Buradasınız
Akkardan İşçilerinden Selamlar!
Akkardan’dan bir grup işçi

Direnişteki Akkardan işçilerinden sınıf kardeşlerimize selamlar!
Bizler Kocaeli/Gebze bölgesinde Akkardan fabrikasından atılan işçileriz. İşten atılma ve direnişe çıkma sürecimizi sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Akkardan yaklaşık 35 yıldır sendikalı olan, yaklaşık 360 işçinin çalıştığı bir işyeridir. Hemen her yerde olduğu gibi kriz dönemi bizim fabrikamızda da işçilerin sırtına bir yük olarak bindirilmek istendi. Krizin patlak vermesiyle birlikte bizlere önce izinlerimiz kullandırıldı. Hemen ardından kısa çalışma uygulaması başladı. Bizler sendikalı işçiler olmamıza rağmen kimsenin işsiz kalmaması için bu süreçte patron tarafından dayatılan tüm bu uygulamaları kabul ettik. Bildiğiniz gibi kısa çalışma 6 ay uygulandıktan sonra bakanlar kurulu kararı ile ikinci bir altı ay daha uygulanabiliyor. Bizim de yaşadığımız bundan farklı olmadı. İkinci altı aylık kısa çalışma dönemi, aslında patronun işçilerin üretmelerine ihtiyaç duyduğunu ancak para ödemek istemediğini daha da iyi anladığımız bir dönem oldu. Yapılan 3 günlük çalışma 4 güne çıkarıldı. Tabii böyle olunca fazla mesailer için ücret ödenmesi gerekiyordu. Patron bundan da bir çıkış yolu buldu elbette. Fazla mesailer karşılığında ücret ödenmesi yerine izin verme önerisi ile geldi. Olması gereken bir fazla çalışma günü karşılığında iki izin günü iken, bunu bire indirme önerisinin gelmesi de gecikmedi. Tüm bu olanlara her ne kadar kimsenin işsiz kalmaması kaygısı ile karşı çıkamasak da hiç sesimizi çıkartmadık da denemez. Tepkisiz kalamayacağımız anlar gelip kapımıza dayanmıştı. Şubemizde yaptığımız bir toplantının sonucunda pasif eylem yapma kararı aldık. Pasif eylem dediğimiz, yemekhanede ve iş giriş çıkışlarında alkışlı protestolardı. Vermeye çalıştığımız tepki bizlerin moralini ve mücadele azmini yükseltmeye başlamıştı ki, bu sefer sendika genel merkezimiz fabrika içinde yaptığımız bu eylemi onaylamadığını temsilciler aracılığı ile bizlere iletti. Ve böylece bu eylem de başlar başlamaz sona erdirilmiş oldu.
Bu arada ikinci altı aylık dönem de bitiyordu, bakalım başımıza daha neler gelecek derken 96 işçinin ve 12 idari personelin ücretli izne çıkarıldığı açıklandı. Bunda kötü olan ne diyebilirsiniz. İki güne kalmadan fark ettik ki patronun derdi bizleri ücretli izne falan göndermek değil, fabrikadan bir şekilde uzaklaşmamızı sağlayarak işten atmakmış. Bunu noter kanalı ile evlerimize gönderilen tebligatlar sayesinde, ama bir başımıza iken öğrendik.
Deneyimli işçi arkadaşlarımız hemen duruma müdahale ederek hepimize ulaştı. Daha tebligatlar ortada yokken, böyle bir durumla karşılaşabileceğimiz konusunda bizleri uyardılar ve hazırlıklı olmamız gerektiğine bizleri ikna ettiler. Bu sayede komitelerimizi oluşturarak gerekli işbölümünü aramızda yapma fırsatımız oldu. İlk tebligatların gelmesi ile komitemiz bizleri toplayarak bu duruma karşı atacağımız adımları kararlaştırmamızı sağladı. Atılan işçiler olarak sendikada yaptığımız toplantılarla sendika yönetimine de atılmalara karşı sessiz kalmayacağımızı ve sonuna kadar direneceğimizi göstererek işyeri önünde direnişimizi başlattık.
Direnişimizin ilk günlerinde çeşitli zorluklara göğüs germek zorunda kalsak da fabrikadan henüz atılmamış olan arkadaşlarımızın desteği bizlerin kazanacağımıza olan güvenimizi pekiştiriyor. Önümüzde zorlu bir mücadele sürecinin bizleri beklediğinin farkındayız. Bunu aşabilmenin tek yolu kararlı bir mücadele vermekten ve sınıf dayanışmasını örebilmekten geçiyor. Biliyoruz ki bu saldırılar sadece bizlerle sınırlı kalmayacak. Hemen ardımızdan yine sendikamızın örgütlü olduğu Isuzu fabrikasında yaşanan işten atılmalar sınıfımızın yüz yüze bulunduğu saldırının boyutlarını gösteriyor.
Sizlere ve sizler aracılığı ile sınıf kardeşlerimize seslenmek istiyoruz. Gün mücadele günüdür. Gün sınıf dayanışmasını örme günüdür. Mücadeleye girişmek için işten atılmayı beklemek büyük bir hatadır. Patronlar kendi kârları dışında bir şey düşünmezler. Onların iyi niyetli oldukları ya da aynı gemide olduğumuz yanılsamasına asla kapılmayalım. Her an atılmalarla yüz yüze gelecekmiş gibi hazırlığımızı yapalım, işyeri komitelerimizi oluşturalım. Sendikalarımızı boş binalar olarak bırakmayalım. Onlara sahip çıkabilecek ve gerçek niteliğini kazandırabilecek olan yalnız ve yalnız biz işçileriz. Tek silahımız birliğimizden gelen gücümüzdür.
Yaşasın Akkardan direnişimiz!
Yaşasın sınıf dayanışması!
- Kütahya Şeker Grevi 3’üncü Gününde
- İşçiler Sendika Düşmanlığına Karşı Mücadele Ediyor
- Omsa Metal İşçileri Sendika Hakları İçin Direnişte
- Cam İşçileri Grevde, İzBB İşçilerinin Direnişi Sonuç Verdi
- Sefalet Zammı Dayatmasına, İşten Atmalara Karşı İşçi Mücadeleleri
- Soygun Değil de Ne?
- İzmir’de Grevci İşçiler Sefalet Dayatmasına Hayır Dedi
- DYO Boya Grevi Kazanımla Sonuçlandı
- İşçiler, Emekliler Sefalet Dayatmasına Karşı Mücadeleyi Büyütüyor
- Buca Belediye İşçilerinin Anlattıkları
- Çiğli Belediyesinde İşten Atılan Kadın İşçilerin Mücadelesi Sürüyor
- Kamu Emekçileri, Öğretmenler, İşçiler Mücadele Ediyor
- Polonez İşçilerine Selam Olsun
- Bize Ekmek Yoksa Size Pasta Yok!
- Buca Belediyesi İşçileri Ücret Gaspına Karşı İş Bıraktı
- Hak Gasplarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçi Mücadeleleri
- Reckitt İşçilerinin Grevi Kararlılıkla Sürüyor
- İzmir Belediye İşçilerinin Grevi Bitti Ama Grev Nefreti Bitmedi
- Bayramın Üçüncü Gününde KRT İşçileriyle Dayanışma
- KRT Çalışanlarından Eylem
Son Eklenenler
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...