Buradasınız
UİD-DER futbol ligi sona erdi
Aydınlı'dan UİD-DER üyesi bir işçi
Haftalarca süren futbol maçlarından sonra harikulade bir “ödül töreni” ile birinci UİD-DER Futbol Ligini sonlandırdık. Hiç aklıma gelmezdi böyle bir turnuvaya katılacağım. Hiç aklıma gelmezdi düzenli olarak böyle bir spor faaliyetine katılacağım. En önemlisi de hiç aklıma gelmezdi böyle bir şeyin bambaşka bir havada, bambaşka amaçlarla gerçekleşeceği.
Ortaokuldayken, okuldan eve geldiğimizde çantamızı fırlatıp top oynamak için sokağa fırlardık annemizin “dur oğlum, yemeğini ye, ödevini yap önce” diyen sesine hiç de kulak asmadan. Üstelik her gün mahallenin sokaklarında futbol topumuzu kesmekle tehdit eden amcaların, teyzelerin korkutmalarına da kulak asmazdık. Bir yandan da tuttuğumuz takımın galibiyetiyle dünyalar bizim olurken, mağlubiyetiyle de dünyalar başımıza yıkılırdı. Dünyanın merkezinde bunlar vardı bizim için. Biraz daha büyüyünce aynı sahneler bu sefer başka bir spor dalı için, basketbol için tekrarlandı. Ama yaşım ilerledikçe gördüm ki hayatın merkezinde aslında ne futbol var, ne de basketbol.
Önceden hem izler, hem de oynardık. Sonra bir şeyler bunu engellemeye başlıyor, sadece izlemekle yetinmek durumunda kalıyorsunuz. Tıpkı diğer her şeyde olduğu gibi! Hayatın merkezinde futbol yoktu, Galatasaray-Fener maçı da yoktu aslında. Ama büyük çoğunluğa böyle düşündürtüp, izlettiriyorlar bunları herkese. Meğer GS-FB maçı işçi-patron kavgasını görmemize engel olan bir perdeymiş gözlerimizde. Televizyon başında oturup maçları izlerken, bir araya geldiğimizde de bunları konuşurken, kendimizi unutuyormuşuz, kendimize yabancılaşıyormuşuz. Ne kadar da heyecanlanmıştım bugüne kadarki tarihin sınıf mücadeleleri tarihi olduğunu okuduğumda Manifesto’dan. Demek başka bir kavga varmış dışarıda, ama biz bu kavganın dışında kalıyormuşuz malum sebeplerle.
Şimdi bu kavgadaki yerimi bilinçli bir şekilde almış bulunuyorum. Ama futbol da oynayabildik UİD-DER turnuvası ile; hem de uyutulmadan, tersine gözümüz açık. Bir araya geldik, kendi sorunlarımızı konuştuk, kendimizi unutmadan. Karşımızdaki takımı düşman değil dost gördük, bize giydirilen rekabet gömleğini yırtarak. Yeni yüzler gördük, yeni insanlar tanıdık, ama hiçbirisini yeni tanımıyorduk, sanki kadim bir dostluğumuz vardı. Marşlar söyledik, türküler çığırdık hep bir ağızdan. Dostluğu, dayanışmayı, paylaşmayı yaşadık hep beraber.
O futbol ki bizleri uyutandı Iraklı, Filistinli çocukların başlarına bombalar yağarken. O futbol ki duyarsızlaştırandı bizleri yanı başımızda insanlar evsiz, barksız kalıp yerlerinden sürüldüklerinde. O futbol ki bizi kendimize yabancılaştırandı evden işe, işten eve bir hayat yaşarken. Ama o futbol öyle bir hal aldı ki UİD-DER’in elinde, adeta yeniden yoğruldu ve bambaşka bir şeye dönüştü. Burjuvazinin bizi pasifize etmek için kullandığı futbol, UİD-DER ile birlikte tersine bizi aktive eden, birleştiren, kaynaştıran bir araç haline geldi. Bu da hepimize verilmiş en büyük ödül oldu!
Dakikada 100 dolar kazanmak
Haydi Dostlar 1 Mayıs'a
Son Eklenenler
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Temmuzda Ankara’da bulunan Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi taleplerini ve mücadele programını açıkladı. Basın...
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...