Buradasınız
Hayal mi Gerçek mi?
Bostancı’dan bir işçi
Bir gün bir şey olsa, bir anda değişse her şey… Hayatımıza sihirli bir değnek dokunsa ve belki bir günde yeni bir yaşama uyansak… Meselâ bir piyango bileti alsak ya da sayısal loto bize çıksa o hafta. Bir sabah işe giderken yüksek maaşlı bir iş teklifi alsak ya da hiç tanımadığımız büyük dedelerimizden yüklü bir miras kalsa… Sihirli değnek dokundu mu tam dokunmalı! Diyelim ki kriz yüzünden işten çıkarıldık, elimizde de ufak bir kıdem tazminatı var. Niye ufacık bir yer açıp, kendi işimizi kurup, ilerde bir gün büyük zenginler arasına girmeyelim, ne engel var ki buna? Kendinin patronu olur insan, başkalarına tamah etmez üç kuruş uğruna…
Bu da nesi dediğinizi duyar gibiyim dostlar. Hangi sektörde ya da hangi şartlarda çalışırsak çalışalım, işçiler olarak bizler, yaşamımızın nerdeyse her anında bu hayallerle yaşıyoruz. Ne zaman işsizliğin pençesine düşsek ya da ağır çalışma koşullarıyla boğuşsak bunlardan herhangi biri geçmiyor mu aklımızdan? Bir günde hayatımızı değiştirecek ve kurtuluşumuzu sağlayacak büyük hayallerle avutmuyor muyuz kendimizi? Çaresizlik, çözümsüzlük ve yarına dair yaşadığımız ümitsizlik gözlerimizi kör ve kulaklarımızı sağır etmiyor mu? “Kendimi kurtardım da diğer işçiler mi kaldı kurtaracak, ben ekmeğimle boğuşuyorum, ekmeğimin derdindeyim” diye kapatmıyor muyuz kapıları her söylenene?
İçinde debelenip durduğumuz ve giderek ağırlaşan koşullarda, bu hayallerle avunup sessizliğe gömülmemiz boşuna değildir elbette. En ufak bir hak talebimizde, gözlerimizin açılmasından korkup susturulmamız da boşuna değildir. Bir günde sihirli bir değnek bizi yeni bir dünyaya çıkarmayacak asla. Kendi zenginlikleri uğruna, milyarlarca işçiye hayal kurmayı öğreten bir avuç patronun düzeni de bir günde kurulmadı. “Dünya hep böyleydi, böyle gelmiş böyle gider” diye düşünmemizi sağlayanlar da çok iyi biliyor ki, bu düzen var olduğu günden beri işçilerin mücadelesi de hep vardı. Bugün farkında olamadığımız birçok kazanım, geçmişte her dil ve ırktan işçi kardeşlerimizin verdiği mücadelelerle kazanıldı.
Biraz değişiklik yapalım ve hayal değil de talep diyelim. Meselâ, diyelim ki bir gün tükenmiş bir halde mesaiden eve dönüyoruz. O gün fazla mesailerin ve işten atılmaların yasaklandığını, meclisten asgari ücretin yoksulluk sınırının üstüne çıkarıldığına dair bir karar çıktığını öğreniyoruz. İşsizlik fonunda biriken paraların işçilere iş bulana kadar kullandırılacağını öğrensek nasıl olurdu acaba? Hadi biraz daha devam edelim, kredi kartı borçlarımız da silinmiş ve kiralarımız dondurulmuş olsun. Buna bir de herkese iş güvencesi sağlandığını ve sendikasız çalıştırmanın yasaklandığını ekleyelim. Hadi oldu olacak bari iş saatleri de en düşük seviyeye indirilmiş olsun… İşte bunlar olmayacak hayal değil, haklı ve acil taleplerimizdir dostlar. Tek bir gerçek var ki kimse bir gün, bizlere haklarımızı altın tepsilerde sunmayacak. Patronlara hizmet eden hiçbir meclis bu kararları işçiler için çıkarmadı, çıkarmayacak da. Kendi gücümüze inandığımızda ve mücadeleye atıldığımızda görmeye başladığımız gibi, ne geçmişte ne de bugün hiçbir hak mücadelesiz alınmadı ve alınmayacak da. Tıpkı 1 Mayıs’ta olduğu gibi...
Evet, 1 Mayıs yaklaşıyor dostlar. Bazen aklımızdan “o gün çıkıp taleplerimizi haykırsak ne olacak, ertesi gün hayatımızda ne değişecek” diye de geçiyor olabilir. Oysa bize böyle düşündürtenler ve alanlarda yerimizi almamızı istemeyenler de biliyor ki, işçilerin tüm örgütlülüğüyle birleştiği her yerde haklı taleplerin sesi yankılanacaktır. Benim, senin ve ötekinin sesi duyulmak zorunda kalacak ve işte o saatten sonradır ki mücadele bir gün olmayacaktır. Haklarımıza yönelik her saldırı, alanları dolduran işçilerin örgütlü gücüyle, katılımıyla durdurulabilir ve yeni saldırılar engellenebilir dostlar.
Bugün Tekel işçilerinin, Akkardan, Tariş, Esenyurt Belediyesi işçilerinin ve Yunanistan’da ve tüm dünyadaki işçilerin sürdürdüğü haklı mücadele devam ediyor. Bu mücadelelerin başarıya ulaşması ancak sınıf dayanışmasıyla sağlanabilir. Yani ben, sen, o ve diğerleri yani hepimizin sesi birleştiğinde kazanımlar asıl anlamını bulacaktır. Mücadeleyi büyütmek ve haklarımıza yönelik tüm saldırılara dur diyebilmek için 1 Mayıs’ta alanları doldurmalıyız.
Çaresizlik ve ümitsizliğin sürüklediği tek kişilik hayallerin dipsiz karanlığından, mücadelenin gerçek aydınlığına yol almak için 1 Mayıs’ta UİD-DER’le alanlara, acil taleplerimizi ve örgütlü sesimizi haykırmaya dostlar. Bu davet bizim…
1 Mayıs’a Neden Katılmak Gerekiyor?
1 Mayıs’a Doğru: İşçiler Konuşuyor /8
Son Eklenenler
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...