Buradasınız
1 Mayıs’a Doğru: İşçiler Konuşuyor /8
Krizin faturasının işçi sınıfına kesildiği bir dönemden geçerken, 1 Mayıs’ın birleşik ve kitlesel bir şekilde örgütlenmesi büyük önem taşıyor. Krizin etkisini bizzat yaşayan ve işten atılan Akkardan işçileri, başlattıkları direnişlerini sürdürüyorlar. Akkardan işçileriyle 1 Mayıs’a dair yaptığımız söyleşiyi yayınlıyoruz.
UİD-DER: Uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’a katılmak sizin için ne ifade ediyor?
Akkardan direnişçisi -1: Bu direniş öncesi şuursuz bir dönem içindeydim. Yani başıma böyle bir olay geldiğinde daha sağlıklı düşünmeye başladım. Akkardan’da işten atılmamızla birlikte patronun bizlere ne gözle baktığını ve onun için bir önemimiz olmadığını, sadece kârını düşündüğünü bilince çıkarttım. Ben, bu sene 1 Mayıs’a ilk defa katılacağım. Daha önceleri kendime işçi dahi demiyordum. Şimdi ise 1 Mayıs’a işçi olduğumu bilince çıkartarak katılacağım. Bundan sonra da 1 Mayıs’ta, işçi sınıfının bu onurlu mücadelesinde sürekli olacağım.
Akkardan direnişçisi -2: Bence 1 Mayıs işçilerin bütünlüğü, dayanışması ve gücünü ifade ediyor. Ben bugün haklarım için mücadele ediyorum ve direniyorum. Haklarımızı ancak mücadele yoluyla alacağımızı biliyorum artık. Ve böylesi mücadeleleri yaygınlaştırmak, diğer işçilerle sınıf bağını güçlendirmek için 1 Mayıs’a katılmayı bir görev biliyorum.
UİD-DER: Krizin faturasını ödememek için ne yapılmalı?
Akkardan direnişçisi -1: Örgütlü ya da örgütsüz olsun fabrikalarda önce işçilerin kendi aralarında bütünlük sağlaması lazım, kenetlenmeleri lazım. İşçiler olarak bizler gerek fabrika gerekse de fabrika dışı sorunlarımız üzerine sürekli konuşup tartışmalıyız ve mücadele yollarını bulmalıyız. Süreci sadece işyeri temsilcilerine ya da sendika yöneticilerine kesinlikle bırakmamalıyız. Komiteler kurmalı ya da var olan komitelerimizi işler hale getirmeliyiz. Bence sorunlarımıza böyle çözüm bulabiliriz.
Akkardan direnişçisi -2: Tüm saldırılara karşı mücadele etmeliyiz. Kaçmak ya da bir şey yapmamak sorunlarımızı çözmüyor. Sendikasız fabrikalarda bize ödetilen faturayı ancak sendikalaşarak reddedebiliriz. Sendikalı yerlerde ise mücadeleden ödün vermeyerek sırtımızdaki yükü azaltırız. Mevcut haklarımızı ancak böyle koruyabiliriz. Sonuçta bizler olmazsak eğer, patronlar birer hiçtir. Her şeyi bizler üretiyoruz. Gücümüzün farkına varırsak faturayı patronlara çıkartabiliriz.
UİD-DER: İşçiler 1 Mayıs’ta hangi talepleri dile getirmeliler? Örneğin, bu seneki 1 Mayıs’ın ortak sloganı “işten atmaları geri püskürtmek için 1 Mayıs’a” olabilir mi?
Akkardan direnişçisi -1: Olabilir tabii, hatta iyi de olur. Görüyoruz ki sermaye sınıfı da örgütlüymüş. Ben daha önce bilmiyordum bunu açıkçası. Bizler 1 Mayıs’ta birleşmeli, bunu yaygınlaştırmalıyız. Bizler 1 Mayıs’ta tüm işçilere ulaşmalı ve neden 1 Mayıs’a katılmamız gerektiğini anlatmalıyız.
Akkardan direnişçisi -2: Çok iyi olur hem de. Ayrıca fabrikalarımızda yaşadığımız sıkıntıları haykırmalıyız alanlarda. Sendikalarımızı da bu yönde mücadeleye sevk etmeliyiz.
UİD-DER: 1 Mayıs’ın kitlesel ve coşkulu olması, işçilere güven vermesi ve patronların yüreğine korku salması için sendikalar nasıl bir hazırlık yapmalılar? Sendikanızın 1 Mayıs’a hazırlık faaliyetleri nelerdir, yeterli buluyor musunuz?
Akkardan direnişçisi -1: Sendikaların bu süreçte 1 Mayıs bilincini işçilere kazımaları lazım. İşçiler bilinçli olarak mitinglere katıldığında bu mücadeleyi fabrikalarına da taşıyabilirler. Şu ana kadar benim üyesi olduğum Birleşik Metal-İş sendikasının 1 Mayıs’a ilişkin bir faaliyeti yok. Sendikalar 1 Mayıs’a birkaç gün kala bir bildiri okumakla ya da asmakla işçileri alanlara çekemezler zaten.
Akkardan direnişçisi -2: Bu mücadeleyi yaygınlaştırmak için tüm üyeleri alanlara çıkartmaları gerekiyor. Bunu yaparken de 1 Mayıs’ın önemini aşılamalılar. Sendikalar 1 Mayıs’ın tarihini ve bizlere kazandırdıklarını sürekli anlatmalılar. Benim üyesi olduğum Birleşik Metal-İş’in şu ana kadar böyle bir çalışma yaptığını duymadım. Gerçi geçen sene de ciddi çalışma yürütmemişlerdi. Son 2-3 gün kala bir bildiri okumakla, çağrı yapmakla işçileri 1 Mayıs’a getiremezsiniz.
UİD-DER: Devletin ve patronların 1 Mayıs’ın içeriğini boşaltmak ve katılımı azaltmak için her daim yaptığı karalamalar ve baskılara karşı ne yapmalıyız? Çevrenizde bu korkular yüzünden 1 Mayıs’a katılmayanlar oluyor mu?
Akkardan direnişçisi -1: Açıkçası korkular yüzünden katılmayanların olduğuna inanıyorum. Ben direnişteyken bile ailem, “hakkını ara, ama polis ve panzerler gelecek” diyorlardı ve korkuyorlardı. Dolayısıyla beni de bu korkuya katmaya çalışıyorlardı. Zaten işçi sınıfının bütün mücadelelerinde bunları yapıyorlar, yani işçileri korkutmaya çalışıyorlar. Çoğu zaman 1 Mayıs görüntüleri televizyonlarda şiddet olaylarıyla veriliyor. Bunların çoğu bana göre polis provokasyonlarıdır. Fakat böyle yansıtmıyorlar. Bizler bunlara, bu baskılara karşı yaşananları, gerçekleri anlatmalıyız. Baskılara aldırmadan bayramımızı kutlamalıyız.
Akkardan direnişçisi -2: Korkular yüzünden katılmayan arkadaşlarımız tabii ki var. Bunlara karşı 1 Mayıs’ın içeriğini anlatmamız gerekiyor. 1 Mayıs’ın tarihini işçi arkadaşlarımızın öğrenmesini sağlamalıyız. Televizyon ve gazetelerde yapılan karalamaların gerçeği yansıtmadığını göstermeliyiz. Sonuçta 1 Mayıs’a önce kendimiz için katılmalıyız. Kendimiz, ailemiz ve geleceğimiz için. Bu konuda tüm işçilerin, sendikaların ve sivil toplum kuruluşlarının duyarlı olması gerekiyor.
UİD-DER: İlk kez 1 Mayıs’a katılacak olanlara ne söylemek istersiniz?
Akkardan direnişçisi -1: İşçi kardeşlerime şunları söylemek isterim: Ben 1 Mayıs’a katılıyorum, çünkü işçiyim, bu benim mücadelemin sembolü. Bizlerin yani işçi sınıfının haklarını kazanmak için canlarını veren işçi önderlerinin yarattığı bir gün. Sınıfımızın bayramıdır 1 Mayıs. Ve bu yüzden herkesin katılmasını istiyorum.
Akkardan direnişçisi -2: Bizler 1 Mayıs’a sahip çıkmalıyız. İşçi önderleri bu mücadele uğruna hayatlarını verdiler. Bizler bu mirasa sahip çıkmalıyız. Patronların ve hükümetin bizlerin haklarını gasp etmelerine karşı sesimize ses katmalıyız. O yüzden bu 1 Mayıs’a herkesin katılmasını isterim.
UİD-DER: Teşekkürler.
Hayal mi Gerçek mi?
Yaşasın Birleşik ve Kitlesel 1 Mayıs!
Son Eklenenler
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...