Buradasınız
8 Mart etkinliklerinden
UİD-DER'li işçiler
Merhaba,
Öncelikle tüm işçi ve emekçi kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününü kutlarım. Birkaç sene önce annem bana sorardı: “Beni ve babanı ne kadar seviyorsun?” diye. Ben de derdim ki: “ikinizi de kuzey kutbuna kadar seviyorum…” Fakat sonradan öğrendim ki dünya düşündüğümden daha büyük ve farklı bir gezegenmiş. Bunu da UİD-DER’in düzenlediği etkinliklere katılarak öğrendim. Herkesin beraberlik yaratıp, şu kötü kapitalizmi kaldırıp, yerine sosyalizmi getirip, güzel bir dünyanın kurulmasını isterdim. Dünya çok büyük ama herkes birleşirse sosyalizmi kapitalizmin yerine koyabiliriz. Sosyalizm gelince herkes az saat çalışıp, çocuklarına vakit ayırabilir. Biraz da Dünya Emekçi Kadınlar Gününden bahsetmek istiyorum. Ben de şiir okudum. Adları da “Filistinli Çocuklar” ve “Merhaba” idi. Bu şiirleri okurken duygulandım. Okuduğum şiirde Filistinli çocukları anlatıyordum. İki kız çocuğu seksek oynarken donup kalıyorlardı. Ben çocukların ölmesini istemiyorum, şeker de yiyebilsinler. Nazım amcamın dediği gibi…
Biz bir aileyiz. Yaşasın UİD-DER.
Soğanlık’tan 10 Yaşında bir kız çocuğu
------------------------------------------------------
Merhaba arkadaşlar!
Ben Kağıthane’den iki çocuk annesi bir ev hanımıyım. UİD-DER’in Esenler temsilciliğinde 11 Mart Pazar günü düzenlenen 8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü şölenine katıldım. Derneğimizde böyle bir etkinlik düzenlenmesi çok güzel olmuştu. Ben bir gün önceden eşim dahil bir çok insanla “giderdin, gidemezdin” diye tartıştım. Neymiş efendim; “bizler ev kadınıymışız, çalışmıyormuşuz, çalışanlar gidermiş, bizler gidemezmişiz!” Öyle bir gideriz ki, hem de gümbür gümbür! Ben de çalışıyorum; eve para getirmesem de iki tane çocuk yetiştiriyorum. Bir de çocuklar ikiz olunca: okula başladılar, yoruyor haliyle. Ben kendimi ev kadını değil de, çalışan bir kadın olarak görüyorum. UİD-DER’deki programda sözü kadınlara verdiler. Konuşmak isteyen kürsüye çıktı ve konuştu. Ben konuşmalardan çok etkilendim, hele de çocukların konuşmaları yok mu! Herkesin bu tür programlara katılmasını isterim. Ben konuşma yapmadım, türkü söyledim, arkadaşlar oynadı. Sahneden indiğimde hâlâ titriyordum. Ben çok heyecanlandım. Çünkü ilk kez mikrofon almıştım elime. Bence herkes böyle etkinliklere mutlaka katılmalı.
Kâğıthane’den bir kadın emekçi
------------------------------------------
Merhaba dostlar. Geçtiğimiz gün UİD-DER’in bir etkinliği vardı. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü UİD-DER ailesi olarak hep beraber kutladık. Etkinlik, sunum ve müzik eşliğinde oldu. Sunumda 8 Mart’ın içeriğini, tarihsel gelişimini aktaran slaytlar ve UİD-DER’in daha önce yaptığı etkinliklerden görüntüler yer alıyordu. Tabii işçi sınıfının devrimci şiirleri de programda yerini almıştı. Etkinlikte hiçbir şey eksik değildi. Teknik ekibinden tutun, gelen misafirleri karşılamak için kapıda ellerinde karanfiller olan görevlilere kadar her şey yerli yerindeydi. Tüm insanlar müzik eşliğindeki sinevizyon görüntülerini ilgiyle izledi. İnsanların eşlik etmesi yüreklerindeki coşkunun dışa vurumuydu. Sunum sonunda insanların gözlerinin içi gülüyordu.
Sunumdan sonra hep beraber yemek yedik, sohbet ettik. Günün önemini vurgulayan konuşmalar oldu. 9 yaşında bir kız çocuğunun konuşması beni çok etkiledi. Şöyle diyordu küçük arkadaşım: “Biliyorum ki kadınlar işte, evde, sokakta, her yerde eziliyor. Aslında kadınıyla erkeğiyle işçi sınıfı olarak herkes eziliyor. İnsanlar aç kalmamak için çalışıyor, sömürülüyor. İnsanların üzerinde çok baskı var. Ben insanların artık ezilmesini hiç istemiyorum, baskı altında olmasını istemiyorum.” Derken gözlerinden inciler dökülmeye başladı. Onun gözlerinden inciler dökülürken bana sanki şunları söylediğini hissettim: “Sen mücadele eden abla, daha çok mücadele etmelisin benim de senin gibi büyümemi istemiyorsan, Hiroşima’daki çocuklar gibi yanıklarım olsun itemiyorsan, Irak’taki çocukların kulaklarında uğuldayan siren seslerini benim ve nicelerimizin duymasını istemiyorsan!” Küçüğüm senin ve daha nicelerimizin gözlerinden düşen incilerin hesabını elbet bir gün soracağız. Bizlere yapılanların hesabını elbet soracağız.
Etkinliğe katılan anneler türküler söyledi. Halaylar çektik. Marşlarımızı hep bir ağızdan söyledik. Sonunda üzerinde “işçiler birlik olsa dünya yerinden oynar” yazan kocaman bir pasta geldi ve hep berber omuz omuza işçiler birlik olsa dünya yerinden oynar diyerek zıplamaya başladık. Pastamızı da yedikten sonra işçi sınıfının uluslararası marşını, Enternasyonal’i söyledik. Etkinlik bitmişti ama kimse gitmek istemiyordu, herkes mutluydu ve gözler pırıl pırıl parlıyordu. Bir yandan da böyle güzel bir günün bitişinin burukluğunu yaşayarak ayrıldılar giderken. Ne çabuk geçti saatler, keşke hep burada kalsak, zaman hiç geçmese diyerek ayrıldılar. Teşekkürler UİD-DER, bizlere tarihimizi öğrettiğin için, bizlere insanlığı insanca yaşamayı öğrettiğin için sizleri seviyorum.
Esenler’den bir kadın işçi
8 Mart karanfilleri
21. Yüzyılda Kölelik
Son Eklenenler
- Ben kendi harçlığımı çıkarmak için yazları çalışan bir öğrenciyim. Hayat pahalılığından dolayı çalıştığım yerde bazen mesailere kalıyorum. Hem bedenen hem de psikolojik olarak o kadar çöküyorum ki o günlerde! Ruhumu dinlendirebileceğim, rahat bir...
- Fabrikamızda bir haftadır ek zam alabilmek için mücadele ediyoruz. Umut da cesaret de bulaşıcıdır derler. Biz çevremizdeki fabrikalarda işçi arkadaşlarımızın verdiği mücadelelerden etkileniyoruz. Onları yakından takip ediyoruz. Özellikle geçim...
- İşçiyi köle gibi çalıştırmayı kendilerine hak gören patronların pervasızlıkları, işçilerin haklarına yönelik saldırıları bitmiyor. Geçtiğimiz günlerde BİM (BİM Birleşik Mağazaları A.Ş.) Balıkesir Bölge Müdürlüğü, Balıkesir Bölge Deposu...
- Agrobay Seracılık’ta sendikalı oldukları için tazminatsız işten atılan işçiler direnişlerinin birinci ayında İstanbul’da Almanya Başkonsolosluğu önünde basın açıklaması yaptılar. Toplu iş sözleşmesinden doğan geriye dönük alacakları için eylemler...
- Libya’da 10 Eylülden bu yana etkili olan şiddetli yağış ve seller sonucunda meydana gelen felaketin boyutu giderek ağırlaşıyor. Libya’nın doğusunu vuran, 100 bin kişilik liman şehri Derne’nin büyük bir bölümünü sulara gömen sel felaketinde 10 binden...
- İsviçreli işçiler 16 Eylülde talepleri için meydanlara çıktı. İsviçre Sendikalar Federasyonu (USS) ve demokratik kitle örgütlerinin çağrısıyla Bern kentinde toplanan işçiler artan hayat pahalılığına karşı ücretlerin arttırılmamasına tepki gösterdi.
- Ben Bilecik/Bozüyük’te metal fabrikasında sendikalı olarak çalışan bir işçiyim. 2023-2025 yılları için yapılacak olan grup toplu iş sözleşmesi sürecinden geçiyoruz. Bugün oluşturulan taslak zaman zaman iyi gibi görünebiliyor. Ancak kesinlikle...
- DİSK’e bağlı Limter-İş Sendikası, tersane taşeronlarının sendikalarına yönelik saldırılarını protesto etmek için Tuzla Gemi Tersanesi önünde bir eylem düzenledi.
- Bu yaz gerek ülkemizde gerek dünyada sıcaklıklar artınca çalışma koşulları iyice zorlaşmıştı. Açık alanda güneşe direkt maruz kalan çalışanlarda sıcak çarpması, mide bulantısı ve başka rahatsızlıklar baş göstermişti. Benim çalıştığım şantiyede de bu...
- Ankara’da emekçi kadınlar olarak bir araya geldik, “Diren” filmini izledik. İşçi Dayanışması’nın 184. Sayısında, Emekçi Kadın köşesinde çıkan “Bu Hayatı Yaşamanın Başka Bir Yolu Olmalı…” yazısında anlatılanlar üzerine filmi merak etmiştik....
- İşçi sınıfının şairi Nâzım Hikmet’in bu dizeleri yazmasının üzerinden uzun yıllar geçti. Burjuvazi, ağır çalışma koşullarına ve düşük ücretlere razı edebilmek için işçi sınıfını yalanla beslemeye devam ediyor. Burjuvazi işçi sınıfına sopa göstererek...
- Birleşik Metal İşçileri Sendikası Gebze 1 No’lu Şube, 17 Eylülde, sendika yöneticileri, delegeler ve çeşitli sendikalardan, emek örgütlerinden, sosyalist partilerden konukların katılımıyla 15. Olağan Genel Kurulunu gerçekleştirdi. “Gelenekten...
- ABD’nin Detroit kentinde “3 Büyükler” olarak adlandırılan General Motors, Ford ve Stellantis otomobil fabrikalarında çalışan işçiler toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve gitti. 15 Eylülde, Birleşik Otomotiv İşçileri...