Buradasınız
Alın Verin Ekonomiyi Canlandırın!
Gebze’den bir işçi
Kapitalist dünya sisteminin krizi ve patronların koşulsuz kâr hırsı biz işçi-emekçilerin yaşam standartlarını her geçen gün düşürüyor. Yaşadığımız bu topraklarda işsizlerin sayısı rekor düzeylerde artarken, bir de kriz gerekçesiyle işten atılıyoruz ve bu da yetmezmiş gibi var olan haklarımız gasp ediliyor. Ev kirası, yol parası, su, elektrik, doğal gaz, telefon ve yaşamamız için gereksinim duyduğumuz temel gıda maddelerine zamlar gelirken, ücretlerimiz yerinde sayıyor.
İş bulup çalışmanın, evine ekmek parası götürebilmenin çoğu insan için bir hayal olduğu günümüzde, bir de bu temel gerçeklikle alay edenler var. Bunlardan ilki “Kriz Varsa Çare de Var, Evde Durma Pazara Çık” kampanyasıydı. İkincisi ise “Alın Verin Ekonomiyi Canlandırın” kampanyası oldu. Peki, bu kampanyaları başlatanlar kimler? Birinci kampanyayı TOBB, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, TESK, TİSK, KAMU-SEN, TİM, TÜSİAD, MÜSİAD gibi kuruluşlar başlattılar. İkincisi ise Türkiye Reklam Konseyinin ve çeşitli reklam derneklerinin imzasını taşıyor.
Bu kampanya kapsamında televizyonlarda reklamlar yapılıyor ve çeşitli mesleklerden ünlüler rol alıyor. Örneğin Merkez Bankası eski başkanı Yaman Törüner, rol aldığı kampanya filminde şunu söylüyor: “Oyuncak sadece çocukları değil bütün ülkeyi sevindirir. Oyuncak satıldıkça oyuncakçı evine ekmek götürür. Ekmek yapmak için fırın yandıkça fırıncı da, unu üreten de, buğdayı yetiştiren de kazanır. Sonuçta bütün evlerin ocağı tüter, bütün ülke kazanır. Böylelikle krizin son etkileri de ortadan kaybolur. Yüzü gülen bir ekonomi için gelin siz de bir oyuncak alın.”
Aslında işçiler olarak sınıf çıkarlarımızın farkında olmadığımız ve örgütlenmediğimiz takdirde onların bu sahtekârlıklarını yutacağız. Dikkatimizi çekti mi? Sınıf kardeşlerimiz bu krizle birlikte evsiz kalırken, akşamları aç yatarken, işsizlikten cinnet geçiriyorken patronlar sınıfı ve onların uşakları hiç servetlerinden fedakârlık gösterdi mi? Hayır. Onlar yine kendi düzenlerinin sürmesi için çok çalıştılar. Meclisten kölelik yasaları geçiriliyor ve var olan sosyal haklarımız patronlara peşkeş çekiliyor. Tüm bunlar gözümüzün önünde cereyan ederken bizleri de bu kampanyalarla uyutmaya çalışıyorlar. Eğer uyumak ve uyutturulmak istemiyorsak sınıfımızın örgütlü sesini yükseltelim, onun gücüne inanalım. Ancak bu sayede patronların kâr düzeni olan kapitalizmi ortadan kaldırabilir, saltanatlarını bir yumruğumuzla devirebiliriz.
İşçi Dayanışması Ağını Örelim!
- Bu Kandırmacalara Verilecek Cevabımız Var!
- İşçi Sınıfının Yareni Kim?
- Kapıldığımız Trendler ve Gerçek Sorunlarımız
- Her Yer Bizim Düzenimiz Olsun Diye
- Neden Bu Kadar Stresliyiz?
- “Beni Bırak, Gözünü Bebekten Ayırma Sakın”
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
Son Eklenenler
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...