Buradasınız
8 Mart’ta sınıfının yanında ve içinde kadın olmak
Gebze’den bir kadın işçi
Selam olsun tüm dünyada işçi sınıfının mücadelesinde yürekleri beraber çarpan dostlara. Bir 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü daha geride bıraktığımız şu günlerde, işçi sınıfında ve tüm emekçilerde yaratılmaya çalışılan problemli bir mantık var. 8 Mart, sınıflarından bağımsız olarak dünyadaki tüm kadınların, hediyeler alarak kutlayacakları bir gün olarak algılatılmaya çalışılıyor. Bu günü burjuvazi içini boşaltarak sadece bir tüketim gününe çevirmeye çalışıyor. Ama işçi sınıfının kazanımlarla ve kayıplarla dolu mücadele tarihine ışık tutmayı görev edinmiş sınıf kardeşlerimizin kurmuş olduğu UİD-DER’in Gebze temsilciliğinde düzenlenen 8 Mart etkinliğinde, bize gerçekler çok açık biçimde anlatıldı. 8 Mart’ın işçi sınıfının kadınları tarafından yükseltilen “eşit işe eşit ücret, insanca yaşamayı sağlayacak koşullar ve çalışma saatleri” talebiyle 1857’de Amerika’daki kadın tekstil işçilerinin –ve mücadelelerinde onlara her türlü katkıyı sağlayıp desteği veren erkek sınıf kardeşlerinin– başlattığı bir mücadele günü olduğunu gördük.
Sınıflı toplumlar tarihinde kapitalist üretim tarzına gelinene kadar daha geri planda görülen kadın emeği, kapitalistlerin ucuz işgücü ihtiyaçlarını gidermek için bir potansiyel olarak görüldüğü andan itibaren kapitalistler tarafından üretim sürecine doğrudan katılmıştır. Böylece bir taraftan kadın işçinin işgücü çeşitli bahanelerle (erkek işçiden daha verimsiz olduğu, daha güçsüz olduğu ya da kadın olmaktan kaynaklı fiziksel özelliklerinden ötürü) daha ucuza satın alınmıştır, bir yandan da ucuz kadın işgücüyle tehdit edilen erkek işçiler daha düşük ücretlerle çalışmaya zorlanmıştır. Bu anlamıyla kadını kapitalist üretime doğrudan sokan burjuvazi, kadın işçiler üzerinden çok büyük kârlar etmiştir ve etmeye devam etmektedir.
1800’lü yılların ikinci yarısından itibaren genel olarak işçi sınıfının ve özel olarak da kadın işçilerin örgütlü mücadeleyle elde etmeye başladıkları kazanımlar, 20. yüzyılda Ekim Devrimi sayesinde sıçramalı bir ilerleme kaydetmiştir. Ne var ki içinde bulunduğumuz dönemde, işçi sınıfının örgütlülüğünün her alanda zayıflamasına paralel olarak burjuvazi karşı atağını hızlandırmıştır. Bugün bu saldırıları hızlandıran ve sınıfımızla ilgili her şeyin içeriğini utanmazca boşaltan burjuvaziye karşı işçi sınıfının kadınıyla erkeğiyle vereceği en güzel cevap örgütlü sınıf mücadelesi olacaktır.
Burjuva ve küçük-burjuva feministler, yaşadığımız sorunları salt kadın olmamıza bağlamaya çalışsalar da, biz biliyoruz ki, hiçbir sorunumuz sınıfsal özünden koparılarak tarif edilemez. Çifte ezilmişlik ve çifte sömürü koşullarında yaşayan işçi sınıfının kadınlarıyla burjuva kadınların sorunları ortak değildir ve olamaz. Bizleri bu sömürü ve ezilmişlik koşullarından kurtaracak olan tek bir yol vardır, o da erkek sınıf kardeşlerimizle birlikte yürüteceğimiz bilinçli ve örgütlü mücadeledir. Bunun için yükselteceğimiz slogan şu olmalıdır: Sınıfını bil, örgütlü mücadeleye katıl!
Yılmaz Güney'in “Duvar” filmi
Son Eklenenler
- Türkiye’nin dört bir yanında sendikalaşmak isteyen işçiler çeşitli engellerle karşılaşıyor, işten atılıyor, baskıyla sindirilmek isteniyor. Bursa’da Öz İplik-İş Sendikası’nda örgütlendikleri için işten atılan ve direnişlerine devam eden Durak...
- Türkiye tarihindeki en büyük işçi katliamı olan Soma Katliamı davasında daha önce yargılanmayan 28 kamu görevlisi ilk kez hâkim karşısına çıktı. Katliamın 10. yılında görülmeye başlanan kamu davasının ilk duruşması 8 Mayısta Soma 2. Asliye Ceza...
- Merhaba işçi ablalarım, abilerim. Ben İzmir’de yaşayan bir lise öğrenciyim. Ben de UİD-DER ile 1 Mayıs’a katılmak için İstanbul’da yaşayan teyzeme geldim. İlk defa 1 Mayıs’a katıldığım için sizlerle duygularımı paylaşmak istiyorum.
- Bu sene de 1 Mayıs’ı ağır şartlarda karşıladık. Bir tarafta ekonomik yıkım diğer tarafta savaş, göç sorunu ve işsizlik. Biz işçilerin birikmiş nice sorunu bulunuyor, toplum nefessiz bırakılıyor. İşte bu şartlar altında UİD-DER işçilere umut oldu,...
- Türkiye’de işçiler, reel ücretlerin düşmesi, çalışılmış günlerin ücretinin dahi patronlar tarafından gasp edilmesi gibi sorunlarla boğuşuyorlar. Diğer taraftan sağlık emekçileri ticarethaneye dönüştürülen sağlık sisteminin dayattığı ağır iş yüküyle...
- Geçen gün metal işçisi arkadaşımla bir araya geldik. Çayımızı içerken sohbet etmeye başladık. Konumuz toplu iş sözleşmesiydi.
- İlk kez UİD-DER’le 1 Mayıs’a gelen arkadaşımız, 1 Mayıs’ın daha önce duyduklarından, anlatılanlardan bambaşka bir şey olduğunu söyledi. Kadınlar, çocuklar, işçiler el ele halaylar çektik, hepimiz kardeş gibiydik.
- Merhaba, ben İzmir de yaşayan bir gencim. İstanbul’a UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılmak için geldim. 1 Mayıs öncesi hazırlıklar için derneğe gittim. Çok sıcak bir ortam ve dayanışma duygusu sarmıştı her yeri.
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...