Buradasınız
Yaşamak Sadece Karnımızı Doyurmak mıdır?
Gebze’den bir metal işçisi
Dernek olarak her ay dağıttığımız İşçi Dayanışması bültenimizi dağıtmak için bu sefer işçilerin yoğun olarak kullandığı Akse Sapağı durağındaydık. Bu benim üçüncü bülten dağıtımımdı. Bu sefer bir şey dikkatimi çekti. İlk iki bülteni dağıtırken işçi arkadaşlarım bültenleri çekinerek alıyorlardı. Konuşmak istediğimizde çekinerek çevrelerine bakıp başları eğik şekilde sohbet ediyorlardı. Bu seferki dağıtımımızda konu işyerlerindeki sorunlar, işten atılmalar, geçim sıkıntısı olunca sohbetlerimizde birbirimize anlatacağımız çok şey olduğunu gördüm. Hatta sohbetimizi yarıda kesmek zorunda kaldım, çünkü ben de diğer işçi kardeşlerim gibi dağıtım bittikten sonra servisime yetişmek için koşacaktım.
Muallimköy’de plastik fabrikasında çalışan bir işçi arkadaşımız şöyle diyordu: “Daha önce Tuzla tersanelerinde çalışıyordum, şartlar çok ağırdı, sağlığım bozuldu ve oradan çıktım. Şimdi plastik fabrikasında çalışıyorum ama aldığım asgari ücret yetmiyor. Ailemi geçindirebilmek için ek işte çalışıyorum, oturduğumuz semtin ilerisindeki sitelerin temizliğini yapıyorum. Ama hayat gene aynı, gene aynı. Eskiden işin zorluğu nedeniyle eve gelip hemen uyurdum, şimdi ise iki işte birden çalışıyorum, yorulmuyorum, ama ailemi göremiyorum, onlarla geçirecek vaktim yok. Yaşamak sadece karnımızı doyurmak mıdır?”
Bütün dünyadaki işçi kardeşlerimizin sorunları aynı. Asya’dakinin, Avrupa’dakinin… Evet biz işçiyiz. Tüm dünyadaki sefaleti yaşayan işçiler gibi bizler de işçiyiz. Gazetelerin bulmaca eklerinde soruyorlar ya “Kabaca işçinin tanımı” diye, evet kabaca değil ben artık bilinçli bir ameleyim. Dünyanın tüm nimetlerini yaratan bir amele, gökdelenleri diken bir amele, buğdayı öğüten, ekmeği yoğuran bir ameleyim, küçücük minikleri sevindiren rengârenk parkları ve lunaparkları yapan bir ameleyim. İşte ben böyle bir ameleyim. Dünyaya bu kadar güzellik sunarken, neden bu kadar kötü koşullarda yaşadığımızı işçi arkadaşlarımıza anlatmalıyız, sorgulatmalıyız, hatırlatmalıyız.
Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
ONLAR
Bu “Kader”i Bozacak Olan Bizleriz!
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...