Buradasınız
8 Mart, Emekçi Kadınları Mücadeleye Çağırıyor
Gebze’den bir kadın işçi

Bu yıl da bir 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü daha geride bıraktık. Yıllar önce 40 bin dokuma işçisi kadının New York’ta yaktığı ateş hâlâ içimiz ısıtıyor. Çalışma saatlerinin düşürülmesi ve eşit işe eşit ücret talebi ile göğüsledikleri mücadele bugün hâlâ yakıcılığını korumaya devam ediyor. Bugün dünyanın birçok bölgesinde kadınlar sırf cinsiyetlerinden dolayı evde, işte, sokakta cinsiyetçi ayrımcılığın mağduru olmaya devam ediyorlar.
Ne yazık ki yaşadığımız topraklarda da bunun örneklerini her gün yeniden ve defalarca yaşıyoruz. Kriz dönemlerinde ilk kapı önüne konan biz kadın işçiler oluyoruz. Sigortasız, sendikasız, esnek çalışmanın alabildiğince yaygınlaştığı, kuralsızlığın kural olduğu fabrikalarda iş cinayetlerinde katlediliyoruz. Hem de pisi pisine.
Hepimiz hatırlarız. İstanbul’da yaşanan sel felaketinde servis aracı yerine kullanılan yük aracı içinde 7 kadın işçinin can verişini. Yine Bursa’da gece mesaisinden kaçmasınlar diye patronları tarafından fabrikaya kapatılan kadınların çıkan yangında yanarak can verişini. Temizliğe gittikleri evlerde tacize, tecavüze, maruz kalan, 9-10 katlı binalardan cam silerken aşağı düşen ev işçisi kadınlarımızı. Bunları hatırlıyoruz değil mi? Belki hayata dair her şey bizim çevremizde dönüyor ama somutta yok sayılıyoruz. Öyle ki, iş kazalarında bile adımız geçmiyor. Yaz aylarında doğdukları yerleri ekmek parası kazanmak için geride bırakıp yollarda hayatını kaybeden mevsimlik işçiler, cam silerken onlarca kat yüksekten düşüp hayatını kaybeden, sel felaketinde ölen kadınların yaşadıklarının hiçbiri iş kazası olarak geçmiyor kayıtlara.
Her gün gazetelerde kadın cinayetleri, kadına şiddet haberleri yer alıyor. Yani işte ezilen kadın bir de evde eziliyor. Kısacası kadın dünyaya geldiğinde hayata yenik başlıyor. Çıkarılan yasaların hiçbiri ne işte ne de günlük yaşantımızda biz kadınları korumaya dönük nitelikte.
O halde emekçi kadınlar olarak bizlere özgür olmak için New Yorklu tekstil işçisi kadınlar gibi gözümüzü budaktan sakınmadan mücadele etmekten başka yol gözükmüyor. Bizler fabrikalarda erkek işçi kardeşlerimizle birlikte sömürülüyor, birlikte eziliyoruz. Ancak onları da mücadelemize ortak ederek yaşadığımız bu düzenin bize biçtiği rolden kurtulabiliriz. Unutmayalım ki insanlığın özgürleşmesi kadının özgürleşmesine bağlıdır.
Örgütlü Mücadele Özgürleştirir!
THY İşçileri Grev Uyarısı Yaptı
27 Yaşında Gelen “Kaza”
Son Eklenenler
- Yaşanan her türlü baskı ve zorbalığa karşı, işçi sınıfı kendi saflarında gücünü birleştirmeli ve öfkesini doğru adrese yönlendirmelidir. 1 Mayıs bu birliğin ortaya çıktığı uluslararası bir mücadele günü olarak önemli bir yere sahiptir.
- 1980 darbesinin üzerinden 45 yıl geçti ama bıraktığı karanlık hâlâ silinmedi. O darbe devrimci hareketi ve örgütlü işçi sınıfını ezmek için yapıldı. Bugün hâlâ baskılarla karşı karşıyayız. Ama nasıl ki o karanlık günlerde Hasanlar, Haticeler...
- Her sene olduğu gibi bu 1 Mayıs’a da büyük bir titizlik ve ciddiyetle hazırlandık. UİD-DER ailesi olarak çocuklarımızla, gençlerimizle kadın erkek hep birlikte kapitalizmi teşhir ettik. Ekonomik, sendikal ve siyasal taleplerimizi dosta düşmana...
- İstanbul Sultangazi’de bulunan Bezmialem Validesultan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinin Okul Müdürü Refik Albayrak’a, İBB’nin dağıttığı ücretsiz yemeğin öğrencilere ulaştırılmasını sağladığı için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kınama cezası...
- Gebze Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Alman sermayeli ERLAU Metal fabrikasında işçilerin direnişi sürüyor. Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubede örgütlenen işçiler kod 46 ile işten atıldı. Direnişin 26. gününde UİD-DER’li işçiler...
- Bazı kayıplar vardır ki ifadesi mümkün olmaz, sanki bir parçamızı alıp götürür. Pazar günü emekçi bir abimizi, bir değerimizi, bir rengimizi, “bu ülkede barışı savunan bir kişi bile kalsa umut vardır” diyen, savunduğu değerlerin bedelini...
- Bu yıl 1 Mayıs’ta Kadıköy’de yan yanaydık! Yağmur da yağdı, çamur da vardı ama biz çocuk, yaşlı, genç, engelli, üniversiteli, liseli, emekli, kadın, işçi, emekçi oradaydık. Omuz omuza, yürek yüreğeydik…
- İzmir’de belediye işçileri birbiri ardına greve çıkıyor. Narlıdere Belediyesi işçileri 6 Mayısta grev başlattı, bir gün sonra talepleri kabul edildi. Konak Belediyesi işçileri ise 7 Mayısta greve çıktı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan...
- Bu 1 Mayıs’a kızım, torunum ve oğlumla katıldım. 1 Mayıs alanında çocuklarımın da yanımda olmasının heyecanımı ve mutluluğumu arttırdığını belirtmek isterim. Ben her yıl 1 Mayıs’a UİD-DER’le katılıyorum ve her zaman çok heyecanlanıyorum.
- TÜPRAŞ Rafineri'de kendilerine haber verilmeden taleplerinin çok altında zam oranlarına ve 3 yıllık sözleşmeye imza atılmasına tepki gösteren işçiler üretimi durdurarak, yürüyüş yaparak sözleşmeyi protesto etti.
- Hiçbir şey siyaset üstü değildir. Ekmekten suya, yediğimiz peynirin kalitesinden oturduğumuz evin sağlamlığına kadar her şey siyasetin içindedir. İş cinayetlerini “kader” diye yutturanlar, depremleri de “fıtrat” diye anlatıyorlar.
- Toplu İş Sözleşmesi (TİS) sürecinde olan belediyeler ile petrokimya sektöründeki fabrikalarda birer birer grev kararları alınıyor. İzmir’de Narlıdere Belediyesi işçileri grevin ilk gününde kazanım elde ederken Konak Belediyesinde 7 Mayısta grev...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü mücadelesi 1889’dan önce başlamıştı. Ancak 1 Mayıs 1889’da, 8 saat çalışma, 8 saat dinlenme ve 8 saat canımızın istediğini yapma talebiyle kitlesel olarak alanlara çıkıldı. 1 Mayıs bu başkaldırının ve daha adil bir...