Buradasınız
8 Mart Mücadele Bayrağı Daha Yukarılara…
Bostancı’dan bir kadın işçi
8 Mart 1857’de ABD’nin New York kentinde 40 bin dokuma işçisi, daha iyi çalışma koşulları istemiyle greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesinin ardından çıkan yangında çoğu kadın 129 işçi can verdi. Yanan ateş bir daha hiç sönmedi. O günden bu yana sınıf mücadelesinin tarihi kadın ve erkek işçilerin kanıyla yazıldı. Egemenlerin her geçen gün daha da vahşileşen saldırısı kadınıyla erkeğiyle işçi sınıfını bir araya getirdi. 8 Mart 1886’da tekstil işçisi kadınların “Eşit işe eşit ücret”, sendikalaşma ve oy hakkı için başlattıkları mücadele polis tarafından kana boğuldu. Ve 8 Mart işçi sınıfının militan mücadelesinin bedeli olarak her yıl bu mücadeleyi hatırlamak ve hafızamızı yeniden tazeleyerek mücadeleye daha sağlam zincirlerle bağlanmamız için haykırdığımız bir gün olarak kutlanmaya başlandı.
Bizler de, Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği olarak, yüzyıl önce yakılan mücadele ateşini körüklemeye devam ederek, derneğimizin Bostancı şubesinde Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kutladık. Sloganlar, konuşmalar, marşlar ve şiirler eşliğinde 8 Mart’ın yalnızca kadınlar günü olmadığını anlattık. Etkinliğimiz sınıf mücadelesinde yaşamlarıyla sonsuzluğa uğurladığımız sınıf kardeşlerimize saygı duruşumuzla başladı. Ardından derneğimiz adına temsilcimizin konuşması yer aldı. Sınıf mücadelesinde tarih boyunca kararlı adımlarıyla yürüyen kadınların bizlere bıraktığı mirasa sahip çıkma ve mücadele bayrağını kadınıyla erkeğiyle omuzlarımıza alma görevimiz olduğunu belirtti. Burjuvazinin unutturma ve yıldırma politikasına teslim olmamamız gerektiğini ve öfkemizi her geçen gün dünyayı bizlere zindan haline getiren burjuvaziye yönelterek, kurtuluşumuzun yolunun devrimden geçtiğini vurguladı. Kadınların devrim mücadelesinde yerlerini almaları gerektiğini, baskıdan, sömürüden ve ikinci cins olmaktan ancak bu yolla kurtulabileceklerini belirtti.
8 Mart 1857’den bu yana işçi sınıfından yana birçok şey değişti. Ama dünyamızı mahveden kâr sistemi ortadan kalkmadı. Aksine kapitalist sistem sömürü prangasını her geçen gün daha da kalınlaştırdı. Savaşlarda dünya toprakları yine işçilerin kanıyla sulanıyor. Açlık, yoksulluk verem mikrobu gibi işçileri kemiriyor. Greve çıkan işçiler yine polis baskısıyla, şiddetiyle ezim ezim eziliyor. Devletin sopası kafamızdan inmiyor. İş cinayetleri seri katil gibi, vampir gibi her gün canımızı almaya doymuyor. Ne saraylarda oturuyoruz ne de villalarda. Oturduğumuz evler sistemin kepçeleriyle başımıza yıkılmaya devam ediliyor. İşsizlik korkusu bir gün olsun yüreğimizi terk etmiyor. Krizler yine kapıda ve milyonlarcamızı yutmayı bekliyor. Şiddetini, baskısını ve sömürüsünü her geçen gün artıran kapitalist canavara karşı hedefimiz 1857’de de şimdi de aynıdır: İşçi sınıfının dünya ölçeğinde iktidarı ele alması! İşçi sınıfının kadını ve erkeği olarak rotamızı bu uğurda mücadeleye çevirmekten başka çaremiz yok.
Fabrikada Sıkıyönetim
İşçiler Hayatı 2 Saat Durdurdu
Son Eklenenler
- İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çalışan sağlık emekçisi Merve Kınar, geçtiğimiz günlerde erkek kardeşi tarafından defalarca bıçaklanarak vahşice katledildi. Bunun üzerine 16 Temmuz Salı günü hastanenin başhekimliği...
- İran’da 1979’dan beri hüküm süren zalim molla rejimi can almaya devam ediyor. Molla rejimi son olarak 45 yaşında bir kadına, Şerife Muhammedi’ye (Sharifeh Mohammadi) idam cezası verdi. Şerife’nin 10 sene önce yasal bir sendikaya üye olması, sendikal...
Bizler çeşitli fabrikalarda çalışan sendikalı kadın işçileriz. Çalıştığımız işyerlerinde birbirine benzeyen birçok sorunla mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Bunlardan bir tanesi yıllık izinlerimiz. Bazı fabrikalarda işveren...
- Sokak ortasında yürürken elektrik kaçağından ölmek kaza olarak görülemez. Gencecik insanların ölmesinin nedeni kamu hizmetlerine insan, toplum odaklı değil kâr odaklı bakan, parayı insan canının önüne koyan kapitalist zihniyettir. Bu zihniyet...
- Güney Kore merkezli Samsung Electronics’te toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması üzerine 8 Temmuzda 3 günlük greve çıkan binlerce işçinin mücadelesi sürüyor.
- Özellikle işçi sınıfının genel örgütlülük ve bilinç düzeyinin gerilediği, siyasi iktidarın her türlü kanunsuzluğu yapan patronların arkasında durduğu günümüzde, Eti Krom patronunun tutumu patronların ortak tutumu haline gelmiştir. İktidarın gücünü...
- UİD-DER Web TV, filmleriyle işçi sınıfını anlatan Ken Loach’u Türkiyeli işçilere anlatmak üzere “İşçi Sınıfının Yönetmeni Ken Loach: HANGİ TARAFTASINIZ?” adlı mini bir belgesel hazırladı. İşçi sınıfının bu büyük yönetmenini anlatan belgeselimizi...
- Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu Purmo Group'ta grev, 66. gününde kazanımla sonuçlandı. Elazığ’ın Alacakaya ilçesinde faaliyet gösteren Eti Krom AŞ’de, düşük ücretlere ve hak gasplarına karşı 1 Temmuzda iş bırakma eylemi başlatan maden...
- Sabahtan akşama kadar televizyon izlesek, kanal kanal gezip tartışma programlarına, dizi ve filmlere baksak hiçbirinde işçilere ve sorunlarına dair gerçekleri göremeyiz. Yüksek tirajlı gazetelerde, çok tıklanan haber sitelerinde işçilerin...
- Trafikte, toplu taşımada, market alışverişinde, hastane kuyruğunda, hatta yolda yürürken bile birbiriyle tartışan veya kavga eden insanlara şahit oluyoruz. Hatta bizler de kimi zaman bu tartışmaların bir parçası oluyoruz. Peki bu gerginlik nedensiz...
- Yaz aylarında havaların bir anda ısınmasıyla birlikte işyerleri adeta fırın gibi oldu. Gün içerisinde işçilerin sırtındaki ter birkaç kez kuruyor. İşte bu koşullarda her şeye rağmen Ramazan ve Kurban Bayramı tatilleri biz işçiler için bir can simidi...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden 1,5 yıl geçti. On bir kenti etkileyen depremlerde enkaz altında kalan on binlerce insanın ve yakınlarının feryatları günlerce dinmedi. Enkazdan sağ kurtarılabilecek binlerce insan, arama kurtarma çalışmalarının...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan ve Özçelik-İş Sendikasının örgütlü olduğu Yolbulan Metal fabrikasında çalışan işçiler Toplu İş Sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması üzerine 20 Haziranda greve çıkmışlardı. UİD-DER’li işçiler olarak bizler de...