Buradasınız
Sınıf dayanışmasını hissetmek
Kartal’dan bir işçi-öğrenci
Ben kurulduğundan beri UİD-DER üyesi olan bir işçi ve aynı zamanda bir öğrenciyim. Yani aslında bu sistemin zorluklarını iliklerine kadar hisseden birisiyim. UİD-DER gerçekten tüm etkinlikleriyle sınıf dayanışmasını tam olarak hissetmemizi sağladı. Bizi tanımayan bir kişi, sıradan bir dernek olduğumuzu düşünebilir. Ama biz biliyoruz ki UİD-DER aslında hiç de öyle sıradan bir dernek değil. İçerisinde bol lafazanlık yapılan ama iş yapılmayan derneklerden değil o. Bizler çeşitli konularda eğitim seminerleri düzenliyor ve geçmişin deneyimlerinden çıkardığımız derslerle mücadeleye girişiyoruz. İnsanlar artık bazı şeyleri öylesine unutmaya başladılar ki, ne geçmiş ne gelecek konusunda hiçbir fikirleri yok. Sınıf dediğimizde maalesef birçok kişinin aklına sadece okul sıralarının bulunduğu öğretim odaları geliyor.
Herkesi bilinçlendirmeye çalıştığımız gibi, biz de bilinçlenmek zorundayız. Bunun için bizim de çalışmalarımız oluyor. Ancak bunlar sadece masa başında olan şeyler değil. Bunun kanıtını yakın zaman önce gösterdik ve mahallelerde çalışmalar yürütmeye başladık. Aslında ben uzun bir süre sağlık sorunlarımdan dolayı bu çalışmalara katılamadım. Ancak ne mutlu ki 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı öncesinde bu faaliyetlere katılma imkânım doğdu. Ne gibi çalışmalardı peki bunlar? Tabii ki işçi sınıfının örgütlenmesi lehine çalışmalardı. Bildiri dağıtımları, işçi evlerini ziyaretler, vs. Ancak açıkçası bu tip bir çalışmaya ilk defa katıldım bu sene. O yüzden biraz tedirgindim ilk başlarda. “Acaba nasıl bir tepkiyle karşılaşırız? Tanımadığımız insanlarla başlangıçta nasıl diyalog kurarız?” gibi sorular vardı aklımda. Sonrasında, faaliyetlere başladığım anda hiç beklemediğim tepkilerle karşılaştım. Bunlar tabii ki çok olumlu tepkilerdi. İçlerinde hiç olumsuz tepki veren olmadı mı? Elbette oldu. Ancak bizi kapıdan kovan hiç kimse çıkmadı şimdiye kadar. Girdiğimiz evlerin belki onda dokuzu bizi çok güler yüzlü karşıladı. Bütün bunları gördüğümde ise insanlara olan güvenim ve tabii ki sınıfımın mücadelesine olan güvenim de bir kat daha güçlenmiş oldu.
Karşılaştığımız insanlardan kimileri inançlarına sığınmışken, kimileri de “bir şeyler yapmalıyız ama ne?” sorusunu soruyorlar. Bunun cevabı aslında çok açık. Biz bunların cevaplarını onlara sundukça onlar da katılıyorlar. Sistemin bize dayattığı şeyler o kadar çok ve yoğun ki! 1 Mayıs’ı lekelemekten tutun da hakkını arayanları damgalamaya kadar itiyor sistem insanları. Bu aşamada ise işçileri kurtaracak tek şey sınıf dayanışması, örgütlü mücadele oluyor. Medya patronların elinde, gazeteler patronların ellerinde, meydanlar patronların ellerinde. Peki, bu fırsatı onlara veren kim? Tabii ki biziz. İnsanlara bunları anlattıkça gerçekten onların da bizimle aynı fikirde olduklarını görmek beni çok ama çok ümitlendirdi. Eskiden oturduğum yerden, “bu millet birlik olamaz” dediğim günlerimi de hatırlıyorum. Ama bugün ise bu birliktelik gerçekten beni hiç yaşamadığım duygulara sürüklüyor. Dediğim gibi, gittiğimiz on evin belki bir tanesinde olumlu karşılanmıyoruz. Ama bu onların suçu değil, onlar da bizim yaşadıklarımızı yaşıyorlar. Bunu kendileri de inkâr etmiyorlar. Ancak kurtuluşu aradıkları nokta çok daha farklı. Bireysel kurtuluşu ümit ediyorlar. Tabii ki bunda burjuvazinin katkısı yüzde yüz. İnsanları ümitsizleştiriyor.
Ben üç senedir 1 Mayıs alanlarına çıkıyorum. Ama bu 1 Mayıs’ta öncekilere göre çok daha heyecanlıydım. Çünkü ilk defa kendim örgütleme ve bilinçlendirme çabası verdiğim insanlarla katılacaktım 1 Mayıs’a. Tabii ki bundan sonraki yıllarda da yine UİD-DER çatısı altında ve bu sisteme kinini haykıran sloganlarla alanda olacağım. 1 Mayıs, burjuvaların bize vermek istemediği ama işçi sınıfı olarak söke söke aldığımız bir gündür. 1 Mayıs’tır işçilerin bayramı. 1 Mayıslarda sesimizi haykırdıkça korkacak bizden burjuvazi. Eğer orada azınlık olursak o sevinip gülecektir, ama çoğunluk olup gücümüzü gösterirsek o zaman korkacaktır.
Yaşasın 1 Mayıs, Biji Yek Gulan!
Dünyanın Bütün İşçileri Birleşin!
Kapitalist Sistemi Yıkacağız, Sınıfsız Bir Dünya Kuracağız!
İşsizliğin nedeni kapitalizmdir
1 Mayıs mahallesinde 1 Mayıs hazırlığı
Son Eklenenler
- Avrupa’nın pek çok ülkesinde yoksullaştırma politikalarına hız veriliyor, hayat pahalılığı artıyor. Grev hakkı başta olmak üzere hak ve özgürlüklere saldırılar artıyor. Ancak Avrupa işçi sınıfı büyüyen sorunlara grevlerle, kitlesel eylemlerle...
- İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, 26 Mayıs’ta, Söğütlüçeşme Marmaray istasyonunda bir basın açıklaması düzenledi. Bir işçinin tren camını temizlerken elektrik akımına kapılarak ağır yaralanması nedeniyle düzenlenen eylemde taşeron...
- 23 Mayısta gece yarısı sularında İstanbul Maltepe D-100 karayolunda makas atarak ilerleyen bir sürücü, bariyer yapmakta olan yol bakım işçilerinin arasına dalarak dört işçinin ölümüne, bir işçinin de yaralanmasına yol açtı. Aynı hafta içinde Kadıköy...
- Kuş sütü eksik bir sofra fotoğrafı. Sofrada çeşit çeşit yemekler, iştah açıcı mezeler… Yemekler gibi tabaklar da çeşit çeşit, renk renk. Sofradaki tek gariplik bazı tabakların uçlarının kırık olması ya da boyayla kırık süsü verilmiş olması. Sofrayı...
- Çıkışsızlık sarmalından kurtulmak isteyen insanlara kapitalist düzenin kurumları, düzen medyası ve burjuva ideologlar bir “çıkış kapısı” gösteriyorlar. Ama bu çıkış kapısının üzerinde şöyle yazıyor: “Sorunların kaynağında kişilerin eksiklikleri ve...
- Almanya, ABD, İngiltere, İtalya, Fransa, Japonya ve Kanada’nın oluşturduğu G7 zirvesi bu yıl 19-21 Mayıs tarihlerinde Japonya’da yapıldı. Zirve, İkinci Dünya Savaşında nükleer bombalarla yerle bir edilen, yüzbinlerce insanın öldüğü ve tarifsiz...
- Güney Amerika ülkesi Arjantin’de artan hayat pahalılığına, işsizliğe, düşük ücretlere ve güvencesizliğe karşı on binlerce işçi bir araya geldi. 18 Mayısta düzenlenen kitlesel gösteride yüzde 109’u aşan enflasyon, IMF’nin dayattığı kemer sıkma...
- 14 Mayıs seçimlerini geride bıraktık. Henüz kesin olmayan sonuçlara göre iktidarda bulunan Cumhur İttifakı Mecliste çoğunluğu elde etti, cumhurbaşkanının belirlenmesiyse 28 Mayıstaki ikinci tura kaldı. Fakat kesin olan bir şey var: 14 Mayısta hangi...
- İşçi Dayanışması’nda, yaşadığımız dünyayı ve kapitalist sistemi anlatan pek çok yazı yayımlandı bugüne kadar. Kapitalizm denilen ekonomik düzenin dünyamıza, işçi sınıfına ve insanlığın geleceğine ne kadar büyük bedeller ödettiğini her vesileyle...
- Türkiye’den Uluslararası İşçi Dayanışması Derneğinden işçi kardeşleriniz olarak emperyalist yüzsüzlerin Hiroşima’da düzenledikleri zirve vesilesiyle yükselttiğiniz anti-kapitalist mücadeleyi coşkuyla selamlıyoruz. Savaş alevlerini daha da...
- Türkiye’de çeşitli sektörlerden işçiler grev ve direnişlerle, eylemlerle mücadeleye devam ediyorlar. AFP Türkiye Ofisi çalışanlarının grevi kazanımla sonuçlanırken, Yonga Mobilya işçilerinin grevi sürüyor.
- 13 Mayıs 2014’te Soma’da 301 madenci kardeşimiz katledildi. Yaşadığımız acının, dinmeyen öfkemizin, Türkiye işçi sınıfı tarihindeki en büyük işçi katliamı Soma’nın üzerinden 9 yıl geçti. Ne yazık ki bu 9 yılda binlerce işçi kardeşimizi daha iş...
- Bursa Demirtaş Sanayi Sitesinde bulunan Barutçu Tekstil’de çalışan 8 kadın işçi, Öz İplik-İş Sendikasında örgütlendikleri için işten atılmış, daha sonra direnişe geçmişlerdi. Patronun her türlü yıldırma çabalarına rağmen, kar kış demeden fabrika...