Buradasınız
Zonguldak Maden İşçilerine
Ankara’dan genç bir işçi-öğrenci
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Çalıştığım işyerinde daha önce Zonguldak maden ocaklarında çalışan bir abiyle tanıştım. Onunla 3 gün aynı alanda çalıştık ve pek çok konuda sohbet etme fırsatımız oldu. Yıllarca ruhsatsız maden ocaklarında ter akıtmış bir işçi bu abi. İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin nerdeyse hiç alınmadığı maden ocaklarında çoğunlukla sigortasız çalıştığını ve onca yılını heba ettiğini söyledi. Sırf “daha fazla ücret” verildiği için onlarca işçi gibi o da ruhsatsız yerlerde çalışmak zorunda kalmış.
Zonguldak madenlerinin çoğu ruhsatsız bir şekilde işletiliyor. Yaşanan iş kazalarının ve ölümlerin ne işverenin ne de devlet yetkililerinin umurunda olmadığını, ölenlerin ailelerinin ise para karşılığında ya da baskılarla “susturulup” ocağın yeniden aktif hale getirilmesini bir türlü sineye çekemediğini söyledi. 40 yıl Zonguldak’ta yaşadıktan sonra ailesinin de zorlamasıyla Ankara’ya taşınmış. Madenci ailelerinin nasıl yaşadığını, işçilerin çalışma koşullarını ve tabi ki Büyük Zonguldak Madenci Yürüyüşünü anlattı bana. Sohbetimiz sırasında öfke, hüzün, coşku, kavga, onur, o kadar çok duyguyu bir arada hissettim, o kadar çok şey aklımdan ve yüreğimden geçti ki bunları bir şiirle sizinle paylaşmak istedim.
Evden çıkan madenci
Sen hiç yürüdün mü Zonguldak sokaklarında?
İşçi mahallelerini, evlerini hiç gördün mü?
Madenci ailelerin her güne nasıl uyandığını,
Her işe gidip gelmelerindeki duygularını bilir misin?
Sen hiç evden çıkıp işe gidenin, kapıdaki gözlere,
Kapıdakinin de gözden kaybolup gidene
Nasıl baktığını gördün mü?
Giden, “bir daha görebilecek miyim bu kapıdan bakanı?
Ardımda beşikte gözünü yeni açan bebeğim,
Yeniden avuçlayacak mı parmaklarımı?”
Kapıdaki “gittiği gibi gelecek mi yarenim?
Görebilecek miyim yeniden ocağıma yaşam getireni?”
Dediklerini duydun mu?
Madencinin payına düşen
Beli bükük yürüyen insanları görürsün Zonguldak sokaklarında
Kambur oldukları için öyle yürümüyorlar
Maden işçisi oldukları için
Alışıyorlar öyle yürümeye
Nedeni mi?
Dik yürürlerse zarar eder patronlar.
Nasıl mı?
Zonguldak’taki maden ocakları dardır
Genelinde yüksekliği iki metrenin altındadır
Daha yüksek maden ocakları,
Daha fazla iş güvenliği almak gerektirir,
O da patronlar için “lüzumsuz” masraf demektir.
Her gün ölümün ağzına gidip gelen yaşamlar,
Alışıyorlar kambur yürümeye, alıştırılıyorlar!
Yani dik yürünmez Zonguldak maden ocaklarında.
Ocağa girerken
Kapıda bekleyenin gözünden kaybolup ocağa giriyor,
Kamburu olmayıp kamburlu yürüyenler.
Bedeni karanlığa yürürken,
Aklı beşikte ve kapıda bekleyen de.
Madencinin molası
Yemek ve çay molasında dışarı çıkar madenciler
Dışarıda cıvıl cıvıl yaşam, karşında kömür karası yüzler.
Elinde çayıyla dayamış sırtını kömürden oluşan dağa
Ah şu pamuksu bulutların ta ötesinde bir yaşam…
Yerin yedi kat üstündeki hayatın düşlerine dalmışken
Bir düdük sesiyle irkilir
Yarım bıraktırıldığı çayı gibi hayalleriyle karanlığa yürür madenci
O karanlığa girmeden son bir kez bakmak ister dışarıya,
Ve dışarıdakiler için tekrar girer o karanlığa,
Bir daha çıkmak umuduyla.
Ölüm!
Gaz, patlama göçük ve kararan yaşamlar…
“Lüzumsuz masraflar” uğruna yok olan hayatlar
Ardında nefessiz bıraktıkları onca ocakla yitip gittiler.
Bir tarafta kan emici patronlar ve kanla büyüyen zenginlikleri
Diğer tarafta zenginliği var eden ve can veren milyonlar
Al işte sana lüzumsuz sistem ve büyüyen çelişkileri
Biriken öfkeler!
Zonguldak’taki ocakların çoğu ruhsatsız ve kaçak derler
Ölen öldüğüyle ardındaki ise gözyaşlarıyla kalırmış.
Öyle derler demesine de,
Peki ne oluyor bu göz yaşlarına?
Sürekli akıyor bu yaşlar,
Öfkeyle ve hınçla beslenen hamura.
Kan ve gözyaşıyla yoğrulan hamura.
Yoğrulan er geç açılır derler.
Madenci Yürüyüşü
Yürüdükçe pişen öfkeleriyle,
Yürüyorlar gözü yaşlılar,
Kanla yoğurdukları yollarda.
Yürüyorlar Zonguldak sokaklarında,
Her gün bu acıyı yaşayan ve buna şahitlik edenlerle.
Yürüyorum Zonguldak sokaklarında.
Yaşamak ve yaşatmak için ölmek istemiyoruz diyenlerle.
Yürüyoruz,
Arkada gözü yaşlı bırakmak istemeyenlerle,
Eğilmeyip, bükülmeyip dimdik yürümek isteyenlerle,
Yürüyoruz binlerle, on binlerle, yüz binlerle,
Yürüyoruz sömürü çarkını döndürenlerle.
Yürüyoruz,
O çarkı yerle bir etmeye!
- Yaşamak En Güzel Şey Olacak
- Bıkmadan Söyle Sen Aynı Şarkıyı
- Yeter
- Perfetti Önünde Direniş Ağacı
- Umuda Yürüyenler
- Uzaklara
- Yürüyor İşçi
- Gazze
- Hayaller, Bıçaklar, Abdullah El Hamuud
- Unutma
- Sevdayı Taşımak
- Haydi, Sen de Gel!
- Küfe
- Yüreğim
- O Gün
- Ayağa Kalkacağım!
- Yıkılmalı Bu Düzen
- Umut Vardiyası
- Ver Elini
- Mücadele Etmek Gerek
Son Eklenenler
- Aralık ayında tüketici fiyatlarının yüzde 1’in biraz üzerinde yükseldiği, yıllık enflasyonunsa azalarak yüzde 44 civarında gerçekleştiği açıklandı. Bu oranlara bakarak enflasyonun hız kestiğine, ücret zamlarının “beklenen enflasyona” göre belirlenip...
- 2025 yılı için asgari ücret zammı, TÜİK’in sahte rakamlarıyla açıklanan enflasyon oranının dahi altında kalan yüzde 30 olarak belirlendi. Patronlar da işçilere bu sefalet zammını dayatıyor. Şubat ayıyla beraber zamlı ücretlerin açıklanması sonrası...
- İş kazaları ve iş cinayetleri dur durak bilmiyor. Sermeyenin aç gözlülüğü işçileri yaşamından ediyor. Balıkesir’de bulunan ZSR Patlayıcı üretim tesisinde, 24 Aralık 2024’te gerçekleşen patlamada 11 işçi yaşamını yitirdi. Patlama sonrasında Balıkesir...
- Maraş ve Hatay başta olmak üzere 11 şehirde çok büyük yıkım yaratan, yaklaşık yüz bin insanın hayatını kaybettiği, on binlerce insanın yaralandığı, milyonlarca insanın yaşamının derinden etkilendiği 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti....
- Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının hedefi belli: Ekonomik yıkımın bedelini işçi ve emekçilere ödetmek, on milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin açlığa talim etmesi pahasına sermayeyi dizginsizce büyütmeye devam etmek. Soygunun, talanın...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen zamanda depremlerin yarattığı yıkımın, ortaya saçılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin ve boş vermişliğin hesabı sorulmadı. Siyasi gelişmelerle, yaratılan yapay gündemlerle yaşanan felaketin...
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...