Buradasınız
Reklam Deyip Geçmeyelim!
Ankara’dan genç bir işçi

Bir insanın günde ortalama 5000 ila 10000 reklama maruz kaldığı tahmin ediliyor. Sizce bu durumun üzerimizde nasıl sonuçları oluyor? Bu düzenin sahipleri, düşünce biçimimizi ve alışkanlıklarımızı belirliyor, zihinlerimizi çöplüğe çeviriyor. Günlük rutinimizi düşünelim. Sabah yataktan çıkmadan elimiz ilk olarak telefona gidiyor. Eşimizden, çocuğumuzdan önce telefondaki reklamlar bize “günaydın” diyorlar. Artık sokaklar, caddeler, apartmanlar, duvarlar, otobüsler, trenler, taksiler, duraklar hatta bizzat insanlar birer reklam panosu! Üzerinde reklam olmayan çanta, tişört, ceket vs. yok!
Peki, bu reklam bombardımanı altında düzenin egemenleri bize ne anlatıyorlar ya da neyi anlatmıyorlar? Mesela bugün Üçüncü Dünya Savaşı milyonlarca insanın hayatını cehenneme çeviriyor. Ekonomik kriz tüm dünyada işçileri vuruyor. 1 milyar insan aç başladığı günü yine aç bitiriyor! Gençler iş bulamıyor. Gelecek kaygısı, baskılar, yasaklar sürekli artıyor. Türkiye’de milyonlarca insan rejimin saldırılarına “artık yeter” diyerek sokağa çıkıyor, boykot çağrıları yapılıyor. Ama bu kıyametin ortasında karşımıza çıkan sonu gelmez reklamlar, tüm bunlar yaşanmıyormuş, hayat tozpembe akıp gidiyormuş gibi bizi satın almaya, tüketmeye, bahsettikleri ürünleri alarak “hayatın tadını çıkarmaya” çağırıyor. Savaşa ilişkin bir haberin ardından çıkan bir reklamda “daha fazlasını iste, hedeflerine odaklan, eğlen, tadını çıkar” mesajları veriliyor. 45 saniyelik videolardan ibaret de değil reklamlar. Bugün piyasada satılan kitapların çoğu, televizyon ve internet dizileri, filmler, müzikler de aynı role sahipler. Sermaye sınıfı takım çantasındaki bütün alet edevatıyla sürekli aynı masalları anlatıyor. Emekçilerin zihinlerine zehir ekerek bireyciliği ve bencilliği öven mesajlar veriyor. Tüketim arzusunu, bireysel kurtuluş hayallerini körüklüyor.
Mesela 8 Mart yaklaşırken yayınlanan reklamlarda kadınların gücünden, liderlik vasfından bahsediliyor, “kadınlara mücevher hediye edin” mesajı veriliyor. Ama her gün öldürülen kadınlardan, çifte sömürüden, eşitsizlikten bahseden olmuyor. Hayatımızı kuşatan reklamlar, kapitalizmin ne kadar akıl ve insanlık dışı bir sistem olduğunun ve çürümüşlüğünün kanıtıdır. Sinsice kurgulanan ve emekçileri kolayca tuzağına çekebilen bu reklamlar, kapitalizmin yarattığı akıl almaz çelişkileri unutturuyor. Düzenin egemenleri işçi ve emekçileri duyarsızlaştırmak, yalnızlaştırmak ve oyalamak istiyorlar. Onların bu sinsi tuzaklarına karşı koyabilmek için bu tuzakların farkında olmak, birlik olmak, birlikte düşünüp işçi sınıfının çıkarları temelinde hareket etmek önem taşıyor.
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- “60 Bin Maaşla Çoban Bulunmuyor.” Yersen!
- Bu Kandırmacalara Verilecek Cevabımız Var!
- İşçi Sınıfının Yareni Kim?
- Kapıldığımız Trendler ve Gerçek Sorunlarımız
- Her Yer Bizim Düzenimiz Olsun Diye
- Neden Bu Kadar Stresliyiz?
- “Beni Bırak, Gözünü Bebekten Ayırma Sakın”
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- “Babamıza Bile Güvenemeyecek miyiz?”
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- Yalnızlık ve Korku Duvarını Hep Birlikte Yıkalım!
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
Son Eklenenler
- Soma Madenci Katliamının 11. yılında başta Soma’da olmak üzere çeşitli anma programları gerçekleştirildi.
- Bu 1 Mayıs’ta da her şeye rağmen alanlardaydık. “Yağmur Çamur Yağsa da Kış Kıyamet Kopsa da Biz Buradayız” dedik. İşçiler, emekçiler olarak, işçi sınıfının gençliği olarak alanlara çıktık. Biz de UİD-DER kortejinde Kadıköy’deydik. Yağmura ve soğuğa...
- 2025 1 Mayıs’ını büyük bir coşkuyla kutladık. Alanda olmak bana tarifsiz bir cesaret verdi. Binlerce işçiyle tek ses olmak, tek yumruk olmak en güzel duyguları yaşatıyor.
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu rüzgâr tribünleri için kanat üretimi yapan Amerikan menşeli TPI Compozit’in İzmir Menemen ve Çiğli’de bulunan fabrikalarında 13 Mayısta grev başladı.
- Somayı hatırlamak demek haksızlıklara, adaletsizliğe, sömürü düzenine karşı örgütlenmek demektir. Soma’yı hatırlamak demek hesap soracağımız günleri yakın eylemek için mücadele etmek demektir.
- Soma Katliamının üzerinden 11 yıl geçti. Soma’nın ardından Ermenekler, Torunlar, Hendekler, Amasralar, İliçler devam etti, ediyor. Erol Eğrekler katlediliyor, holdingler işçilerin kanıyla büyüyor. Patronlar siyasi iktidardan aldıkları güçle iş...
- DİSK, KESK, TMMOB, TTB, İstanbul Barosu ve İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla, güvenlik görevlileri tarafından dövülerek katledilen işçi Erol Eğrek için 12 Mayısta Çalık Holding önünde eylem düzenlendi. Eyleme sendikalar,...
- Merhaba dostlar. 1 Mayıs’ı geride bıraktık. Bizler de genç işçiler olarak 1 Mayıs’ta UİD-DER’le birlikte alanlardaydık. Sınıfımızın saflarında olmanın heyecanını yaşadık. Duygularımızı sizlerle de paylaşmak istiyoruz.
- Erol Eğrek’in katledilmesinin sorumlusu yalnızca Çalık Holding değildir. Mahkeme kararına rağmen işçinin kazanılmış hakkını 10 yıldır ödemeyen Çalık Holding’e hiçbir yaptırım uygulamayan; patronları denetlemeyen, adaletsizlik ve cezasızlığı temel...
- Yaşanan her türlü baskı ve zorbalığa karşı, işçi sınıfı kendi saflarında gücünü birleştirmeli ve öfkesini doğru adrese yönlendirmelidir. 1 Mayıs bu birliğin ortaya çıktığı uluslararası bir mücadele günü olarak önemli bir yere sahiptir.
- 1980 darbesinin üzerinden 45 yıl geçti ama bıraktığı karanlık hâlâ silinmedi. O darbe devrimci hareketi ve örgütlü işçi sınıfını ezmek için yapıldı. Bugün hâlâ baskılarla karşı karşıyayız. Ama nasıl ki o karanlık günlerde Hasanlar, Haticeler...
- Her sene olduğu gibi bu 1 Mayıs’a da büyük bir titizlik ve ciddiyetle hazırlandık. UİD-DER ailesi olarak çocuklarımızla, gençlerimizle kadın erkek hep birlikte kapitalizmi teşhir ettik. Ekonomik, sendikal ve siyasal taleplerimizi dosta düşmana...
- İstanbul Sultangazi’de bulunan Bezmialem Validesultan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinin Okul Müdürü Refik Albayrak’a, İBB’nin dağıttığı ücretsiz yemeğin öğrencilere ulaştırılmasını sağladığı için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kınama cezası...