Buradasınız
1 Mayıs’ta Alanlar Farklı Olsa da Talepler Aynıydı
Gebze’den bir petrokimya işçisi
İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ı dünyanın dört bir yanında ve Türkiye’nin meydanlarında coşkuyla kutladık. Tüm dünyadaki sınıf kardeşlerimizle bir olup dünyayı sarsan krizin sermayenin eseri olduğunu vurguladık. Küresel krizin faturasını ödemeyi reddettiğimizi dile getirdik. “Krizin bedeli patronlara, işçilerin birliği sermayeyi yenecek” dedik ve kapitalist sömürüye karşı mücadele edeceğimizi ortaya koyduk.
2019 1 Mayıs’ının Asya’dan Avrupa’ya, Amerika’dan Afrika’ya pek çok coğrafyada coşkuyla kutlandığını fotoğraflar ve videolarda izledik. Gösterilere katılan sınıf kardeşlerimiz kadın işçilerin, göçmenlerin, mültecilerin, çocuk işçilerin sorunları da dile getirmişler. Düşük ücretlere, uzayan iş saatlerine, iş kazalarına ve işçi sınıfına yönelik saldırılara karşı seslerini yükseltip dayanışmanın önemini vurgulamışlar. Sömürüsüz bir dünya özlemini anlatan sloganlar atmışlar.
Dünyanın farklı coğrafyalarındaki işçiler gibi biz de 1 Mayıs’ta meydanları doldurduk. Türkiye’de 130 farklı alanda gerçekleşen gösterilere her sektörden pek çok işçi katıldı. İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs, sınıfımızın taleplerinin birleştiriciliğini bir kez daha ortaya koydu. Biz işçi sınıfı pek çok kentte Türkiyeli işçiler ve emekçiler olarak, diğer ülkelerdeki dilleri farklı, renkleri farklı sınıf kardeşlerimizle aynı ruh ve coşkuyu hissettik, paylaştık, haykırdık. Üstelik toplumda yaratılan korku atmosferine rağmen, bu topraklarda 1 Mayıs geleneğinin asla soldurulamayacağını, bu geleneğe her türlü olumsuzluğa rağmen sahip çıkacağımızı göstermiş olduk. İstanbul’dan Ankara’ya, Kocaeli’den Urfa’ya kadar birçok farklı kentin farklı alanlarında benzer sloganlar sınıf kardeşlerimizde can buldu.
Böyle olması da çok normal değil mi zaten? Aynı lisanı konuşmayabiliriz, kimimiz sarışın, kimimiz esmer, kimimiz çekik gözlü, kimimiz renkli gözlü veya farklı inançlara mensup olabiliriz. İşkollarımız, çalıştığımız sektörler, mesleklerimiz farklı olabilir. Fakat bizler dünyanın tüm güzelliklerini emeğiyle var eden, dünyanın her yerinde egemenlerce sömürülen işçi sınıfının neferleriyiz. 2019 1 Mayıs’ı göstermiştir ki sıkıntılarımız bir, sorunlarımız ortak. Çözüm kendimizde, birlik, mücadele ve dayanışmayı büyütmemizdedir. 1 Mayıs geleneğine her sene olduğu gibi bu sene de sahip çıktık ve çıkmaya da devam edeceğiz.
Yaşasın 1 Mayıs!
1 Mayıs’ın Öğretmenleri: İşçi Sınıfı
Son Eklenenler
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...
- Her Aralık ayında izlediğimiz asgari ücret tiyatrosu bu yıl çok daha trajik bir şekilde sonuçlandı. Resmi enflasyonun, TÜİK’in uydurma rakamlarıyla bile yüzde 47 olduğu, ENAG’a göre yüzde 87 olduğu bir süreçte asgari ücrete sadece yüzde 30 zam...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...
- İktidar ve sermaye sınıfının saldırıları böylesine ağırken işçilerin birlik olamayacağını düşünmek kime yarar sağlar? Bu düşünce doğru bir akıl yürütme yöntemi olabilir mi? Karşımızdaki yıkım tablosu, işçilerin birleşmek dışında bir çıkış yolu...
- İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez fabrikasında işçiler Tekgıda-İş Sendikası’nda örgütlendikten sonra gerekli şartları sağlamalarının ardından yetki başvurusunda bulunmuş ve hemen ardından 146 işçi işten atılmıştı. İşten çıkarmaların ardından...
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları, 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 6-10 Ocak günlerinde Türkiye genelinde iş bırakıyor. ASM çalışanları “Eziyet Yönetmeliği” olarak nitelendirdikleri...
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Rus yazar Tolstoy “acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyuyorsan insansın” der. Tolstoy’un bu ifadeleri özü itibariyle insanlaşmayı anlatır. İşçi sınıfı olarak, sömürücü efendilerden insanlık için insanlaşma...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...