Buradasınız
Şahin Motor’da İşten Çıkarmalar Başladı
Gebze’den bir işçi
Ekonomik kriz sonucu başlayan işten çıkarmalar hızlı bir şekilde yayılmakta. İşten çıkarmalar benim çalıştığım Şahin Motor’da da başladı. 6 Şubat günü 7 arkadaşımız çeşitli bahanelerle işten çıkarıldı. Daha önce Birleşik Metal-İş’te örgütlü olan fabrikada kısa bir süre önce sendika tasfiye edilmişti. Bu süreçten sonra patronun saldırıları yoğunlaşmaya başladı. Servislerin sayısının azaltılması ile birlikte güzergâhların uzaması, üretimde başlayan baskılar, sigara içilmesinin yasaklanması, sözleşmeli işçilik gibi birçok saldırı meydana geldi. Oysa bayramda fabrika genel müdürü açıklamasında “dünyada bir kriz var ama aklınıza bir şey gelmesin biz bir aileyiz” diyordu. Ama kriz derinleştikçe “aile”yi parçalamaya başladı. Patronların kullandığı başlıca yalanlardan biri “biz bir aileyiz”dir. Oysa “aile”yi büyüten, onu ayakta tutan bizken, bütün kârı cebe indirenler hep patronlar oluyor. Tüm bu emeklerin sonucunda işsizliği, açlığı, yoksulluğu yaşayan hep biz işçiler oluyoruz.
İşten çıkarmaların ardından fabrikada kısa bir tedirginlik yaşandı, sonrasında hiçbir şey olmamış gibi üretime devam edildi. Oysa tepki gösterebilmek için ille de işçilerin sendikalı olmasına gerek yok! Yapılması gereken şey yarın sıranın bize de geleceği bilinciyle yan yana durmaktır. Biz bu bilince dahi sahip olamadığımız sürece bizlerin mücadele örgütleri olan sendikaların önemini de kavrayamıyoruz. Tevekkül edip kaderimize boyun eğiyor, sıranın bize gelmemesi için dualar ediyoruz.
İşten çıkarmalar varken ve bu hayat memat meselesi iken, AKP’nin düzenleyeceği mitinge insanları götürmek için birbirleriyle yarışır durumda işçi arkadaşlar. Oysa yanı başımızda 7 işçi arkadaşımız işten çıkarılıp açlığa mahkûm edildi. Buna karşı bir araya gelmek yerine AKP mitingine gitmek için uğraşıyorlar. AKP de diğer partiler gibi patronların çıkarını savunan bir burjuva partisidir. Ondan sorunlarımızı çözmesini beklemek beyhude bir çabadır. Sonuçta bizi buna mahkûm eden onlar, çözüm diye sundukları ise koca yalanlardır.
Evet, işçi sınıfı bir ailedir ama maalesef bunun farkında değil. Tabii ki patronların aile kavramı farklı. Onlar için aile, “işçiler çalışır, üretir, biz ise yeriz” demek. Şahin Motor işçisinin yapması gereken en önemli şey örgütlenip bu saldırılara karşı koymaktır.
Direnişçi İşçiler Soruyor
UİD-DER’le Alanlara!
- Susup Sıranın Bize Gelmesini Beklersek Kazanamayız!
- Patronların Hak Arayan İşçiye Tahammülü Yok
- Xiaomi Salcomp’ta İşten Atmalar Protesto Edildi
- Hacettepe Üniversitesi’nde İşten Atma Saldırısı
- Ezberler ve Gerçekler: “İş Çok, İş Beğenen Yok!”
- Cumhuriyet Gazetesinde Sendikalı İşçi Kıyımı
- Esenyurt’ta A101 İşçisi Kod 46 ile İşten Atıldı
- 65 İşçiyi Daha İşten Çıkardılar
- Ekmekçioğulları Metal’de İşten Atma Saldırısı
- Özer Elektrik’te İşten Atmalar Protesto Edildi
- İşten Çıkarma Yasağı İşten Çıkarmayı Engelliyor mu?
- Akwel’de İşten Atmalara Karşı İş Durdurma Eylemi
- TPI Kompozıt’te İşten Atma Saldırısı
- VIP Tekstil’de İşten Atmalar Protesto Edildi
- DERİTEKS, Üyelerinin İşten Atılmasını Protesto Etti
Son Eklenenler
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...