Buradasınız
Bu “Kader”i Bozacak Olan Bizleriz!

Devlete ait olan ve bir taşeron firma tarafından işletilen Zonguldak Karadon Maden Ocağında 30 işçi göçük altında kalıyor. Kurtarma çalışmaları günlerce sürüyor. İşçi ailelerinden protesto sesleri yükseliyor. Ve başbakan Cuma günü yaptığı konuşmada “bu bir kaderdir” cümlesini kameralar önünde tam üç kez tekrarlıyor. Başbakan kaderin ardına gizleniyor ve yaşanan iş cinayetini kimsenin sorgulamamasını istiyor.
Maden ocaklarında yaşanan iş cinayetlerinin sorumlularını bulmak, önlemler almak, işçilerin taleplerini dinlemek bu kadar zor mudur? Sorumlu bakanların istifa etmesi, sorumluların cezalandırılması, bir daha böylesi cinayetlerin yaşanmaması için hatanın hesabını vermek imkânsız mıdır? Ama hükümet bunları yapmak yerine, günlerce maden ocağı önünde bekleyen ve sonunda isyan eden emekçileri, “provokatörler, il dışından gelen malûm örgütlerin militanları” diyerek polis kovuşturmasına uğratmakla meşguldür. İşte AKP’nin “emekçi dostluğu” budur!
Başbakan aslında “işçi olmanın kaderi budur” diyor. Yani altta olmanın, ezilmenin, sömürülmenin kader olduğunu söylüyor. Bu düzende bizlerin kaderinde insanca çalışmanın yazmadığını söylüyor. Başbakanın sözcüsü olduğu düzenin en açık sözüdür bu. Mesele, biz işçilerin başbakanın kader dediği bu düzene razı olup olmadığımız, sessiz kalıp kalmayacağımızdır.
Onlarca haksızlığa maruz kaldıktan sonra asıl muhasebeyi biz işçiler yapmalıyız. Yaşananlardan biz işçilerin öğreneceği dersler yok mu? Elbette fazlasıyla var. Peki iş cinayetlerinde katledilen işçi kardeşlerimiz için ne yapıyoruz? İşsizliğe, yoksulluğa, taşeronlaştırmaya daha ne kadar sessiz kalacağız? İster kamuda isterse özel sektörde olsun patron aynı patron değil midir? Patronların dini, imanı sadece para ve kârdan ibarettir. Biz bu gerçeği adımız gibi bilmemize rağmen neden hâlâ kurbanlık koyunlar gibiyiz? Bizler neden birbirimize güvenmiyoruz? Birlik olmak ve hakkımızı almak için neden tereddüt ediyoruz? Sendikalarımızı harekete geçirmek ve iş cinayetlerinin son bulması için bütün işkollarında grevler örgütlemekten neden kaçınıyoruz? Aylar önce madene gelen, göstermelik kazma kürek sallayan başbakanı neden alkışlamış ve ardından “Türkiye seninle gurur duyuyor” demiştik? “Büyük devlet” şimdi geride kalan işçi ailelerine 10 bin lira vererek tepkileri yok etmeye çalışıyor. Peki biz, bu ve benzeri facialara neden olan sorumluların yargılanması ve mahkûm edilmesi için çaba göstermeyecek miyiz?
Bizler, emeğimizi bir sülük gibi emen bu ücretli kölelik sisteminin bizlere biçtiği kadere razı mı olacağız? Milyarlarca insanın cehennem koşullarında yaşamasına neden olan patronlar sınıfının çizdiği kadere eyvallah mı diyeceğiz? Biz işçiler tüm bunları kader olarak kabul etmeyerek kendi kaderimizi kendi elimize almaya başladığımızda yaşananların önüne geçebiliriz. Medya tekelleri ve CHP, MHP gibi sermaye partileri utanmadan timsah gözyaşı döküyor. Oysa hiçbir medya tekelinin gazete ve televizyonlarına sendika sokulmuyor. Bunlar işçileri köle gibi çalıştırıyorlar. Sendikalaşmaya çalışan medya işçileriyse anında işten atılıyor. Sermaye partileri ise oy avcılığı hesabıyla işçi dostu pozlarına bürünüyorlar. Biz işçiler, muhalefeti ve hükümetiyle patronlar sınıfının partilerinin bu oyunlara gelmemeliyiz. Dostu düşmanı tanımayı öğrenmeliyiz. Ölen bizim sınıf kardeşlerimizdir, yüreğimiz dağlanıyor. Acılarımızı dindirmek, ölümleri, gözyaşlarını durdurmak ve sermayeden hesap sormak için tüm işyerlerinde örgütlenmeliyiz. Bize yaşatılan bu acılar ancak işçi sınıfının örgütlü mücadelesiyle son bulacaktır.- İşyerinde Gelen Ölümler
- Çocuk İşçilikle Mücadele İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinin Büyümesiyle Mümkün
- 301’i, Soma’yı, O Günden Beri Hiç Unutmadık…
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- Sorumluluğu İşçiye Yıkmanın Yolu: “Ya Güvenli Çalış Ya Hiç Çalışma”
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
Son Eklenenler
- 2025-2026 eğitim-öğretim yılının başlamasıyla birlikte, öğrencilerin okul ve kırtasiye masraflarının artması Türkiye’nin birçok ilinde tepkiyle karşılandı. 5 Eylül’de İstanbul’dan Ankara’ya, Edirne’den İzmir’e birçok kentte Eğitim Sen öncülüğünde “...
- Kayyum yönetimindeki Van Büyükşehir Belediyesi tarafından işten atılan 223 işçinin işlerine geri dönme, İzmir Karşıyaka Belediyesi işçilerinin ücretleri için mücadelesi devam ediyor.
- Sonbahar geldi. Ama hâlâ yıllık izne veya tatile çıkmayan arkadaşlarımız, komşularımız ve yakınlarımız var. “Tatile gideyim, şöyle bir kafamı dinleyip koca bir yılın yorgunluğunu atayım” diyebilen insan sayısı her geçen gün azalıyor. Asgari...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK’in araştırma birimi DİSK-AR tarafından hazırlanan “Enflasyon ve Artan Vergi Yükü” Raporu, 2025 yılının ilk 8 aylık döneminde işçilerin yaşadığı ücret kayıplarını gözler önüne serdi. Raporun sonuçları, 5...
- Her gün yeni bir gündemle uyanıyoruz. “İktidardakilerin dertleri ya da amaçları nedir, neyi hedefliyorlar” gibi sorular sormamız bile tuhaf oluyor. Güya bizi düşündüğünü, bizim için çalıştığını ileri süren iktidar sorunları büyütüyor, içinden...
- ABD’de geleneksel olarak her yıl Eylül’ün ilk Pazartesi günü kutlanan Emek Günü’nde, bu yıl da ülke genelinde yüz binlerce emekçinin katıldığı kitlesel eylemler düzenlendi. New York, Boston, Şikago başta olmak üzere birçok şehirde sokaklara çıkan...
- Afganistan’da on binlerce emekçi, 31 Ağustos gecesi derin bir acıya uyandı. Ülkenin doğusunda yer alan Kunar eyaletinde meydana gelen 6.0 büyüklüğündeki deprem, kısa sürede büyük bir yıkıma yol açtı. İlk belirlemelere göre en az 2200 kişi yaşamını...
- Düşük ücretler, iş güvenliği önlemlerinin alınmaması ve ağır çalışma koşulları nedeniyle işçilerin yaşadığı sorunlar büyüyor. Çalışma yaşamını düzenleyen yasalar yalnızca kâğıt üzerinde kalıyor, patronlar hiçbir yaptırıma maruz kalmadan hukuksuz...
- Sosyal medyaya, Türkiye’nin geleneksel sermaye kesimlerinin önde gelenlerinden olan bir annenin paylaşımı düştü.
- Birleşik Metal-İş ve Türk Metal sendikaları 4 Eylülde sendika genel merkezlerinde basın toplantıları yaparak TİS tekliflerini açıkladılar.
- Rejimin toplumsal muhalefeti sindirmeye yönelik saldırıları artarak sürüyor. 2 Eylülde İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, CHP İstanbul 38. Olağan İl Kongresini iptal etti. İl Başkanı Özgür Çelik’i ve yönetimi görevden alarak yerine kayyum atadı.
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Ankara Adalet Bakanlığı önünde, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işten atılan emekçilerin görevlerine iade edilmesi talebiyle basın açıklaması düzenledi.
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...