Buradasınız
Ankara’da “Kadınlar Mücadelede Önde” Şiarını Yükselttik
Hacettepe Üniversitesi’nden bir işçi
Bundan tam 155 yıl önce, 1857 yılında, Amerika’da, daha iyi yaşam ve çalışma koşulları, eşit işe eşit ücret, iş saatlerinin kısaltılması talepleri için mücadele eden 129 kadın tekstil işçisi, kapıları üzerlerine kilitlenen fabrikada yanarak can verdi. Burjuvazi ve onun polisi, grevdeki kadın işçileri çalıştıkları fabrikaya kilitlemiş, bu sırada fabrikada bir yangın çıkmış ve kadın işçilerden 129’u korkunç bir şekilde can vermişti. Bu olaydan yıllar sonra, 1910’da, işçi sınıfının önemli kadın önderlerinden Clara Zetkin, Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda bu olayın meydana geldiği 8 Mart’ın Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü olarak anılmasını önerdi ve bu öneri kabul edildi. O günden bu yana da işçi sınıfının kadınları her 8 Mart’ta alanlara çıkarak haklı taleplerini haykırmaya başladı. İşçi kadın mücadele alanında elbette yalnız değildi, çünkü kadının özgürlüğü işçi sınıfının kadınıyla erkeğiyle birlikte verdiği mücadeleyle mümkün olacaktı. Bu yüzden öncü erkek işçiler de mücadele alanlarında kadınların yanında saf tutmaya ve aynı talepleri dile getirmeye başladı.
Bizler de 11 Mart Pazar günü temsilciliğimizde UİD-DER Kadın Komitesi’nin “Emekçi Kadınlar Mücadelede Önde” şiarıyla yürüttüğü hazırlıklar kapsamında yaptığımız 8 Mart etkinliğimizle işçi sınıfının kadınlarının mücadele tarihini hep birlikte bir kez daha öğrendik, hatırladık ve dersler çıkardık.
Etkinliğimiz UİD-DER işçi korosunun seslendirdiği ezgilerle başladı. Ardından 8 Mart’ın tarihini anlatan kısa bir sinevizyon gösterimi yapıldı. Sonrasında ise kadın işçilerin vermiş olduğu mücadelelerden kesitlerin anlatıldığı, şiirlerin ve şarkıların okunduğu sunum bölümüne geçildi. Son olarak da işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’a katılım çağrısı yapılarak etkinliğimiz sona erdi. Etkinliğimize metal, sağlık, temizlik, büro, eğitim ve inşaat sektöründen işçilerin yoğun katılımı oldu. Etkinliğimiz sonrasında her birimizin elleriyle hazırlayıp getirdiği yiyeceklerden soframızı kurduk ve hem karnımızı doyurduk hem de bol bol sohbet ettik.
Etkinliğe katılan pek çok arkadaşımız ilk defa duyuyor ve görüyordu 8 Mart’ın gerçekten ne olduğunu, neyi ifade ettiğini. Çünkü burjuvazi 8 Mart’ın “emekçi” özünü hafızalarımızdan silmeye çalışıyor. Anneler Günü, Sevgililer Günü, Babalar Günü gibi bir ticari anlam yüklemeye çalışıyor ve ne yazık ki pek çok insan da bu günü böyle algılıyor. Bu noktada gerçekleştirdiğimiz etkinlik oldukça anlamlı ve önemliydi. Hele de bugün artık pek çok emek örgütünün, sendikanın bile 8 Mart’ı “Kadınların Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü” olarak dile getirdiğini, “emekçi” vurgusundan kaçındığını düşünürsek daha da önemli hale geliyor.
155 yıl önce New York kentinde yanarak can veren 129 kadın işçi daha iyi yaşam ve çalışma koşulları, eşit işe eşit ücret, iş saatlerinin kısaltılması ve çocuklarına daha güzel bir gelecek bırakmak için mücadeleye atılmışlardı. Bugün bizler, işçilerin yıllar önce uğruna canlarını vererek kazandığı bu hakları örgütsüzlüğümüz nedeniyle bir bir yitiriyoruz. Ancak o 129 kadın işçi bize ne yapacağımızı bir kez daha gösteriyor: örgütlenmek ve mücadeleye atılmak. Burjuvazinin saldırganlığına, kadınlara yapılan haksızlıklara, cins sömürüsüne, çifte ezilmişliğe karşı durabilmek ve işçi sınıfının gerçek kurtuluşunu inşa etmek için bugün de derneğimiz UİD-DER bize bu yolu gösteriyor.
Sivas Davasının Zaman Aşımına Tepki
Amylum Nişasta İşçilerini Ziyaret Ettik
Son Eklenenler
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...
- Bombalarla yerle bir edilen Gazze’de artık ne sokak kaldı ne okul ne hastane… Ölüm çok, açlık derin… Açlığın ne olduğunu bilenler, “Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin” der. Çünkü açlık, insanın canının yavaş yavaş çekilmesidir, gözünün gördüğüne...
- İzmir Gaziemir Serbest Bölgede üretim yapan Digel Tekstil fabrikasında, sendikalı çalışmak istedikleri için işten atılan 15 işçinin direnişi devam ediyor. 14 Ağustosta TEKSİF Ege Bölge Temsilciliğinde, direnişçi işçiler ve sendika temsilcileri bir...
- İsrail devleti, Filistin halkına yönelik saldırılarını sürdürerek savaşın alevlerini büyütmeye devam ediyor. Dünyanın dört bir yanındaki işçi ve emekçiler ise emperyalist savaşa karşı öfkelerini dile getiriyor, savaşın ortasında kalan sınıf...
- Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan, üreten, hizmet sağlayan, zenginlikleri var eden biz değil miyiz? Aynı sorunlarla boğuşan biz değil miyiz? Çürümeden, yozlaşmadan kurtulmak, nefes almak isteyen biz değil miyiz? Birbirimize ihtiyaç duyan biz...
- KESK, Ağustos ayının ilk haftasında alternatif TİS masası kurarak 2026-2027 Toplu Sözleşmesinde kamu emekçilerinin taleplerini duyurdu. İktidarın ilk zam teklifini açıkladığı gün Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaparak teklifi protesto etti. 13...
- İsrail devleti Filistin halkına yönelik saldırılarını her geçen gün arttırıyor. Filistin halkı yalnızca bombalarla, kurşunlarla değil abluka nedeniyle açlıkla da mücadele ediyor. Bölgede gıdaya erişim neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak İsrail...
- Sırbistan’da geçtiğimiz yıl Kasım ayında Novi Sad şehrindeki bir tren istasyonunda meydana gelen çökme sonucu 16 kişi hayatını kaybetmişti. Yolsuzluk ve ihmalin yol açtığı bu felaketin üzerinden 9 ay geçti, ancak öğrenciler ve işçilerin öfkesi...
- Geçtiğimiz ay Emekçi Kadın köşemizde, 1840’lı yıllarda Ignaz Semmelweis adlı genç bir doktorun annelerin hayatını kurtaran mücadelesine yer vermiştik. Zorluklara, engellere, baskılara rağmen doğru bildiği yolda yürüyerek kadınların ve bebeklerin...
- Bundan 1162 yıl önce, 863’te köleler Abbasi İmparatorluğuna isyan ettiler ve bataklığın ortasında bir şehir kurdular. Bu şehrin adı El-Muhtare idi, yani “Özgürlük Kenti”… Bu bölge, Dicle ve Fırat nehirlerinin Basra Körfezine dökülmeden önce...
- 4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi kapsayan toplu sözleşme sürecinde iktidarın ilk zam teklifi 2026 yılının ilk 6 ayı için yüzde 10, ikinci 6 ayı için yüzde 6; 2027’nin ilk 6 ayı için yüzde 4, ikinci 6 ayı için yüzde 4 olmuştu. İkinci...
- Kamu emekçilerinin 2026–27 yıllarını kapsayacak toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başladı. Yaklaşık 6 milyon kamu emekçisi var ve aileleri ile birlikte düşünüldüğünde 20 milyon insanı ilgilendiren bir süreç başladı. Kamu işvereni yani devlet, 2026’nın...
- İşçi Dayanışması’nın sayfalarında dünyadan işçi mücadelelerine, yüz milyonlarca işçinin katıldığı grevlere, farklı millet ve inançlardan yüz binlerce emekçinin bir araya geldiği Filistin’le dayanışma eylemlerine, ülkeden ülkeye yayılan emekçi...