Buradasınız
Türkiye’nin Hayal Haritası ve En Büyük Hayalimiz
Pendik’ten bir işçi

Sizin için hayal nedir? Hayaliniz nedir? Ya da bir hayaliniz var mı? En son ne zaman hayal kurdunuz? Bu ve buna benzer soruları kendimize en son ne zaman sorduk? Peki, bu sorulara bir cevabımız var mı? Ne tür cevaplar veriyoruz?
Türkiye’de ilk kez 2016 yılında, Intel ve Future Bright adlı teknoloji ve araştırma şirketleri “Hayal Haritası” ve “Girişimcilik DNA’sı” araştırması yaptı. 10 kentte 8-55 yaş arası 2 bin kişi ile görüşülen araştırmada çocukların yarısının hayal kuramadığına dikkat çekildi. Yetişkinlerin ise sadece %14’ü hayal kuruyor. OECD’nin yaptığı araştırmaların sonuçları; bizlere Intel ve Future Bright’ın sonuçlarının nedenini, temel olarak hangi hususların eksik olduğunu gösteriyor. OECD’nin 15 yaş grubu üzerinden hazırladığı Yaratıcı Problem Çözme raporuna göre Türkiye’de çocukların sadece %2,2’si problem çözme yeteneğine sahip. Genele bakıldığında 44 ülkenin en üst düzey performans gösteren öğrenci oranı ortalaması yüzde 11,4. Ortalamanın çok çok altında olan bu sonuçlar, çocukların nasıl ezberci, eleştirel bir bakışla yaklaşmak yerine verileni nasıl olduğu gibi aldığını gösteriyor. Yaratıcılığın yerini türlü dogmalar alıyor, en büyük hayallerden birisi “şehit olmak ve cennete gitmek” olarak öğretiliyor, çocukların bilinçlerinde bu yönde tahrifatlar yapılıyor. Yaratıcılık için olmazsa olmazlardan olan hayal kurmada da böylece sınıfta kalmış oluyoruz.
En temel öğeler olan eleştirel, bilimsel ve sorgulayıcı eğitimin yerine; olayları olduğu gibi kabul etmeyi koyan bir eğitimden geçiriliyoruz çocukluktan itibaren. Kendisine her koşulda itaat eden bir nesil yetiştirmek istediğini her vesilede dillendiriyor iktidar. İstek bu olunca haliyle çalışmalar da bu yönde oluyor. Çalışmaları arttıkça uluslararası alanda yapılan eğitim araştırmalarının sonuçları da geriye doğru gidildiğini gösteriyor.
Hayal kurmada başarılı denilebileceklerin ağırlıklı bir kesimi üniversite öğrencisi ve hayallerinin “girişimcilik” olduğu belirtiliyor. Bu kavramı “üretken” hayal olarak alan rapor, gençlerin hayallerinin ağırlıklı olarak meslek ve para odaklı olduğuna dikkat çekiyor. Her 10 katılımcıdan 5’i en büyük hayalinin “Sadece bir meslek sahibi olmak” olduğunu söylüyor. Gençlerin geleceğini güvence altına alma kaygısı işsizliğin korkunç seviyelere ulaştığı günümüz koşullarında ne yazık ki bizleri şaşırtmıyor. Girişimci olmak isteyen gençlerin ise aslında özünde kendi işlerini kurma, daha çok para kazanma hırsı olduğu hususu ise es geçiliyor. Üretken hayal demek; daha büyük paralar, daha yüksek mevkiler istemekmiş! Sonrasında, ne yazık ki realitenin dayatmış olduğu “büyük” hayaller büyük hayal kırıklıklarının yaşanmasına neden oluyor. İş bulamama, bulabilenlerin ise düşük ücretlerle çalışmak zorunda kalmaları, kişilikler üzerinde ciddi tahribatlar oluşturuyor. Öncesinde kendini değerli gören bireyin, çalışmaya başladığında ise işgücünü satarak hayatta kalmaya çalışan milyarlarca insandan sadece biri olduğu gerçeğini kabul etmesi kolay olmuyor.
Daha yaşanılabilir bir dünya için mücadele eden insanlar, “idealist” olarak tanımlanır. Başka bir deyişle onların bu tutumları hayal kategorisine bile sokulmamaktadır. Gençlere “Mutlaka hayaliniz olsun. Hayali olmayanlar yarınları yönetemezler. Hayal gençlerin geleceğidir. Hayal kurun. Hayaliniz büyük olsun” diye öğüt verenler hayallerimizi kendi belirledikleri sınırlar çerçevesinde tutmamızı istemektedirler. Hayaller; iş, eş, ev ve arabanın ötesine geçmesin istiyorlar.
Bizlerin de hayalleri var. Ama öyle sizin o “üretken” hayallerinizden değil. Verdiğimiz ve vereceğimiz tüm uğraş kaçınılmaz olan “hayalin” gerçekleşmesini daha erken bir tarihe almak içindir. Savaşların olmadığı, kimsenin kimseyi sömürmediği, sınırların ortadan kaldırılıp insanların kardeşçe yaşadığı, emeğin sevgiyle büyüttüğü bir dünyayı yaratma hayali… Mutluluğun hayal olmadığı, çalışmanın yaşamın doğal bir parçası haline geldiği, bireyin mutluluğunu toplumsal mutluluğa bağladığı, güzelliklerin birlikte yaratılacağı bir dünya hayalimiz var. Biz hayal ediyoruz. Yaşamlarımızı gelecek dünyayı oluşturmak üzere hep birlikte o hayal etrafında, ipek böceğinin sabrıyla örmeye devam ediyoruz. Peki ya siz?
Gelecek Neydi?
Yaşatırken Ölmek!
- İzmir Belediye İşçileri İşlerini Geri İstiyor
- UİD-DER’in İran İşçi Sendikalarına ve İşçi Sınıfına Dayanışma Mesajı
- İşçiyiz, Filistin Halkına Yapılan Zulmü Kabul Etmiyoruz!
- Talan Yasasına Karşı Köylülerin Mücadelesi Sürüyor
- Sivas Katliamı 32. Yılında Lanetlendi, Katledilenler Anıldı
- Göçmenlerin Sağlığa Erişim Hakkı Yok Ediliyor!
- “Halkımız Yoksul Değil, Devletimiz Sosyal”
- Gazze’de Yardım Merkezine Saldırı: Kapitalizmin Geldiği Nokta
- Dünya Mülteciler Günü: Umut Kapitalizme Karşı Mücadelede!
- Genel-İş Sendikacıların Tutuklanmasını Protesto Etti
- Sağlık Emekçileri: “Bitmeyen Eziyet Bitmeyen Rezalet! Hasta Gelmedi Ceza Geldi”
- ABD Büyükelçiliği Önünde Eylem: “Filistin’de Ablukaya ve İşgale Son”
- İzmir Belediye İşçilerinin Grevinin Gösterdikleri
- Tüm İnsanlık İçin Atan Kalplerin Anısına
- Enflasyonun Bize Faturası
- Örgütlü Gücümüzden Korkuyorlar Kardeşlerim
- TPI Compozit Grevcilerinin Anlattıkları
- İşçiler Grevi Nasıl Yürütmeli?
- Yönetmen ve Senarist Ali Özgentürk’e Veda
- Sırrı Abi, Beynelmilel ve İşçi Sınıfının Enternasyonali
Son Eklenenler
- İşçiler, emekçiler, emekliler, gençler, yani toplumun ezici çoğunluğu için geçinmek, yaşamını sürdürmek giderek daha da zorlaşıyor. Öte yandan işçi ve emekçiler “bunlar daha iyi günlerimiz” diyerek bu zorlukların aşılabileceğine dair bir umut...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) şirketleri İZDOĞA, İZBETON, İZULAŞ ve 185 İZSU çağrı merkezinde işten atılan 368 Belediye-İş Sendikası üyesi işçi, işlerine geri alınma talebiyle mücadele ediyor. İşten atılan işçiler arasında 1,5 senelik genç...
- İranlı sınıf kardeşlerimiz, Sizlere Türkiye’den yazıyoruz. Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler olarak sizleri en içten duygularımızla selamlıyoruz. On yıllardır Filistin halkına yönelik zulmünü sürdüren İsrail, bugün ABD’...
- 11 Temmuzda Brezilya’nın birçok kentinde on binler, emek karşıtı politikaları ve saldırgan uygulamalarıyla tanınan eski başkan Bolsonaro’nun yargılanma sürecine müdahale ettiği gerekçesiyle Trump’ı protesto etti. Kenya’da geçtiğimiz yıl vergi...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Temmuzda Ankara’da bulunan Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi taleplerini ve mücadele programını açıkladı. Basın...
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...