merci, hiçbir kimse sorunlarımızın çözümü için kılını kıpırdatmayacak. Ağlamayan bebeye meme yok demişler, ağlamak yetmiyor arkadaşlar. Ağlamak bize göre değil. Her şeyi, ama her şeyi üreten bizler hakkımız olanı almayı bilmeliyiz. Bilmiyorsak, öğrenmeliyiz. Gereken kavgayı vermeden hiçbir şey kazanamayız. Kısaca şunları hatırlamamızda fayda var. 2003 yılında Akkardan’ı satın alanlar, buradan kazandıklarıyla 2008’de Bossa’yı satın aldılar. Bunları ben söylemiyorum, o günkü ekonomi gazetelerinde başlıklar böyle atılmış. Bir yıldır krizi sebep göstererek kısa çalışma ödeneğinden yararlanan işveren, aynı zamanda işyerinde ücretini ödemeye de yanaşmadığı fazla mesailer uyguluyor. Yani gösterilen daralma gerekçelerine kargalar bile gülüyor. Ama biz gülmüyoruz arkadaşlar. Öfkemiz bileniyor. Tek kullanımlık çatal, kaşık, bardak misali buruşturulup bir köşeye atılmayı onurumuza yediremiyoruz. Bu yüzden direniyoruz. İşimiz için, onurumuz için, insanlığımız için direniyoruz” diyerek seslendi bizlere.
Sonra UİD-DER üyesi bir kadın işçi seslendi yüreklerimize: “Ben de 12 yıl önce böylesi bir direniş yaşadım. Eğer o gün UİD-DER’i kuran işçi öz-eğitim gruplarındaki sınıf kardeşlerimle karşılaşmasaydım, bugün aranızda olmayacaktım belki de. Ben 12 yıl önce direnirken oğlum 4 aylıktı. Yemek ocakta pişer, elbette onun için biz kadınlar bu ocağı söndürenlere karşı mücadeleye girişen eşlerimizin yanında olmalıyız ve onlara destek çıkmalıyız. Bugün oğlum 12 yaşında ve ben bu onurlu direnişe oğlumla birlikte ziyarete geldim.” Daha sonra direnişçi işçilerden birinin eşi aldı sözü. “Bu zor günlerde eşlerimizin yanında olmalıyız, bizler de direnmeliyiz” diyerek kadınları mücadeleye çağırdı. Yaklaşık 400 işçinin katıldığı dayanışma etkinliğimizde işçi koromuzun hazırladığı şarkı ve türkülerle birlikte çektiğimiz halaylarla coşkumuzu arttırdık. UİD-DER tiyatro grubunun hazırlamış olduğu “Hamdolsun Örgütlüyüz” adlı oyun ise bizleri hem güldürdü hem de düşündürdü. Daha sonra bir direnişçi çocuğu söz alarak öfkesini haykırdı patronlara. “Hey patronlar ben buradayım, bekliyorum sizi. Bakalım gelebilecek misiniz buraya” diyordu. Bu haykıran yürek henüz 8 yaşındaydı.
Sınıf dayanışması ve mücadele bugün patronlar sınıfının saldırılarına karşı mevzilerimizdir. Onun içindir ki bugün Tekel, Akkardan, Nema Makine, Eko Depar gibi direnişlerin kazanımları bizim kazanımlarımız olacaktır. Onların mücadeleleri bizim mücadelemizdir. Bugün bu mücadele ağını daha sıkı örmeli ve genişletmeliyiz. Bizler ancak birlikte hareket ederek kazanabiliriz. Bizler ancak örgütlenerek kazanabiliriz. Ve bizler ancak örgütlü bir mücadele yürüterek çocuklarımıza yaşanılabilir bir dünya armağan edebiliriz.
Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!
Yaşasın Sınıf Dayanışması!
46. Yılında Kavel Destanı
İşten Atmalara Boyun Eğmeyelim!
Son Eklenenler
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...
- Sorunlarımız her geçen gün katmerlenerek büyüyor. Mutfak masrafları, faturalar, barınma sorunu, düşük ücretler… Ama yalnızca sorunları sıralamakla bir yere varamayız. Yaşadığımız sorunları çözüme kavuşturmak için öncelikle sorunun kaynağını...
- Mersin Çevre Platformu, MIP AŞ’nin limanı genişletmek amacıyla Atatürk Parkını kapatmasını Özgür Çocuk Parkında basın açıklaması ile protesto etti. Mersin halkı, şehir merkezinde bulunan Atatürk Parkının MIP A.Ş tarafından liman genişletme...