Buradasınız
“Ailem” Beni Reddetti
İstanbul Deri Organize Sanayi Bölgesinden bir işçi
Birçoğumuz tanık olmuşuzdur. “Biz burada bir aile gibiyiz. Her işimizi beraber yaparız” der patron. Sanırsınız ki fabrikaya ortak yapacak. Ama hakkınızı aramaya başladığınız andan itibaren külahları değişirsiniz. Dört yıldır çalıştığım işyerinde benim başıma gelen de buydu.
Bir sabah rahatsızlandığım için işe iki saat geç kaldım. Bunun için benden geç kaldığıma dair yazı istendi. Yazıyı yazmayınca saat ücretimden kesinti yapıldı. Ben de Cumartesi çalıştığım halde fazla mesai ücreti vermedikleri için itiraz ettim. Patronun cevabı şu oldu: “İstediğim yazıyı yazmadın. Halbuki sen burada yöneticisin. Ben kural koyduğumda sen öncülüğünü yapmalısın. Biz bir aileyiz. Böyle olmazsan nizamı nasıl sağlarım. Bu işyerinde kuralları ben koyarım, sen de uymak zorundasın. Bu kurallar herkes için geçerli” dedi.
Bu nasıl bir aileyse çalışan biz, kârı cebine atan patrondu. Kazandırdığımızı bizimle paylaştığını görmemiştik. Patronun söylediği gibi bir “yönetici” de değildim. Ben de idari bölümde çalışan bir işçiydim. Payeler vererek diğer beyaz yakalı işçileri kandırdıkları gibi beni de kandırmaya, diğer işçi kardeşlerimden ayırmaya çalışıyordu. Aslında sorun iki saat geç kalmam değildi. Bütün çabalarına rağmen onların istediği gibi bir işçi olmamıştım. Sürekli Cumartesi günlerini kırmızı kart gibi önlerine çıkartmam, haksızlıklara boyun eğmemem, işverenden yana değil işçiden yana olmam ve doğru bildiklerimi işçi arkadaşlarıma anlatmam “aile reisini” kızdırmış. İşimi iyi yapmam onlar için yeterli değilmiş, önemli olan “insani” değerlermiş! Onların değerlerine uygun olmadığım için benimle çalışmak istemiyorlarmış.
Bu insani değerlerinin ne olduğunu merak ettim: “İnsani değerlerden bahsediyorsunuz, biz bir aileyiz diyorsunuz fakat işçi hakkını arayınca da kibarca kapıyı gösteriyorsunuz. Bunun neresi insani?” dedim. Aslında onların insani değerleri yağcılık, dedikodu, işçi arkadaşının kuyusunu kazma, kaypaklık... Kışın ortasında işçiyi kapının önüne koymak.
Patronlar işe girdiğimiz andan itibaren işgücümüzü değil de hayatımızı satın almış gibi davranıyor. Onların değerlerine itibar etmediğin veya hakkını aramaya kalktığın zaman seni bir tehdit unsuru olarak görüyor ve işine son veriyorlar. Bütün bu haksızlıklara son vermek için patronlar sınıfının sömürü düzenine karşı mücadele etmeliyiz.
Sağlık, Ama Kime?
- Patronların Hak Arayan İşçiye Tahammülü Yok
- Xiaomi Salcomp’ta İşten Atmalar Protesto Edildi
- Hacettepe Üniversitesi’nde İşten Atma Saldırısı
- Ezberler ve Gerçekler: “İş Çok, İş Beğenen Yok!”
- Cumhuriyet Gazetesinde Sendikalı İşçi Kıyımı
- Esenyurt’ta A101 İşçisi Kod 46 ile İşten Atıldı
- 65 İşçiyi Daha İşten Çıkardılar
- Ekmekçioğulları Metal’de İşten Atma Saldırısı
- Özer Elektrik’te İşten Atmalar Protesto Edildi
- İşten Çıkarma Yasağı İşten Çıkarmayı Engelliyor mu?
- Akwel’de İşten Atmalara Karşı İş Durdurma Eylemi
- TPI Kompozıt’te İşten Atma Saldırısı
- VIP Tekstil’de İşten Atmalar Protesto Edildi
- DERİTEKS, Üyelerinin İşten Atılmasını Protesto Etti
Son Eklenenler
- DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan ile Genel-İş Sendikası Mersin Şube Başkanı ve DİSK Çukurova Bölge Temsilcisi Kemal Göksoy’un 26 Kasımda sabaha karşı bir ev baskınıyla gözaltına alınmaları üzerine DİSK...
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...