Buradasınız
“Kriz ve Demokratik Açılım” Semineri
Gazi Mahallesinden bir işçi
Dünden bugüne öğrendiklerimizi bugünden yarına taşımak için ileri atılmalıyız. Dünyanın dört bir yanında ayağa dikilmeye başlayan işçi sınıfının uluslararası mücadele birliğine katkı sunmak için çıktığımız yolda daha kararlı adımlarla büyüyelim.
UİD-DER dünden bugüne kurulan bir köprü gibidir. Biz genç işçilerin yaşayamadığı mücadele deneyimlerini bizlere ulaştırır. Bugün yaşadıklarımızın geçmiş ve gelecekle bağlarını kurmamızı sağlar. Ve hepsinden önemlisi, tüm bu tarihsel birikim ve deneyimleri işçi kardeşlerimize ulaştırmamızı sağlayan biricik evimizdir.
UİD-DER’de yaptığımız her etkinlik bizi kendi sınıfımıza, kendi gerçekliğimize ve kendi ellerimizle yazacağımız tarihe biraz daha yaklaştırıyor. Bu etkinliklerden birini 18 Ekim Pazar günü Gazi Mahallesi temsilciliğimizde gerçekleştirdik. İşçi sınıfının tarihinde dönüm noktası sayılabilecek sayısız deneyimleri ve gündemimizi oluşturan politik olayları konu alan İşçi Öz-Eğitim etkinliklerinden biri için onlarca işçi kardeşimizle bir araya geldik. Yaşanan ekonomik krizden ve siyasi gelişmelerden, gerçekte neler anlamamız gerektiğini ve ne tür sonuçları çıkarmamız gerektiğini öğrendik.
“Kürt halkının neden demokrasi istediğini çoğumuz biliriz. Fakat AKP hükümeti ve liberal burjuvazi dediğimiz büyük patronlar takımı neden birden bire ‘demokrat’ kesilivermişlerdi? Bir yandan açılım tartışmaları yürüten hükümet, bir yandan da Kürt halkı üzerindeki baskılarını eksik etmiyor. Gösterilere, eylemlere katıldıkları gerekçesiyle tutuklanan çocuklar Diyarbakır zindanında yaşam mücadelesi veriyor. Kuzey Irak sınırında son birkaç aydır askeri yığınak var. Devletin döşettiği binlerce kilometrekare arazi mayınla dolu. O arazilerde ağaç, ot, çiçek ya da meyve değil sakatlıklarla, ölümlerle kararan hayatlar çoğalıyor. Uluslararası anlaşmalar gereği temizlenmesi gereken arazileri tam olarak temizlemek mümkün olmadığı gibi, bu toprakları asıl sahipleri olan bölge halkına geri vermeyi düşünen de yok.” Peki ya bu nasıl demokrasi?
“Ermenistan’la sınır kapıları açılıyor, ticaret anlaşmaları yapılıyor,ikili ilişkileri geliştirmek için projeler çiziliyor. Ama Ermenilerin çektikleri acılar ve uğradıkları kırım hâlâ yok sayılıyor. Tarihin tanıklık ettiği, acılarla yoğrulmuş yaşamların dönüştüğü ağıtlarla kanıtlanmış bu zulüm yok sayılıyor.” Peki, Ermeni ve Türkiye halklarının gerçek dostluğu nasıl sağlanacak?
Silahlar ne zaman susacak? Başka bir dünya nasıl yaratılır? Sınıfsız, sınırsız, savaşsız, sömürüsüz bir dünya! İşçi ve emekçiler neden böyle bir dünyanın mümkün olmadığına inanıyor? Daha birkaç hafta önce onlarca işçi kardeşimizin canını alan sel, ne zaman öfke seline dönüşecek? İşte bu soruların cevabı verildi etkinliğimizde.
Biz işçi ve emekçiler “her şeyi öğrenmeli ve hiçbir şeyi unutmamalıyız”. Yaşamlarımızı cehenneme çeviren asalaklardan ancak böyle hesap sorabiliriz. Onlar “unut” diyecek, biz hatırlayacağız. Onlar “dur” diyecek, biz yürüyeceğiz. Ve sonunda biz kazanacağız!
Bitmeyen Kavga
Kent A.Ş. İşçileri Ankara’ya Ulaştı
Son Eklenenler
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...