Buradasınız
1 Mayıs mahallesinde 1 Mayıs hazırlığı
Ümraniye’den bir kadın işçi
Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği olarak 1 Mayıs’a son derece coşkulu bir şekilde katıldık. Kortejimiz büyüklüğüyle, disipliniyle, coşkusuyla, kısacası her şeyiyle çok güzeldi. Birçok kişi bu kadar kısa sürede (derneğimiz açılalı 8 ay oluyor) bu kadar insanı nasıl topladığımızı sordu. Ben de onlara 1 Mayıs öncesinde yaptığımız çalışmalardan bahsettim ve doğru bir tarzda, azimli bir şekilde çalıştığı takdirde işçi sınıfının elinden hiçbir şeyin kurtulamayacağını söyledim. İşin özü disiplinli ve planlı bir çalışma yürütmüş olmamızdan geçiyordu. Birçoğumuz ilk kez bildiri dağıttı, afiş astı. Bu yüzden de, 1 Mayıs’a hazırlık çalışmalarımız esnasında yaşadığımız mütevazı deneyimleri sizlerle paylaşmanın doğru olacağını düşünüyorum.
Bunlardan birisi, 1 Mayıs’ın hemen öncesinde, 1 Mayıs Mahallesinde yaptığımız afiş asma çalışmasıydı. Çoğumuz ilk defa afiş asıyorduk, bu yüzden heyecanlıydık. Sabah erkenden mahalleye geldik. Mahallede arkadaşlarımızın önceden tespit ettikleri yerlerde afişlerimizi duvarlara yapıştırmaya başladık. Gelip geçen insanlar “kolay gelsin” deyip bize gülümsüyorlardı. Mahalleli alışkındı zaten. UİD-DER olarak bizler, işçilerin taleplerinin yazılı olduğu ilk afişlerimizi 1 Mayıs Mahallesine asmış, ilk afişleme deneyimimizi edinmiştik.
Mahalledeki çalışmalarımızdan birisi de bildiri dağıtımıydı. Mahallede kurulan pazarda bildiri dağıtacaktık. Afiş yapıştırmada olduğu gibi yine hepimiz 1 Mayıs dolayısıyla ilk defa bildiri dağıtacaktık. Pazara girmeden önce UİD-DER yazılı şapka ve önlüklerimizi giydik. Yüksek sesle “İşsizliğe, yoksulluğa, emperyalist savaşlara, kapitalist sömürüye, haksız savaşlara, milliyetçi faşist saldırganlığa dur demek için UİD-DER’le 1 Mayıs’a” diye bağırarak bildirilerimizi dağıtıyorduk. Herkes bize bakıyordu. Herkes bildirileri alıyordu, kısa sürede elimizdeki tüm bildiriler tükenmişti. Mahalledeki bildiri dağıtma işi 1 Mayıs’a kadar devam etti.
1 Mayıs’tan önceki birkaç işgününde de sabahın erken saatlerinde mahalleye gittik. Bu kez pazarda değil de sabah işe gitmek için yollara dökülen işçilere bildirilerimizi dağıtacaktık. Sabah 06:30’da mahalledeydik. Daha kimse yoktu ortalıkta. Biraz bekledikten sonra işçiler duraklara gelmeye başladı. Bizler yine UİD-DER’li olduğumuzu gösteren şapkalarımızı ve önlüklerimizi giyerek 1 Mayıs bildirilerimizi dağıtmaya başladık. İşçiler şaşkın bir şekilde bize bakıyordu. “Günaydın” deyip bildirilerimizi verdik.
Mahallenin yanı sıra fabrika önlerinde de bildirilerimizi dağıttık. Gideceğimiz ilk fabrika bir iplik fabrikasıydı. Sabah erkenden fabrikanın önüne geldik. Yine UİD-DER yazılı şapka ve önlüklerimizi giydik. Servisler gelmeden önce sloganlarımızı atmaya başladık. Yoldan geçen araçlardaki insanlar bizlere bakıyordu, onlara da bildirimizi verdik. Servisler gelmeye başlamıştı. Otobüsten inen her işçiye bildirilerimizi vererek bir yandan da yüksek sesle 1 Mayıs çağrısı yapıyorduk. İlk gelen servislere dağıttıktan sonra ikinci gelen servislere bildiri dağıtacaktık. Bunun için biraz zamanımız vardı. Bu arada da fabrikanın yanında bulunan hastanede tedavi olmayı bekleyen işçi ve emekçilere bildirilerimizi dağıtmaya karar verdik. Hastanenin içerisine girdik, kuyrukta bekleyen insanlara “parasız sağlık, parasız eğitim, parasız ulaşım” gibi sloganlarımızı söyleyerek bildirilerimizi dağıttık. Hastanede işimiz bittikten sonra fabrikanın ikinci servislerinin gelmesini bekliyorduk ki, burjuvazinin kolluk gücü polisler geldi. Hepimizin kimliklerini alıp GBT taraması yaptılar. 1 Mayıs bildirimizi de alarak incelediler. Sürekli birbirlerine telefon ediyorlardı. İlk gelen ekip işi çözemedi ve iki ekip daha geldi. Burjuvazi bir bildiri dağıtmamızdan bile rahatsız oluyor, korkuyordu. Bizler burjuvazinin istemediği şeyleri yapıyorduk. İşçileri uykularından uyandırıyorduk. Orada biraz zaman kaybetmiş olduk ama onlardan ayrılır ayrılmaz tekrar fabrikaya gidip kalan bildirilerimizi dağıttık ve fabrikanın önünden marşlarımızı söyleyerek ayrıldık.
Bundan sonra UİD-DER olarak mahalle ve fabrikalarda çalışmalarımız devam edecek. Bizler, işçilere sınıf mücadelesinin geçmiş deneyimlerini ve kurtuluş için mücadele edilmesi gerektiğini anlatmaya çalışıyoruz. Burjuvazi her zaman işçi sınıfının mücadelesini yok etmeye çalışmıştır ve bunu her zaman yapacaktır. Ama bizler yılmadan devam edeceğiz. Biz işçiler 1 Mayıs ve diğer mücadele günlerimize sahip çıkarak sınıf mücadelemizi yükseltmeliyiz. Bizim kurtuluşumuz ancak işçi sınıfının olduğu her yerde bir araya gelip örgütlü bir şekilde mücadele etmekten geçer. BİZİ BİZDEN BAŞKASI KURTARAMAZ!
Bütün Dünyanın İşçileri Birleşin!
Sınıf dayanışmasını hissetmek
İlk 1 Mayıs’ım
Son Eklenenler
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/