Buradasınız
Arslanlı Örme İşçisinden Mektup
Arslanlı Örme’de işten atılan bir işçi

Merhaba. Ben 5 yıl boyunca Arslanlı Tekstil’de çalıştım. Bizim fabrikamızda da birçok sorun vardı. En başta gelen sorunumuz aldığımız ücretlerdi. Fabrikada bulunan 640 işçinin büyük bir çoğunluğu asgari ücrete çalışıyordu. Üstelik ücretlerimiz zamanında ödenmiyordu. Sürekli 5-10 gün gecikiyordu. Aldığımız fazla mesai ücretleri birçok fabrikada olduğu gibi maaş bordromuza yansımıyordu ve elden veriliyordu. Dolayısıyla SGK primlerimiz eksik yatırılıyordu. İşlerin yoğun olduğu dönemlerde 15 saat çalışıyorduk. Bazen de sabahlayarak 24 saat çalışıyorduk. Fazla mesailer dayatılıyordu. Hiçbirimize “mesaiye kalmak ister misin” diye hiçbir zaman sorulmazdı. Akşam paydos saatine yakın mesaide olduğumuz söylenirdi ve kalmamak gibi bir durum mümkün olmazdı. Gündüz mesai saati içerisinde herhangi bir işimiz olduğunda izin almak oldukça zordu. İzin almayı başardığımızda ise aldığımız izin günleri yıllık izinlerimizden düşürülüyordu. Böylelikle yıllık izinlerimiz tükenmesin diye çoğu zaman izin istemezdik. 2010 ve 2011 yıllarına ait ikramiyelerimiz ödenmedi. 1 yılda 3 yarım maaş ikramiye almamız gerekiyordu. Daha sonra ödeyeceklerine dair söz verdiler ama hiçbir şekilde ödemediler. Yaşanan bu sorunlar karşısında yapılan haksızlığa tepki gösteren arkadaşlarımızı ise çeşitli sebepler göstererek işten attılar. Birlik olmadığımız için işçi arkadaşlarımıza sahip çıkamadık.
Bunca haksızlık yetmiyormuş gibi 23 Aralık 2011’de işimize son verildi. 640 işçi işsiz kalmıştık. Patronun açıklaması şuydu: “Yaşadığımız ekonomik sorunlar yüzünden iflas ettik.” Öğlen saatlerinde bize bu açıklama yapılmıştı. Yapılan açıklamanın ardından bizler fabrikayı terk etmeme kararı aldık. Çünkü hiçbirimizin maaşları, fazla mesaileri, ikramiyeleri ve kıdem tazminatları ödenmemişti. Hepimizin çoluk çocuğu vardı ve kira ödüyorduk. Sağa sola borcumuz vardı. İçinde bulunduğumuz durumu hep bir ağızdan dillendirdik. Gösterdiğimiz tepkilerin ardından patronlarımız Erol Kaynar ve Murat Kaynar bir açıklama yaptılar. Bizlerin mağdur olmaması için gereken her şeyin yapılacağına, yani bütün alacaklarımızı Ocak ayının 26’sında vereceklerine dair şeref ve namus sözü verdiler. Aradan geçen bir aylık sürenin ardından alacaklarımızı almak için fabrikaya gittiğimizde patronlarımızı bulamadık ve anladık ki bunların şeref ve namus sözlerine güven olmazmış. Ama biz yine güvenerek bu sefer Şubat ayının 7’sine gün aldık. O gün ne yapıp edip paralarımızı kesin vereceklerdi. Bir kez daha söz verdiler. Verilen bu tarihte yine fabrikaya gittik. Ama maalesef yine verilen söz tutulmamıştı. Bu seferki bahane ise “kredi alamadık, fabrikayı satamadık, fabrikayı sattığımız zaman sizin paranızı vereceğiz. Şubat ayının sonuna kadar paralarınızı vereceğiz. Eğer bu tarihe hazırlayamazsam en geç Mart ayının 15’inde bütün alacaklarınızı ödeyeceğim. Gerekirse mafyadan, çeteden alacağım bu parayı, sizi mağdur etmeyeceğim” diyerek bizleri bir kez daha kandırdı. Birlik olamadığımız için bizi böyle rahatça kandırıyordu patronlarımız.
Biz Arslanlı Örme işçileri olarak maaşlarımızı, fazla mesailerimizi, ikramiyelerimizi ve kıdem tazminatlarımızı almak için bu işin peşini bırakmayacağız. Hakkımız olanı alacağız! Yeter ki birlik olalım. Eğer birlik olursak önümüzde hiçbir engel kalmaz.
Aynı sorunları başka fabrikalarda yaşayan işçi kardeşlerime sesleniyorum: “İşten atılırım” diye birlik olmaktan korkmayın. Öyle ya da böyle işsiz kalıyoruz işte. Hakkımız olanı patronlardan almak için birlikte mücadele etmeliyiz. Yoksa haklarımıza sahip çıkamayız ve bizde olduğu gibi patronlar sizi de kandırır.
- Kütahya Şeker Grevi 3’üncü Gününde
- İşçiler Sendika Düşmanlığına Karşı Mücadele Ediyor
- Omsa Metal İşçileri Sendika Hakları İçin Direnişte
- Cam İşçileri Grevde, İzBB İşçilerinin Direnişi Sonuç Verdi
- Sefalet Zammı Dayatmasına, İşten Atmalara Karşı İşçi Mücadeleleri
- Soygun Değil de Ne?
- İzmir’de Grevci İşçiler Sefalet Dayatmasına Hayır Dedi
- DYO Boya Grevi Kazanımla Sonuçlandı
- İşçiler, Emekliler Sefalet Dayatmasına Karşı Mücadeleyi Büyütüyor
- Buca Belediye İşçilerinin Anlattıkları
- Çiğli Belediyesinde İşten Atılan Kadın İşçilerin Mücadelesi Sürüyor
- Kamu Emekçileri, Öğretmenler, İşçiler Mücadele Ediyor
- Polonez İşçilerine Selam Olsun
- Bize Ekmek Yoksa Size Pasta Yok!
- Buca Belediyesi İşçileri Ücret Gaspına Karşı İş Bıraktı
- Hak Gasplarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçi Mücadeleleri
- Reckitt İşçilerinin Grevi Kararlılıkla Sürüyor
- İzmir Belediye İşçilerinin Grevi Bitti Ama Grev Nefreti Bitmedi
- Bayramın Üçüncü Gününde KRT İşçileriyle Dayanışma
- KRT Çalışanlarından Eylem
Son Eklenenler
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...