Buradasınız
“Türkiye Yüzyılı” Yalanı
Esenyurt’tan bir metal işçisi

Siyasi iktidarın sözcüleri, işçi sınıfını yalan bombardımanına tutmuş durumda. Diğer taraftan çalışma ve yaşam koşulları alabildiğine ağırlaşıyor. Hâl böyle olunca da artık içiler için huzur ve mutluluk hayal oluyor, günün büyük bölümü üç kuruşa çalışarak geçiyor. Ömrünün büyük bölümünü çalışarak geçiren işçiler, “en azından emekli olunca rahat ederim” diye hayal kuruyor ancak ne yazık ki bu da bir hayal olarak kalıyor. İşçi Dayanışması gazetesinin 187. sayısındaki “Kedersiz, Güvenle, Usulcacık Girebilmek İhtiyarlığa…” yazısında, kapitalizm altında tüm işçi ve emekçilerin olduğu gibi yaşlıların da yaşamının kahırlı olduğu ve bunun nedenleri dile getirilmişti.
Hacı Bayram Kaymak bu yaşlılardan sadece biriydi ve 79 yaşında olmasına rağmen çalışmak zorundaydı. Kaymak, İstanbul Avcılar’da çalıştığı inşaatın çatı katında kalp krizi geçirerek yaşama veda etti. Bu vahim olay bir taraftan bu topraklarda yaşayan emekçilerin yaşadıklarını ve yaşayacaklarını diğer taraftan iktidarın yalanlarını ortaya koymaktadır. Topluma yalan ve içi boş vaatlerden başka bir şey veremedikleri acı deneyimlerle ortaya çıkmaktadır. Diğer bir kan donduran olay, Muhammed Nurtani cinayetidir. Göçmen bir işçi olan Nurtani, çalıştığı kaçak maden ocağında, kalp krizi geçirdi ve sonrasında patronlar bu işçiyi önce döverek öldürdü, ardından bir ormanda yakarak delilleri gizlemek istedi. Kaçak maden çalıştıran patronlar daha önce ceza aldıklarından infazlarının yanmasını engellemek için işlemişlerdi bu cinayeti. Günden güne çürüyen, vahşileşen kapitalist sistem adeta insanın akıl sınırlarını zorlamaktadır.
İşçi kardeşler, görünen köy kılavuz istemez. “Türkiye Yüzyılı” işçilerin 80’ine merdiven dayadığında bile çalışmak zorunda kalması, göçmen düşmanlığının körüklenmesi, çok rahat yaşadıkları iddia edilen göçmenlerin madenlerde katledilebilmesi, sömürü ve yoksulluğun zirveye çıkması demektir. Sendikal faaliyetlerin alabildiğine sınırlandırılması, asgari ücretin açlık sınırının altında kalması, kıdem tazminatımızın gaspı demektir. Diğer taraftan sermaye sahipleri için korkunç bir servet ve şatafat demektir “Türkiye Yüzyılı”!
Hayatımızın her alanını cehenneme çeviren sermaye düzeninde, bıraktık işçi sınıfını, “gökyüzü dahi özgür değildir”. İşçi sınıfı, iktidarın sözcülerinin yalanlarını değil, kendi sınıfının gerçeklerini rehber edinmelidir. Tüm olumlu değerleri aşındıran, zenginleşme ve kârdan başka bir şey düşünmeyen, insanlığı ve canlı yaşamı felakete sürükleyen bir sistem işçi sınıfına bir şey veremez. İşçi sınıfı birleşip bu sistemi yıkabilecek tek güçtür. Bu nedenle işçi sınıfının önderlerinin dediği gibi; işçi sınıfının kurtuluşu kendi eseri olacaktır.
- Derdimiz Neden Başımızdan Aşkın?
- Engelli de Saralı da Olsa Çalışacak!
- İmamoğlu’nun Gözaltına Alınması Protesto Ediliyor
- İyi İnsanların İsyanı…
- Başka Bir Sağlık Sistemi Ortak Mücadeleyle Mümkün!
- Mesele Doktorlar Değil Sağlık Sistemi
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Asgari Ücret Zammından Sonra…
- Asgari Ücret Asgari Zam Gördü!
- Rakip Değiliz
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- Metal İşçileri Yasak Tanımıyor, Grev Coşkusu Sürüyor
- Metal Sektöründe Bir Kez Daha Grev Yasağı
- Grevlerden Direnişlere İşçilerin Mücadelesi Büyüyor
- Direniş Çadırına Tezek Döktüren Korku
- Grev ve Direnişler Dayanışmayla Büyüyor
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- EYT’liler Emeklilik Haklarını Mücadeleyle Kazandılar
- Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
Son Eklenenler
- İkinci Dünya Savaşının sonuna gelinmiş, Mihver devletlerin içinde yer alan Almanya ve İtalya savaşı kaybetmiş, Almanya ordusu koşulsuz teslim olmuştu. Avrupa’da savaş sonra ermiş, savaşın galipleri SSCB, Amerika, İngiltere ve Fransa olmuştu. Savaş,...
- Türkiye’de ekonomik sorunlar büyüdükçe işçi eylemleri ve grevleri artıyor. Sadece yerli sermayeli fabrikalarda değil, yabancı sermayeli fabrikalarda da işçiler düşük ücret dayatmasına karşı sendikalaşma mücadele si veriyor ya da greve çıkıyorlar....
- Sınıf temelinde örgütlü mücadeleyle tanıştıktan sonra değişim geçirmemek mümkün değildir. Çevremizdekiler -aileniz, akrabalarınız, arkadaşlarınız- önceki ve sonraki halimizi bilir.
- Hasan, işyerinde kartını okutup paydos ederken “bugünü de bitirdik” diye seviniyordu. Koşar adımlarla kendini işyerinden dışarı attı.
- 600 bin kamu işçisini kapsayan Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci iktidar, TÜHİS, Türk-İş ve Hak-İş’in işçilerin taleplerini görmezden gelerek attığı imzayla sonuçlandı.
- İşçi Dayanışması’nın 206. sayısında “Kurt Ağladı, Biz de İnandık” başlığıyla bir yazı yayınlandı. Yazıda patronun kendini işçilere mağdur gibi gösterip işçileri nasıl kandırdığından bahsediliyordu.
- Bir gece komşumuzun evinden alevler yükseldiğini görsek ne yaparız? İlk anda aklımıza gelen ne olur? Balkona astığımız çamaşırların is kokup lekeleneceği mi? İçeriye duman dolmasın diye pencereleri kapatmamız gerektiği mi?
- Son günlerde bazı işyerlerinde, patronların yüksek ücretler nedeniyle işçi çıkarmak zorunda kaldıklarını söylediklerini duyuyoruz. Bazı arkadaşlarımız da buna inanmakta, hatta “maaşları çok yükseldi, o yüzden işçi çıkardılar” gibi cümleler kurmakta.
- Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’la görüştükten sonra yapılan son teklife dair, “teklif yüzde 100 olumlu değil ama olumluya yakın bir teklif gibi gözüküyor. 11’i aştık, 16,57’yi bulmadık” açıklamasını yaptı.
- Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN), Antep, Urfa, Mardin, Batman, Van, Malatya, Adıyaman ve Maraş’ta çalışan tekstil işçileriyle görüşerek, basında çıkan haberleri tarayarak ve resmi verilerden yararlanarak tekstil...
- Van Büyükşehir Belediyesi kayyım yönetiminin, Genel-İş Sendikasında örgütlü 7’si engelli 223 işçiyi işten atması, 30 Temmuzda kitlesel bir yürüyüşle protesto edildi. Beşiktaş Belediyesi işçileri aylardır ücretleri düzensiz ve eksik ödendiği, toplu...
- Patron örgütü MÜSİAD Başkanı Burhan Özdemir geçtiğimiz günlerde 12 yıllık kesintisiz eğitimin yanlış bir uygulama olduğunu ve gençlerin işgücüne daha erken katılması gerektiğini söyledi.
- Ev sahibi kiraya ne kadar zam yapacak, gıda fiyatlarına yine zam gelecek mi, çocuğumun eğitim masraflarını karşılayabilecek miyim, elektrik, doğalgaz, su, telefon-internet faturalarını ödeyebilecek miyim, ocağımda tencere kaynayacak mı, asgari...